MAPP tarafından Tez-Koop-İş’e üye oldukları için işten çıkarılan işçiler mücadeleye devam ediyor. Hem işyerinde işleyen süreci, hem de işçilerin direnişini Tez-Koop-İş örgütlenme uzmanı Mustafa Özgen ile konuştuk.
Marksist.org: MAPP işyerlerinden atılan işçiler Ankara’da bir eylem yaptılar. Bugüne kadar gelen süreci biraz anlatabilir misiniz?
Mustafa Özgen: Biz Tez-Koop-İş Sendikası olarak bir süredir MAPP işyerlerinde örgütlenme çalışması içindeydik. Bu MAPP işyeri Coca-Cola, Efes Pilsen, Doğadan, Samsung, Shell gibi dünya çapında tanınmış markalara hizmet veren bir şirket. Bu firmaların dağıtımını yapıyor. Bu işyerine bağlı çalışan arkadaşlar Migros’larda, Carrefour’larda, Kipa’larda Coca-Cola, Efes gibi reyonları düzenliyorlar. Bir kısmı sabit çalışıyor, bir kısmı da mobil çalışıyorlar, araç altlarında sürekli olarak eksikleri tamamlıyorlar, tanzim ediyorlar ve düzenli şekilde malları dolaplara dolduruyorlar. Reyonların sürekli düzenli ve temiz görünmesini sağlıyorlar. Türkiye genelinde aşağı yukarı 700 çalışan var. Antalya, İzmir, İstanbul, Bursa, Trabzon gibi bölgelere dağılmış durumda. Ankara bölgesinde örgütlenme çalışmalarımız epey üst noktaya ulaşmıştı. Son haftalarda işveren örgütlenme çabalarımızı öğrenerek baskı yapmaya başladı. “İstifa edin”, “istifa etmezseniz sizi işten çıkarırız” gibi yaklaşımlar sergilemeye başladı. Örgütlenme çalışmamızı mümkün olduğunca gizli yürütüyoruz ama tüm Türkiye çapında faaliyet yürüdüğü için yapısı itibariyle dağınık bir örgütlenme söz konusu. Geçen haftanın sonlarında Ankara’da 20’ye yakın arkadaşımızın iş akdini fesh ettiler. Yine Türkiye genelinde Antalya, İzmir, İstanbul gibi bölgelerde işten çıkarmalar oldu. 40’a yakın işçinin iş akdine son verildi. Özellikle arabayla mobil olarak çalışan arkadaşlarımızın işlerine son verildi. Bunlar için çeşitli bahaneler uyduruldu. Araçlarındaki GPS ile hız sınırları tespit ediliyor. Bir mahallede hız sınırı 50 ise, siz 51 ile gitmişseniz, hız sınırını aşmış oluyorsunuz, “sözleşmede var” diyerek işten çıkarıyorlar. Son bir hafta içinde böyle işten çıkarmalar yaşandı. Ama baktığınızda bir işçi 15 yıldır defalarca 51’le gitmiş olabilir ama örgütlenmeye başladığında bu gerekçe gösterildi.
Marksist.org: Patronun e-devlet şifresini isteyerek örgütlenen işçileri tespit etmeye çalıştığı anlatılıyor. Böyle bir uygulama var mı?
Mustafa Özgen: Bir süre işveren kimin sendikaya üye olup olmadığını bilemedi. Toplu sözleşme yetkisi almadığınız sürece, e-devlet sistemi üzerinden sendikaya üye olunabiliyor ve işveren kimin üye olup olmadığını bilmiyor. E-devlet üzerinden sendikaya üye olduğuzda üyeliğini sadece Çalışma Bakanlığı ve üye olunan sendika tarafından biliniyor. Ama işveren, işçilerin e-devlet şifrelerini alarak kimin sendikaya üye olduğunu anlamaya çalıştı. Bunu başaramayınca, başka istihbari yollarla öğrenme çabasına girişti. Zaman zaman arkadaşlara “sendika sizi korumaz, koruyamaz, şu anda OHAL var, OHAL süresince sendika bir şey yapamaz, üye olmayın, olmuşsanız istifa edin” gibi laflar etmişler arkadaşlarımıza.
Marksist.org: Başka eylemler düşünülüyor mu?
Mustafa Özgen: Henüz sendikamız net bir eylem kararı almış değil ama atılan arkadaşlarımız işlerini geri alana kadar hem hukuki olarak hem de eylemsellik anlamında mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu kararlılık var sendika genel merkez yönetim kurulu üyelerimizde.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.