Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) hesaplamalarına göre, geçen yıl yüzde 7.9 artan asgari ücret, yüzde 11.87 bulan enflasyon karşısında yüzde 3.5 değer kaybetti.
BİSAM’dan yapılan açıklamada, “Asgari ücret enflasyon karşısında ‘mum gibi’ eridi” denildi.
BİSAM tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Nisan 2017 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre TÜİK tarafından yüzde 11.87 olarak açıklanan enflasyon, kendi hesabına çalışanlar için yüzde 12.68, düzenli ücretlilerde yüzde 11.96 olarak gerçekleşti. Aylık enflasyonun en çok etkilediği kesim ise yüzde 1.36 ile ücretsiz aile işçileri oldu.
“Enflasyon toplumun her kesimini yaptıkları harcamalara göre farklı olarak yansıyor” denilen BİSAM açıklamasında, “Örneğin gıda fiyatlarındaki artış dar gelirliyi daha fazla etkiliyor. Nitekim farklı gelir gruplarına ve statüye sahip olan kesimler, fiyat atışlarını farklı düzeylerde hissediyor. Tüm gelir grupları için tek bir tüketici fiyat endeksi açıklanıyor. Bunun bir sonucu olarak yaşadığımız enflasyon resmi enflasyon ile uyumsuzluk gösteriyor” denildi ve şu bilgiler verildi:
- Nisan 2003-Nisan 2017 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 212 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 238,
- Yevmiyeli çalışanlar için yüzde 255,
- Emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 243,
- Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi için yüzde 249 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 232 olarak gerçekleşti. Buna göre enflasyon yoksulu daha fazla vurdu.
Alım gücü düştü
Rapora göre, asgari ücret geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7.9 artış göstererek AGİ (asgari geçim indirimi) dâhil 1404 TL seviyesinde buna karşın enflasyon oranı resmi olarak yüzde 11.87 olarak gerçekleşti. Asgari ücret enflasyon karşısında alım gücünü bir yılda yüzde 3.5 kaybetti. Asgari ücretin alım gücü kaybı meyvede yüzde 21.7, katı ve sıvı yağlarda yüzde 16.0, ette yüzde 7.4, ekmek ve tahıllarda yüzde 3.8, süt, peynir ve yumurtada yüzde 3.1, kara yolu ile yolcu taşımacılığında yüzde 7.4, temel hastane hizmetlerinde yüzde 11.2, ilaçlarda yüzde 4.3, kirada yüzde 5.2 kayıp yaşandı. Kayıp enflasyon hesaplamasından kaynaklı olarak mevcuttan daha düşük çıktı.
Enflasyondaki hareketlerin doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip olduğu da vurgulanan BİSAM açıklamasında, “Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi tüketici fiyat endeksi arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden oluyor” denildi ve şöyle devam edildi: “Aynı zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem, sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden olmaktadır. Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırmaktadır.”
Kayıplar karşılanmalı
Enflasyon karşısında yaşanan kayıpların karşılanması gerektiğine vurgu yapılan raporda şu değerlendirmeler yapıldı:
- Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
- Enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler, sepetten çıkartılmalıdır.
- Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vazgeçilmeli. Sepetteki değişiklikler 5’er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
- İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
- Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
- Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.
- Asgari ücrete yapılan artışın enflasyon verilerinin gerisinde kalmasından kaynaklı yaşanan kayıplar derhal giderilmelidir.”
(Evrensel)