Ankara'da faaliyet yürüten Yaşam İçin Ses Ver inisiyatifi, 1 Mayıs'la ilgili yazılı bir açıklama yayımladı.
Dün yayımlanan açıklama şöyleydi:
"Birlik, mücadele, dayanışma için BARIŞ!
Yarın 1 Mayıs!
İşçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü.
İşçi sınıfının birlik olmaya, mücadele etmeye ve dayanışmaya her zamankinden de fazla ihtiyacı var.
İşçilerin hatırı sayılır bir kısmı açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan maaşlarla yaşama tutunmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz sene iş kazası olarak adlandırılan iş cinayetlerinde en az 1970 işçi hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı. OHAL'in ilan edilmesinden sonra iş cinayetlerinde en az %9 oranında bir artış gözlemlendi.
OHAL'in ilanıyla birlikte işçi sınıfına adı konulmamış bir savaş ilan edildi. KHK'lar ile işçi sınıfının önde duran, sendikalı, aktif binlerce üyesi sorgusuz sualsiz işten atıldı; iş güvencesi tümüyle ortadan kaldırıldı. İşçilerin kaderi, hükümetin iki dudağının arasına bağlandı.
Taşeronlaşma ve güvencesiz işçi çalıştırma altın çağını yaşamaya başladı. Özellikle göçmen işçiler yoğun bir sömürüye tabi tutularak, her türlü güvenceden uzak çalışmak zorunda bırakıldıkları için, iş cinayetlerine daha da açık hale geldiler. Geçen sene en az 96 göçmen işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti; gerçek rakamın bunun kat be kat fazlası olduğu tahmin ediliyor.
Emekçilere zorunlu BES (Bireysel Emeklilik Sigortası) kesintisi yapılması ve taşeronu bile aratacak kiralık işçi düzenlemesi uygulamaya konuldu; çalışma standartları ve sosyal haklar eskisinden de geri hale getirildi.
İşçi sınıfının mücadele yöntemlerinden biri olan grev hakkı, milli güvenlik adı altında rafa kaldırıldı. Başlayan onlarca grev bu gerekçeyle yasaklandı. İşçiler zulme ve ezilmeye karşı savunmasız hale getirildi.
Bütün bunların ardında ise gerek ülkemizde gerekse komşularımızda yaşanan savaş koşulları bulunuyor. Çok da uzun olmayan bir süre önce yaşanan çözüm süreci esnasındaki çatışmasız dönem, hak ve özgürlük mücadelesinin, yaşam hakkının en güçlü şekilde verilebildiği dönemlerden biri olmuştu.
Ancak neden olduğu hâlâ anlaşılamayan bir şekilde müzakere masasının devrilmesi, hepimiz için felaketin başlangıcı oldu. Şehirler ağır silahlarla yıkıldı, binlerce insan korkunç bir şekilde hayatını kaybetti, büyük şehirlerde yaşanan bombalı saldırılar halkı sokağa çıkamaz hale getirdi, sadece insan hayatları ve şehirler değil, doğa ve hayvanlar da yok edildi, yaşam hakları ellerinden alındı. Kanlı bir darbe girişiminin de yaşanmasıyla beraber, işçi sınıfının üzerindeki baskı katbekat ağırlaştırıldı.
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma arzusunun pratikteki karşılığı, bugün çözüm için derhal harekete geçilmesi, devrilen müzakere masasının yeniden kurulması, olağanüstü halin ortadan kaldırılarak, olması gereken olağan barış koşullarının hemen bugün sağlanması zorunluluğudur.
Barış, hayattır.
Barış, anaların ağlamamasıdır.
Barış, özgürlüğe atılan en güçlü adımdır.
Barış, daha güzel bir yaşamın kapısıdır.
Barış, işçi sınıfını bağlayan zincirlerin parçalanmasının başlangıcıdır.
1 Mayıs, barış talebinin on binler, yüz binler tarafından haykırıldığı gün olmalıdır.
Israrla haykırmaya devam ediyoruz: Barış olsun, insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, analar ağlamasın!
Ölüm değil çözüm
Çatışma değil müzakere
Yaşam İçin Ses Ver İnisiyatifi"