Eşit işe eşit ücret talebiyle başlayan İZBAN grevinin birinci haftası bugün doluyor.
Evrensel'in haberine göre, sendika ile İZBAN yönetimi arasında yapılan son görüşmede anlaşma sağlanamazken, işçiler greve devam etme kararı aldı. Sendika, son görüşmede yeni bir teklifte bulunulmadığını vurgularken Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu da işçilerin ‘başka bir el’ tarafından yönetildiğini iddia etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD’nin ortak şirketi İZBAN’da örgütlü Demiryol İş Sendikası ile işveren yetkilileri arasında sürdürülen TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamamış ve 304 İZBAN işçisi geçtiğimiz Salı günü greve çıkmıştı. Greve katılımın tam olduğu İZBAN’da ulaşım sadece taşeron işçiler aracılığı ile Aliağa ile Çiğli arasında sürdürülüyor.
Ulaşımdaki zarar, işçinin istediği zammı geçti
Hafta sonu sendika temsilcileri ile İZBAN yönetimi son kez masaya oturdu. İZBAN’ın son teklifine göre, işçiye daha önceden sunulan yüzde 3’lük performans primleri bu sefer zamma dahil edildi. Demiryol-İş Sendikası’nın daha önceden önerdiği ücret farklarının giderilmesiyle ilgili madde bu sefer de kabul edilmezken, taraflar masadan anlaşamadan ayrıldı. İZBAN’ın son teklifi ilk yıl yüzde 15’lik artış ve ikramiyenin 70 günden 75’e çıkarılması, ikinci yıl içinde enflasyon artı 1’lik zam ve ikramiyenin 80 güne çıkarılması oldu.
Bir haftalık İZBAN grevinde oluşan zarar işçilerin zam oranının çok üstüne çıktı. İşçilerin zam taleplerinin ilk yıl için toplam maliyeti 650 bin TL civarında. İZBAN’ın günlük tahmini geliri ise 270 bin TL civarında. İZBAN’ın grevden dolayı ettiği zarar ise 6 gün için 1 milyon 620 bin TL civarında.
"Grevin bitmesi mümkün değil"
Gelişmelerle ilgili Evrensel'e açıklamada bulunan TÜRK-İŞ’e bağlı Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz, “Durumda yine bir değişiklik yok. Bize daha önceden sunulan uslu çocuk primini bu sefer maaşa dahil etmişler. Ancak ücretlere yapılan zam oranı yüzde 15’in üstüne yine çıkılmadı, taleplerimiz reddedildi. Bu koşullarda anlaşma sağlanması mümkün değil. Greve devam edeceğiz. Sözleşme imzalanana ve taleplerimiz yerine getirilene kadar İZBAN çalışmayacak. Süreci buraya getiren şirketin uzlaşmaya uzak tutumudur. Şu anda grevin bitme şansı yok. Bizim taleplerimiz ve İZBAN’ın zararı ortada. Oluşan zarar istediğimiz zammın kat kat üstüne çıktı. Bunun sorumlusu işçi değil, İZBAN yöneticileridir” dedi.
Kocaoğlu suçluyu başka yerde aradı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da Pazar günü yaptığı bir açılışta İZBAN grevi ile ilgili açıklamada bulundu. Bir yerlerden uzanan ellerin İzmir’in ulaşımını durdurmak istediğini iddia eden Kocaoğlu "Ne yaparsak yapalım, bir dirençle karşılaşıyoruz. Türkiye'de en ucuz ulaşımı, tek biletle 90 dakika aktarmayla sağlarsanız, İstanbul ve Ankara ile kıyaslanmayacak raylı sistem yatırımlarını kendi gücünüzle, öz kaynaklarınızla yaparsanız, sizin yolunuza barikatları kurarlar. Şimdi İZBAN'da, yarın Metro, belki öbür gün ESHOT'da, bizi bir dar boğaza sokmak, bundan bir siyasi menfaat çıkarmak isteyen bir organizasyonla karşı karşıya olduğumuzu buradan ilan etmek istiyorum. İzmirlinin çile çekmesi beni yaralar. Beni üzer. Siyasi rant bekleyen insanı üzmez. Tüm İzmirli hemşerilerimizi uyanık olmaya, neyin neden yapıldığını görmeye çağırıyorum” dedi.
İZBAN, kamuoyunu yanılttı
Öte yandan İZBAN grevinde, İZENERJİ işçilerinin TİS sürecinde yaşanana benzer bir gelişme yaşandı. İZBAN yönetimi açıkladığı rakamlarla kamuoyuna yönelik algı operasyonunda bulundu. İZBAN yönetimi sadece, işe 2010 yılında başlamış, evli ve 2 çocuklu bir işçinin aldığı maaşı, sosyal hakları, primleri, ikramiye ve asgari geçim indirimini ekleyerek açıkladı. Çok az işçi bu ücretlerden faydalanabiliyorken İZBAN yönetimi, çıplak ücretleri ve bütün ücret skalalarını açıklamadı.
Öte yandan işçilere mesaj atılarak grev kırılmaya çalışıldı. İşçilere atılan mesajlarda belirtilen rakamlarla, açıklanan tablodaki rakamlar arasındaki fark yüksek. Ayrıca İZBAN, yaptığı açıklamada oluşan zarardan kaynaklı sendikayı suçladı. İZBAN’ın açıklamasında şu ifadelere yer verdi “Şunun çok iyi bilinmesini isteriz ki; sendikanın bu tavrı, başta İzmir’e olmak üzere çalışma arkadaşımıza ve kurumumuza büyük zararlar vermektedir. İzmir halkının hem bu rakamları, hem görüşmeleri hem de uzlaşmaz tarafı en iyi şekilde değerlendireceği inancıyla saygılarımızı sunarız”.