Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, merkez ilçe ve ilçe belediyelerinde istihdam edilecek kişiler için kura çekime katılan yurttaşların söyledikleri Diyarbakır’da işsizliğin fotoğrafını ortaya koydu.
Diyarbakır’da İŞKUR tarafından ‘Toplum Yararına Çalışma Programı’ kapsamında 6 ay süreli çalışacak 5 bin personel için yapılan kura çekimine 39 bini aşkın kişi başvurdu. Kura çekiminin yapıldığı Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Bilgisayarlı kura çekiminin yapıldığı salona sınırlı sayıda kişi alındı. Bazı yurttaşlar da merkezin önünde bekledi.
Evrensel’den Serpil Berk ve Fırat Topal'a konuşan ve işe alımların referandumun öncesinde yapılmasını manidar bulduğunu söyleyen Diyarbakırlılar, ocak ayında yapılması gereken kura çekiminin şimdi yapıldığını söyledi. Çok sayıda üniversite mezunun da başvurduğu kuranın kapalı kapılar arkasında sınırlı kişiyle yapılmasına tepki gösteren yurttaşlar, “Bu istihdam değil sadece oyalama” dedi.
"Dilenci gibi bekletiliyoruz"
Kura sonuçlarını bekleyen Ziraat Mühendisliği Fakültesi mezunu Abdullah adlı bir yurttaş, kimsenin içeri alınmadığını, kura çekiminin kapalı kapılar ardında yapılmasının adil olmadığını belirterek, “Ziraat Mühendisliği mezunuyum, ‘İŞKUR kapılarında bir dilenci gibi bekletiliyoruz. İş yok, iş bulamıyoruz. İŞKUR’un olması, vatandaşa yardım etmesi kötü bir şey değil ama 15-20 yıl okuyup gelip burada iş beklemem sistemin sorunudur. Biz kapıda bekliyoruz içeride kura çekiliyor, bu ne kadar adil olabilir? O zaman ne diye çağırdılar, ne diye bu kadar güvenlik önlemi” dedi.
"Bu istihdam değil sadece oyalama"
İşletme mezunu ismini vermek istemeyen bir diğer yurttaş ise kimsenin kuyruğa isteyerek gelmediğini buna mecbur bırakıldığını ifade ederek “ İŞKUR 5 bin geçici personel alınca ülkede işsizlik sorunu çözülecek mi? Ben başvurduğumda, ‘Kura çekimi ocak ayında yapılacak' demişlerdi. Referandum muhabbetinden dolayı bu tarihe alındı. İnsanlar mecbur bırakılıyor, mühendislik okuyup 1400 TL’ye markette reyon görevlisi olarak çalışan arkadaşım var. Bu istihdam falan değil sadece oyalama” dedi.
"Referanduma yakın yapılması manidar"
İŞKUR iş başvurusu için sırada bekleyenlerden biri de Selim Akkoç. Bilgisayar programcılığı mezunu olmasına rağmen iş bulamayınca başka çaresi olmadığı için başvuru yaptığını söylüyor. Erken saatlerde gelip bekleyen Akkoç, içeri alınmamalarından şikayetçi “Kura yapılacaksa bizi de almaları gerekiyor” diyerek görevlilere veryansın ediyor. İşe alınmaya dair beklentisini sorduğumuzda ise “Adamı olanın beklentisi var” diyor.
Akkoç, “Bu işe gerçekten mecbur kalmasam başvuru yapmazdım. Evliyim ve ailemin geçimini sağlamak zorundayım. Üniversite mezunu olmama rağmen iş bulamıyorum. Buradaki kura çekiminin hakkaniyetli olduğuna inanmıyorum. Dışarıda bekleyen herkesi içeri alabilirler salonun kapasitesi buna yeter neden bizleri de almıyorlar. ‘5 bin kişi alınacak’ diyorlar. 4 bin kişi kendi adamlarını alacaklar geriye kalan bin kişide farklı kişiler olacak. Bunların hepsinin farkındayız ama bir umut işte. Referandum sürecine yakın yapılması da manidar. Daha önce yapmaları gerekirken niye şimdi yapıyorlar” dedi.
"Altı üstü bir süpürge, bir çöp arabası verecekler"
Özellikle işsiz gençlerin ağırlıkta olduğu kalabalıkta seyyar tezgahında simit börek satarak geçimini sağlayan ismini vermek istemeyen bir yurttaş ise, işe alınacağından umutlu olmadığını, bunun için torpil gerektiğini ifade etti. Kendi mesleğini zabıta baskısından dolayı yapamadığını, düzenli bir iş için başvuru yaptığını ve Sur mağduru olduğunu da söyleyen genç simitçi kendilerine öncelik verileceğinin söylendiğini fakat buna dair bir şey görmediğini belirtti. İki çocuğuyla kapıda bekleyen 40’lı yaşlarında bir erkek bize bakarak “Altı üstü elimize bir süpürge, bir çöp arabası verecekler. Bizi burada oyalıyorlar” dedi.
Kura sonuçlarının bir sonraki gün açıklanacağı duyurusu yapılması üzerine Diyarbakırlı yurttaşlar merkezin önünden ayrıldı.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.