Bursa'da kurulu Prysmian fabrikasında dün greve çıkan metal işçileri, insanca yaşamak ve emeklerinin karşılığını almak istiyor.
Kızıl Bayrak dergisinin işçilerle yaptığı röportaj şöyleydi:
- Grevden beklentileriniz neler?
- Prysmian İşyeri Baş Temsilcisi Gökhan Aydın: Biz MESS’in dayatmalarını kabul etmiyoruz. 3 yıllık sözleşme düzenini, düşük işçi ücretlerine mahkum eden bu düzeni değiştireceğiz. Bu dayatmacı toplu sözleşme düzenini değiştirmek için yola çıktık. Sonuna kadar gideceğiz. 2 yıllık toplu sözleşme imzalamak istiyoruz. Düşük ücretlerin iyileştirilmesi amacıyla bir toplu sözleşme yapacağız.
- İlkay: Greve çıkma nedenimiz MESS dayatmaları. MESS’in bize sefalet ücretleri önermesi, üç yıllık sözleşme teklif etmesi, düşük ücretle çalışmaya yönlendirmesi. Düşük ücretle çalışmanın çoğaltılması. Kıdem tazminatına yarın öbür gün olacak saldırıların önünü kesmek için greve çıktık.
- Mustafa: MESS’in bize dayattığı üç yıllık sözleşmeyi biz istemiyoruz. İşçi arasındaki yüzdelik dilimleri, uçurumları çok açıyor. Bizim işçi arkadaşların arasındaki saat ücreti çok farklı. Biz bu makasın daralmasını istiyoruz. Sonuna kadar grev, sonuna kadar direniş!
- Yılmaz: Çocuklarımızın geleceği için, alın terimiz için buradayız. Keyfine çalıştığımız patronların düzenini bozmak için buradayız. İki yıl olan sözleşme 3 yıla uzatıldı. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Ne olursa olsun biz bunun karşısında direniyoruz. Direnmeye devam edeceğiz. Kazanacağız! Geleceğimiz için.
- İsmet: Greve çıkış nedenimiz MESS’in bize dayatmaları, düşük ücret, iki yıllık olan sözleşmelerin 3 yıla çıkarılması. Çok düşük ücret alan arkadaşlarımız var. Yaşam standartlarının çok altında yaşayan... Bu yüzden, MESS’in bu dayatmalarına karşı greve çıkıyoruz.
- Ferhat: Beklentimiz insanca yaşamak, emeğimizin karşılığını almak. Başka bir şey değil. Sonuna kadar gideceğiz.
- İşçilere bir çağrınız var mı?
- Gökhan Aydın: Bu sadece Birleşik Metal-İş üyesi 15 bin metal işçisini ilgilendiren bir süreç değil. Metal iş kolu Türkiye’nin lokomotifi bir sektör. Tüm metal, tekstil, petro-kimya işçilerinin etkileyecek bir durumumuz var. Dolayısıyla bizim mücadelemiz bütün işçi sınıfının mücadelesi. Bize destek vermelerini bekliyoruz.
Bursa’da daha çok otomobil fabrikaları var. Burada çalışan işçilerin gönüllerinin bizimle olduğunu biliyoruz ama bu konuda desteklerini de bize göstermeleri lazım. Bizi ziyarete gelmeleri lazım. Fabrikalarında mücadele başlatmaları için harekete geçmeleri lazım.
- İlkay: Diğer sendikalardaki işçi kardeşlerimizden, arkadaşlarımızdan destek olmalarını istiyoruz. Birlik halinde durursak biz bu süreci başarıyla atlatacağımıza inanıyoruz.
- Mustafa: Birlikte olalım, beraber olalım, masaya beraber oturalım. Başka türlü zafer kazanma şansları yok onların. Hele hele sarı sendikanın hiç yok zaten. Kapalı kapılar ardında imza attıkları için hep bugünleri gördük zaten. Eğer onlar olmasaydı biz bugünlere asla gelmeyecektik, bu eylemleri yapmayacaktık.
- Yılmaz: İşçilerin Birleşik Metal’de, DİSK’te örgütlenip hakkını aramasını istiyorum. Türk Metal’a üye olan arkadaşlara özellikle iletiyorum. Tek farkımız bu bizim. Emeğe karşı değiliz. Emeğin karşılığının alınmasından yanayız. Bu konuda duyarlı olunmasını talep ediyorum.
- İsmet: Hepimiz beraber olursak, Türk Metal’e bağlı işçiler de bize destek olursa yıkamayacağımız bir engel, MESS’in zulmünü ortadan kaldıramayacağımız bir durum yok. MESS, patronlar nasıl bir sınıf dayanışması içindeyse, işçilerin de sınıf dayanışması içinde, tüm metal işçilerinin bir arada olması gerekiyor. Buna inanıyoruz.
- Ferhat: Onların arkasındayız. Mücadeleye devam edilecek.
- MESS’in grevin ertelenmesi talebi üzerine ne söyleyebilirsiniz?
- Gökhan Aydın: Hükümetin bu grevi ertelemesi ya da iptal etmesi bu sorunu çözmeyecektir. Bu fabrikalarda endüstri ilişkileri olarak tabir ettikleri durumu ortadan kaldıracaktır. İş yavaşlatma, fazla mesaiye kalmama eylemleriyle bu süreç devam edecektir. Dolayısıyla işverenlerin lehine bir durum değil bu. Grevi ertelemek yerine işçilerin ihtiyaçlarına, taleplerine kulak vermeleri gerektiğini düşünüyorum.