Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın emekçilere “müjde”lediği kıdem tazminatının gaspının emekçiler için ne tür sorunlar yaratabileceğini ve nasıl mücadele etmek gerektiğini DİSP'li aktivist Faruk Sevim ile konuştuk.
Emek örgütlerinin ve sendikaların ‘kırmızı çizgimiz’ diyerek uzun süredir karşı çıktığı kıdem tazminatının fona devri düzenlemesi bugün Bakanlar Kurulu’na sunuluyor. Hükümet çalışanların kıdem tazminatıyla ilgili mağduriyet yaşadığını öne sürerek bu düzenlemeyi getirdi. Ancak fon uygulamasıyla işçilerin iş güvencesi elinden alınacak, tazminat yükünden kurtulan patronların daha kolay işten atması sağlanacak.
Faruk Sevim kıdem tazminatında yapılacak düzenleme hakkında şunları söyledi:
"Kıdem tazminatı ve memurun iş güvencesi için birleşik mücadele şart"
"İşçi sınıfının en önemli kazanımlarından biri olan kıdem tazminatına karşı saldırı somutlaşmaya başladı. 1 Mayıs günü Çalışma Bakanı; “kıdem tazminatı konusunun 2-3 ay içinde halledileceğini, yüzde 70 mutabakat sağlandığında tasarının meclise sunulacağını” söylemişti, dün yaptığı açıklamada tasarının Bakanlar Kuruluna sunulacağını açıkladı. Ama yüzde 70 mutabakatı kimlerle sağladığını açıklamadı.
İstedikleri gibi kolayca ve en az maliyetle işçi çıkarmak, yerine kolayca esnek ve güvencesiz çalışacak işçiler almak, onları diledikleri gibi sömürmek ve canları ne zaman isterse o işçileri kolayca işten atabilmek, patronların yıllardır dile getirdikleri talepleri.
Kıdem tazminatını fona devretme konusunun en önemli amacı bu. Hükümet de patronların bu talebini yerine getirmek için kolları sıvadı, harekete geçti.
Hükümetin ve patronların kıdem tazminatına yönelik bu saldırısına karşı, işçi sınıfı bütün örgütleri ile birlikte harekete geçmeli, kesinlikle kıdem tazminatına dokundurmamalı, fon gibi tuzaklara düşmemelidir.
657 sayılı yasada yapılacak değişiklerle memurun iş güvencesi ortadan kaldırılıyor
Memur sendikalarının “İş güvencesiz personel alanları çoğaltılıyor” diye karşı çıktığı yeni 657 sayılı yasa taslağı; sağlık, teknik, güvenlik, bilişim ve ulaşım alanlarını da içine alacak şekilde genişletiliyor, artık bu alanlarda da sözleşmeli personel çalıştırılabilecek. Ayrıca ister memur ister sözleşmeli olsun tüm çalışanlar için terfi ve ücret artışlarında tıpkı özel sektördeki gibi performansa bakılacak.
Yeni yasa tasarısına göre “devlet çalışanı” adı verilen memurların maaşı ve terfileri, başarı ve verimliliğe dayandırılacak. Düzenlemede, doktor, hemşire gibi sağlık görevlileri ile mühendis, din görevlisi, öğretmen, zabıta, avukat, hava trafik kontrolörü, itfaiyeci, kimyager, mübaşir, pilot, teknisyen gibi çok sayıda kamu görevlisi sözleşmeli statüsüne alınıyor.
Çalışma Bakanı, yeni yasa ile memurun iş güvencesinin ortadan kalkacağı yönündeki eleştirilere yanıt vermiş, “Devlet güvencesinin kalkması söz konusu değil” demişti. Ancak Bakanı daha sonra “Kamuda güvencenin tapulu mal gibi olmasını doğru bulmuyorum” şeklinde açıklamada bulunarak memurun iş güvencesinden yana olmadığını da ortaya koymuş oldu.
Anlaşılan o ki, referandum sonrası gelmesini beklediğimiz kıdem tazminatının yok edilmesi ve memurun iş güvencesinin ortadan kaldırılması hususları artık gündemimize girdi. Emek örgütlerinin bu her iki konuda gelmekte olan saldırıyı püskürtmek için birlikte mücadelesi şart."
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.