Antikapitalistler platformunun çağrısı ile farklı iş kollarından işçilerin bir araya geldiği Emek Forumu'nun sonuç bildirisi açıklandı:
İşçi sınıfı dünya çapında sendikal krizini aşabilmiş değil ama pek çok yerde işgal, direniş ve grev eylemleri gerçekleştiriyor. Dünya’daki en kalabalık işçi nüfusuna sahip olan Çin’de geçen iki yıl içinde fabrika işgalleri ve eylemler yapıldı. Mücadele sayesinde Çin’de işçi sınıfı ücretlerine yüzde 50 oranında zam almayı başardı. 2016 yılında Hindistan’da işçiler ücret artışı için genel grev yaptılar. Birleşik Sendikal Komite tarafından organize edilen greve 150 milyon işçi katıldı. Brezilya’da ve Yunanistan’da işçiler genel grev yaptı.
Türkiye’de de işçi sınıfı OHAL koşullarında mücadele etmeye devam ediyor. 2017 yılının ilk altı ayında, toplam 338 vakada 596 eylem gerçekleşti. 2016 yılında aylık ortalama 43 eylem yapılırken, 2017’de bu sayı 47’ye yükseldi. Taşeron işçiler, hak mücadelesi veren işçiler, kadın işçiler eylemlere yoğun olarak katıldı. Memurlar KHK adaletsizliği, taşeron işçiler ücret gaspı, özel sektör işçileri TİS anlaşmazlığı için eylem yaptı. En fazla eylem inşaat işkolunda yapıldı, memurlar ve metal sektörü diğer önemli eylem yapılan sektörler oldu. KESK tüm eylemlerde en fazla öne çıkan sendika oldu, onu DİSK ve Türk-iş izledi. Dayanışma eylemlerinde TMMOB da çok sayıda eyleme katkı sağladı.
Her işyerine sendika, sendikal birlik
Türkiye’de bir milyon patrona karşılık, 31 milyon işçi, köylü, emekçi var. 13,5 milyon sigortalı işçi içinde sendikalı işçi sayısı 1,6 milyon, bu işçilerin 1 milyonu toplu sözleşmelerden yararlanıyor. İşçi kesiminde sendikalaşma oranı yüzde 12. Türk-İş’in üye sayısı 907 bin, Hak-İş’in 545 bin, DİSK’in 146 bin.
Sendika üyesi olma hakkı olan 2,5 milyon memurun 1,7 milyonu sendikalarda örgütlü, bunların 997 bini Memur-sen, 167 bini KESK, 396 bini Kamu sen, 64 bini Birleşik Kamu iş üyesi. Memur kesiminde sendikalaşma oranı yüzde 69. Memur sendikalarının toplu sözleşme ve grev hakkı bulunmuyor.
Emek Forumu’ndan birleşik mücadele ve örgütlenme çağrısı
1990’lı yıllarda KESK’in grevli, toplu sözleşmeli sendikal mücadelesi işçi hareketi içinde öncü bir güç oluşturmaktaydı. Hareketin önünde yer alan KESK aktivistleri geride kalan diğer konfederasyonlara öncülük ederek, hareketi EMEK Platformu adı altında birleştirmeyi başardı. Yüz binlerce işçi ve memur EMEK Platformu’nun organize ettiği eylemlere katıldı. Bugün işçi hareketinin önünde en büyük bariyer hareketin bölünmüşlüğüdür. Türkiye’de altı büyük işçi ve memur konfederasyonu var. Bu da zaten cılız olan örgütlenme düzeyinin daha da güçsüz olmasına yol açıyor. Oysa işçi sınıfının tamamını örgütleyen tek bir konfederasyon, işçi sınıfını güçlendirir. “Birleşen işçiler yenilmez” şiarından yola çıkarak, işçi sınıfının birleşik mücadelesini her yerde savunmalıyız.
Çalışma koşullarımız farklı olmakla birlikte, iş gücünden başka satacak şeyi olmayan bireyler olarak işçi sınıfının bir parçasını oluşturmaktayız. Bu nedenle her işyerinde sendikal örgütlenmeyi oluşturmak ve geliştirmek için mücadele etmeliyiz.
