Sosyalist İşçi gazetesinin 615. sayısında şeker fabrikalarının özelleştirilmesine neden karşı olmamız gerektiği tartışılıyor.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı kamuoyunda önemli bir tepki var. Bir yandan milyonlarca insan özelleştirme sonucu işsiz kalacak, bir yandan kanserojen etkisi olan mısır şekeri piyasada egemen olacak.
Özelleştirilecek fabrikaların çoğu kapatılacak, arsaları satılacak veya depo olarak kullanılacak. Çalışmaya devam edecek olanlar ise kısa sürede mısırdan şeker elde edilen tesislere çevrilecek. İnsanlar bu apaçık hatalı uygulamaya karşı seslerini yükseltiyorlar.
Şekerin üretildiği pancar, Türkiye’nin bitkisi olarak akıllara gelir, Türkiye pancar üretiminde dünyada beşinci ülkedir. Mısır üretiminde GDO’lu tohumlar yaygın olarak kullanıldığından, mısırdan şeker elde edilmesi sağlık açısından zararlıdır.
10 milyon insanı ilgilendiriyor!
Bugün itibarıyla şeker sektöründe 25’i kamunun elinde toplam 33 fabrika var. Bu fabrikalarda 50 bin işçi istihdam ediliyor. Yaklaşık 250 bin aile pancar ve mısır (şeker üretiminde kullanılan) üretiminde çalışıyor. Nakliyecisi, besicisi ve yöre esnafıyla beraber şeker üretimi 10 milyona yakın insanı ilgilendiriyor.
Türkiye’nin 2017 yılı şeker tüketimi 2,7 milyon ton oldu. Bunun 400 bin tonu mısırdan elde edildi, 2 milyon tonu pancardan üretildi, kalan 300 bin tonluk kısmı ise ya ithal ediliyor ya da kaçak yollarla getiriliyor. İthal veya kaçak getirilen şekerin de mısırdan üretildiği yani sağlığa zararlı şeker olduğu biliniyor.
Fabrikaların 3 milyon ton şeker üretme kapasitesi var, ama sadece 2,4 milyon şeker üretiliyor, çünkü ithal veya kaçak giren mısır şekeri giderek piyasada daha fazla yer kaplıyor.
Sağlığımıza ve işimize zararlı
Danıştay daha önce şeker fabrikalarının özelleştirmesini reddetmişti. Hükümet OHAL fırsatçılığına ve KHK’ya dayanarak, yargı yoluna başvurulamayacağı rahatlığı ile şeker fabrikalarını özelleştiriyor.
Özelleştirme kapsamına alınan 14 fabrika 1 milyon ton şeker üretiyor, 125 bin hektar ekim alanı ile pancar ekim alanlarının yüzde 50’sinin ürününü işliyor. Özelleştirecek 14 fabrikada toplam 5 bin işçi çalışırken tarımsal alanlarda 50 bin çiftçi ailesi üretim yapıyor. Üretim sürecine katılan yan sanayi çalışanları ile birlikte toplam 2 milyon insan şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden etkilenecek.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin arkasında tarım alanında uluslararası düzeyde tekelleşmiş bir şirket olan Cargill’in olduğu söyleniyor. Cargill şirketi, hükümete sunduğu raporlarda “şeker pancarı yerine –kendi ürettiği- mısır şurubunun kullanılması’ gerektiğini söylemekte. Bu da şeker pancarı üretimi yerine, kalp, kanser, şeker hastalığı gibi pek çok önemli sağlık sorunlarına yol açan nişasta bazlı mısır şekeri üretiminin ağırlık kazanacağını göstermekte.
Şeker direnişi büyüyor
Hükümetin şeker fabrikalarını özelleştirme girişimine karşı işçiler direniyor. Türk-İş özelleştirmeye karşı olduğuna dair bir basın açıklaması yaptı. Şeker-İş Sendikası, fabrikalarda ve pancarın ekildiği 64 ilde çiftçi, besici, nakliyeci birlikleri başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve vatandaşların katılımıyla “Şeker fabrikaları satılmasın” imza kampanyası başlattı, kampanyaya katılım 1 milyona ulaştı. İşçiler çeşitli illerde sokak eylemlerine başladı, hepimiz şekerin özelleştirilmesine karşı eylemlerle dayanışma içinde olmalıyız.
AKP özelleştirmeden yana
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili kararı hatırlatan AKP hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmeyeceğini AK Parti hükümetleri hiçbir zaman söylemedi. Biz her zaman özelleştirmeden yana olduğumuzu söyledik. Yozgat’ta da, Sorgun Şeker Fabrikası'na gittiğimizde işçilerin yüzüne de bunu söyledik, kimseyi aldatmadık, kimseyi kandırmadık. Biz ne yapacağımızı söyleyerek siyaset yapıyoruz, bundan sonra da öyle yapacağız" dedi. Önümüzdeki seçimlerde işçiler elbette AKP’nin bu söylediklerini hatırlayacaktır.
(Sosyalist İşçi)