Yeni yıla damgasını vuran Taşeron KHK’sı işçilerin direnişlerine neden olmaya başladı. KHK ile çeşitli kamu kuruluşlarında taşeron olarak çalışanlara kadro verileceği ve belediyelerde çalışan taşeron işçilerin de belediye şirketlerine alınacağı ilan edilmişti. Ancak kanun çok sayıda kamu kurumunu kapsam dışında bırakıyordu. Bunlardan birisi de İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ).
İSKİ’ye bağlı 30 şubede çalışan 3000’e yakın bakım-onarım hizmeti veren taşeron işçi belediyelerde çalışan işçilere kadro verilirken kendilerinin dışarıda bırakılmalarına tepki olarak iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor. İlk olarak 8 Ocak Pazartesi günü İSKİ Genel Müdürlüğü önünde toplanan işçiler taleplerini dile getirdiler.
İşçiler eylemlerini Salı günü de sürdürürken marksist.org muhabirleri işçilerin yanındaydı. İşçiler, önceki gün protestoya katıldıkları gerekçesiyle taşeron firmaların protestoya katılan işçilerden 12’sinin sözleşmesinin fesh edildiğini anlattı. İşten atılanların geri alınması için Genel Müdürlük ile görüşüldü ve dilekçe verildi. İşçiler ayrıca kadroya alınmak için de dilekçelerini hazırlayarak toplu olarak Genel Müdürlüğe sundular. Ancak dilekçelerin kabul edilmediğini ve muhatap bulamadıklarını belirttiler.
İşçiler kendilerine desteğe geldiğini iddia eden Hak-İş’e bağlı Enerji-İş sendikası başkanı Mahmud Altınsoy’un provokasyonu ile karşılaştı. DİSK’e bağlı Enerji-Sen temsilcilerinin desteğe geldiğini gören Altınsoy, Evrensel gazetesinin bildirdiğine göre “Ben burayı (Enerji-Sen’i kastederek) provoke etmenize müsaade etmem. Bu arkadaşlarla ilgilenecek olan biziz. Burada işveren DİSK’i görürse yardımcı olacaksa da olmaz” dedi. Bunun üzerine çıkan tartışma sonucu iki sendika da alandan ayrıldı.
Sendikaların ayrılmasının ardından işçiler dilekçelerin dikkate alınmamasını ve bir sonraki gün eylemi nasıl organize edeceklerini konuşmak üzere bir araya geldiler.
Neden iş bırakma eylemi yaptıklarını bir işçi şu sözlerle anlattı:
“Kanunları televizyondan duyuyoruz. İSKİ çalışanlarının bir kısmı kadrolu olacak. Bunlar, temizlik işçisi, çayçı vb. bunlar kadrolu olacak. Diğerleri kadro dışında bırakılıyor. Ben İSKİ arızada çalışıyorum. Neymiş? İnşaat firmasında çalışıyormuşum. Tamam da ihaleyi devlet olarak inşaat şirketine verdiysen benim burada suçum ne?20 yıldır İSKİ’de çalışıyorum. Bugüne kadar ne bir senelik izin hakkım oldu ne de tazminat hakkım oldu. Altı ayda bir şirketler birbirlerine devrediyorlar emeklilik ve kıdem haklarımız gasp ediliyor. Sigorta primlerimiz eksik yatıyor. Maaşlarımızın bir kısmı bankaya yatıyor, bir kısmını elden veriyorlar. Keyiflerine göre iş yapıyorlar. Bu eylemleri sesimiz duyulsun diye yapıyoruz. Hükümet kadro vaad etti ama şimdi ayrımcılık var. İçerde çalışına kadro veriyorsun. Ama dışırıda her türlü zor koşullar altında çalışanlara neden kadro verilmiyor? Kaldı ki asıl iş yedek iş tarifinde de asıl işleri biz yapıyoruz.”
Bir diğer işçi ise “Sigorta primlerimiz aldığımız 2000 TL üzerinden yatmıyor. Sadece maaşımız var. Yemek, yol vb. hiçbir sosyal hakkımız yok. Pek çok zaman arızaya gidiyoruz. Kapıyı çalıyoruz. “Kim o” diyorlar, “iSKİ” diyoruz. Ama kadrolu çalışanların haklarından yararlanamıyoruz. . Devletin işini yapıyoruz ama haklarımızı alamıyoruz. Ağır çalışma koşullarımız var. Sadece yıllık izin hakkımız değil haftalık izini hakkımız da yok. On beş günde bir gün izin kullanıyoruz.” Diye konuştu.
İşçiler bugün de Genel Müdürlük önündeki eylemlerini sürdürüyorlar. Eylemlerinin devam edip etmeyeceğine ise bugün karar verecekler.