2018’de mücadeleyi yükseltelim
2018 yılı, iş yerlerinde mobbinge, cinsiyetçiliğe, iş cinayetlerine, ırkçılığa, performans dayatmasına karşı mücadelenin ve dayanışmanın yükseltildiği bir yıl olmalıdır. İşçiler patronların her türlü performans baskısına uğruyor. İşyerinde psikolojik şiddet ve mobbing her sektörde işçileri baskı altına almakta. Cinsiyetçilik, performans baskısı, mobbing ve ayrımcılığın olduğu her yerde mücadele etmeli, örgütlenmeli, eylemlerimizi birleştirmeliyiz.
İşyerlerinde ırkçılığa karşı mücadele önemli bir husus. Saya işçilerinin direnişi Suriyeli mülteci işçilere karşı önyargıyı kırdı. Milliyetçilik ve ırkçılığın böldüğü işçiler, patronlara karşı yapılan eylemde bir araya geldiler. Saya işçileri sınıf kardeşliğinin ve ırkçılığa karşı mücadelenin güzel bir örneğini sergilediler. Sendikalar mülteci işçiler arasında örgütlenmeli ve eşit işe eşit ücret talebi etrafında tüm işçilerin ortak mücadelesini örgütlemelidir.
OHAL ve KHK’lar yüz binlerce insanı işsiz, aç ve çaresiz bıraktı. Emekçi kesimler OHAL koşullarında giderek yoksullaşırken, sermaye kesimleri çeşitli teşviklerle desteklendi. KHK’lar ile grev yasaklarının önü açıldı. İktidar olduğu 2002’den itibaren 8 kez grev yasaklayan hükümet, sadece bir yıllık OHAL döneminde 5 büyük grevi yasakladı. OHAL kaldırılmalı, insanları açlığa mahkûm eden KHK’lar iptal edilmelidir.
(Video) Emek Forumu'ndan sesler
Hükümetin kamuda çalışan taşeron işçilere kadro vermek için çıkardığı KHK’da, taşeron işçilerin büyük bir çoğunluğu kapsam dışında bırakıldı. Kapsamda olan işçilere ise hem güvenlik soruşturması hem de sınav şartı getirildi. 2, 5 milyon işçinin geleceğini ilgilendiren taşeronlaştırmaya karşı, ayrımsız, şartsız, kamu-özel tüm işçilere kadro verilmesi için çözüm, işçilerin birleşik mücadelesinden geçmektedir. Koşulsuz, şartsız tüm işçilere kadro verilene kadar tüm konfederasyonlar birleşik mücadele etmelidir.
2017’nin son çeyreğinde açıklanan rakamlara göre Türkiye ekonomisi yüzde 11 büyüdü, enflasyon ise yüzde 13 oldu. Patronların yüzde 56 oranında kar elde ettiği koşullarda işçi sınıfı sefalet koşullarına mahkûm edilemez. Ücret artışları açıklanan rakamlara uygun olarak en az yüzde 24 olmalıdır. Konfederasyonlar ücret artışları ve asgari ücretin 2300 TL olması için ortak mücadele etmelidir,
Kapitalizmin krizinin giderek derinleştiği, işçi sınıfına yönelik saldırıların hız kesmediği koşullarda tek sınıf tek sendika ve tek mücadele sloganını öne çıkarmalıyız. 2018 yılı düşük ücretlere, güvencesizliği, taşeronlaştırmaya, iş cinayetlerine, sendikasızlaştırmaya karşı birleşik mücadelenin yükseltildiği bir yıl olmalı.
Emek Forumu bütün konularda sendikaların ortak mücadele gerçekleştirmesi için imza kampanyaları, toplantılar düzenleyecek, mücadele eden işçilerin birleşmesine destek verecektir.
Bu noktadan hareketle; İşçi sınıfının birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs tek bir alanda merkezi olarak kutlanmalıdır. Emek Forumu, bugünden bütün illerde ortak 1 Mayıs yapılması için işçilere ve işçi örgütlerine çağrıda bulunmaktadır.