Kara Cuma’nın görünmeyen yüzü; siparişleri yetiştirebilmek için günlerce gece gündüz çalıştırılan, fazla mesai ücretleri ödenmeyen işçiler.
‘Alışveriş çılgınlığı’ Kara Cuma, bu yıl 25 Kasım’da başladı. Bir hafta sürecek ‘çılgınlık’, bu sene Türkiye’de de ünlü markaların ‘indirim’ kampanyalarıyla gündem oldu. Yapılan ‘büyük indirimler’, kuyruk kavgaları, bir anda boşalan mağazalarla gündem olan Kara Cuma’nın görünmeyen yüzü ise o hiç sevimli değil. Siparişleri yetiştirebilmek için günlerce gece gündüz çalıştırılan, fazla mesai ücretleri ödenmeyen işçiler.
Türkiye’de bu yıl daha da ‘moda’ olan en ünlü markaların ‘büyük’ indirimleriyle gündeme gelen Kara Cuma kampanyaları daha çok internet üzerinden yürüdü. Yüz binlerce siparişi yetiştirmek için gecesini gündüzüne katan işçilerin payına ödenmeyen fazla mesai ücretleri ve yorgunluk kaldı.
Esenyurt, Kıraç ve Avcılar’da görüştüğümüz depo ve liman işçilerinin anlattıkları Kara Cuma’nın işçiler için gerçek anlamıyla Kara Cuma’ya döndüğünü gözler önüne serdi.
180 bin ek sipariş
Esenyurt’da Kara Cuma’nın ardından gece vardiyasından çıkan bir depo işçisiyle bir araya geliyoruz. Son bir haftadır çok yoğun çalıştıklarını, sürekli fazla mesaiye kaldıklarını söylüyor. Nedeninin de Kara Cuma için mağazalardan gelen 180 bin ek sipariş olduğunu söylüyor. Yaşadıklarını da şöyle anlatıyor: “180 bin ek sipariş geldi mağazalardan yetiştiremedik. Ben ilk defa böyle yoğunluk gördüm. Kaç gündür yoğun bir tempoda çalıştırılıyoruz. Bunlar, mübarek cumayı da kara yaptılar. Bizim patronları bilirsin abi din iman lafını ağızlarından düşürmez ama... Olan bize oldu.”
Fazla mesai ödemesi yok
Yaptıkları fazla mesainin parasını alamadıklarını anlatıyor işçi. Patron diğer günler için denkleştirme yapacakmış. Alışveriş çılgınlığına da tepki gösteriyor işçi: “Bizim millet de ayrı bir manyak... Koşa koşa gider mi insan alışveriş yapmaya? Neymiş; indirimmiş. Yalan abi normalde sattıkları gibi sattılar.”
Bu kez ünlü bir tekstil firmasının deposunda çalışan işçilerle buluşuyoruz. Asgari ücretin 100 lira üzerinde ücret alıyorlar. Üstelik bu uygulama yeni işe girenlerde de geçerli değil. Yeni işçiler asgari ücretten işe başlatılıyor. Son zamanlarda ise sadece İŞKUR üzerinden dönemli işçi alınıyor. Maliyetini devletin karşıladığı işçiler...
Önce işçilerine indirim yapsınlar
Bir işçi Kara Cuma’yla ilgili şunları söylüyor: “Önce kendi elemanlarına indirim yapsınlar. Biliyorsunuz abi bizim primlerin de üstüne yattılar, biz kendi ürettiğimizi almakta zorlanıyoruz. Valla bizim validelerde çıktı alış verişe iki tane kazak alıp döndüler, umdukları gibi olmadı. Öyle bir yaydılar ki sanki bedava verecekler. Bizde deli gibi çalıştık durduk. 180 bin adet ek sipariş geldi. Bu rakam önceden gelen siparişlere ek. Yüz binlerce ürün sattılar eee bize düşen ne bırak ikramiye falan almayı mesai ücretimizi bile alamadık. Nasıl bir icattır anlamadım! Zaten biz milletçe biri hıyar dese tuzluğu alıp koşuyoruz. Bir de sorsan bizim işyerinde herkes Kara Cuma muhabbetine karşı ama herkesin de gözü mağazalardaydı. Gerçi para yok alan da kartlara yüklenerek bir şeyler aldı.”
Namazdan çok bu konuşuldu
Kıraç’ta liman işçileriyle bir kahvede konuşuyoruz. Genç bir liman işçisi başlıyor söze: “Cuma günü namazdan çok bu konu konuşuldu. Hoş pekte alışveriş yapan olmadı. Bu Hıristiyan bayramı bas bas bağırıyorlardı ya yıl başı noel bizim günümüz değil diye şimdi de onların Kara Cuma’sını al hoop burada uygula... Çocukluktan beri çalışıyorum 10 yıldır sadece liman dayım ama bir şey biriktirdiğimiz mi var? Aç karnımızı zor doyuruyoruz. insanların aklına sokuyorlar indirim var diye bakıyorsun her şey yine ateş pahası. Baksan bu kampanyayı yapan firmalar hep Müslüman.”
Bize her gün indirim!
Konuyla ilgilenmeyenler de var. Limanda vinç operatörü olan bir işçi alıyor sözü: “Ben gözümü liman da açtım. Valla anlamam, karasını-aydınını. Benim kız internetten bakıp duruyordu bir ondan duydum Kara Cuma falan, başka da duymadım. Zaten biz de her gün indirim, deliye her gün bayram hesabı... Bu mağazaların indirimi bitmiyor. Yüzde 50 indirim yüzde 70 indirim. Ama bakıyorsun en basit kazak 50 TL. Biz vinççiler asgari ücretin çok çok üstünde maaş alıyoruz. Ona rağmen yetmiyor. Ben oğlanı kızı hanımı alıp alışverişe gidince kalp krizi geçirecek gibi oluyorum... Bir de uydurdular Kara Cuma. Aslında mantıklı kara gündür işçinin alışveriş günü.”
Limanda mafi operatörü olan işçi alıyor sözü: “Ben tır şoförüyüm. Kapıkule’den çıkınca her şey ucuz. Kapıkule’den girdin mi her şey ateş pası. Şimdi indirim de yapsalar bindirim de yapsalar alım gücümüz olmadık tan sonra hiçbir anlamı yok. Arkadaşın dediği gibi biz de gün çok analar günü, babalar günü, kadınlar günü, öğretmenler felan filan. Amaç tüketmek ya kardeşim. Biz de isteriz bir şeyleri gönlümüzce alalım ama yok işte. Ay sonu geldi çay parasını zor buluyoruz. Ben de hanım dan duydum Kara Cuma’yı. Ona ‘hatun bizim her günümüz kara’ dedim. Ailen bir şey istedi mi alamayınca insan üzülüyor. Ama durum ortada geçinemiyoruz.”
(Sinan Ceviz-Evrensel)