Ankara'da gerçekleşen 1 Mayıs kutlamalarına binlerce emekçi katıldı.
Marksist.org olarak 1 Mayıs alanından edindiğimiz bazı izlenimler şöyleydi:
Can Irmak Özinanır (KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden): 1 Mayıs'ta ihraç edilenlerin ağırlıkta olduğu Eğitim Sen korteji uzun zamandır olmadığı kadar kalabalıktı. Ohal'e ve KHK'lara karşı sloganlar atarken Diyarbakır'daki barış imzacısı arkadaşlarımızın gözaltına alınmaya başladıklarını öğrendik. Barış istemek de, sendikalı olmak da suç değil. Ankara'da 1 Mayıs meydanı kalabalıktı, işçileri ve ezilenleri birleştiren mitingler yapmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha açığa çıktı.
Merve Diltemiz (KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden): Ankara'da 1 mayıs alanı geçen yıla göre çok çoşkulu ve kalabalıktı. Alandaki kadın sayısı belirgin derecede fazlaydı. Alana KHK ve OHAL yazan pankartları almadılar o nedenle Eğitimsen olarak da pankartımızdan o iki kelimeyi kestik. Eğitimsen kortejinin ve alanın bu kadar kalabalık olması pankartta yazılmasından rahatsız olunan olağanüstü dönemlere karşı olağanüstü derecede bir arada ve dayanışma içinde olduğumuzu gösterdik. Ancak Ankara için dikkat çekici olan eski yıllara göre çocuk sayısının az olmasıydı. Çocukların pusetlerin ve dayanışmanın daha çok olduğu 1 Mayıslar için direnişe devam.
Mehmet Mutlu (Ankara'daki Sokak Akademisi'nin kurucularından): Ankara’da DİSK, KESK, TMMOB, ATO, ASMMMO’nun çağrısıyla Kolej Meydanı’nda gerçekleşen 1 Mayıs Mitingi, öncelikle katılımının geçen seneye kıyasla oldukça yoğun olmasıyla dikkat çekiciydi. 10 Ekim Katliamı’nın yaşandığı şehrin sokaklarında muhaliflerin kitlesel ve coşkulu bir şekilde varlık göstermesi küçümsenmeyecek bir gelişme. Ankara 1 Mayısının sadece katılım açısından değil; sendikal itiraz ve talepler ile siyasal taleplerin eşzamanlı ve dengeli olarak seslendirilmesi açısından da başarılı bir eylem olduğunu düşünüyorum. Bir yandan kıdem tazminatının gaspedilmesi ve güvencesiz çalışmaya karşı sloganlar dillendirilirken aynı zamanda OHAL’e ve KHK’larla gerçekleştirilen ihraçlara ya da tek adam rejimine karşı sloganlar duyuldu; Selatttin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Ayhan Bilgen’in mesajları kürsüden iletildi. “Hayır” sesinin 1 Mayıs alanında yankılanmaya devam etmesi de oldukça önemli. “Hayır”ın yankısı ve kitlesel katılımın, biriken ama henüz açığa çıkmamış muhalefet potansiyelinin sembolik göstergeleri olduğunu düşünüyorum. Şunu da eklemek gerekiyor: 1 Mayıs alanında emarelerini gördüğümüz motivasyon, önünü açacak bir siyasetin geliştirilmesine ve örgütlenmesine muhtaç; yoksa zamanla enerjisini tüketmesi, gücünü yitirmesi muhtemel.