Avcılar Belediyesi’nde uzun süre devam eden ve kısmen kazanımla sonuçlanan büyük işçi grevinin ardından grev dalgası Bakırköy Belediyesi’ne sıçradı.
Diriliş Postası'ndan Ekrem Özden, grevdeki işçiler ve sendikacılarla röportaj yaptı:
Hakan Yazıcı/Belediye-İş sendikası
İşçiler neden grevde?
1 Mart 2016 tarihinden itibaren, 2016-1018 yılları arasında Bakırköy Belediyesi’nde çalışan işçilerin toplu sözleşme görüşmeleri tıkandığı için grevde. 1 Mart’tan bu yana belediye başkanlığıyla yapılan müzakerelerde herhangi bir sonuç alınamadı çünkü belediye başkanı bizlere yüzde sıfır (% 0) zam önerdi. 300 küsur tiyatro müdürlüğü üzerinden çalışan arkadaşımız var ve bu arkadaşlarımız 2013 yılından itibaren toplu sözleşmenin içindeler. 2014-2016’yı da şu anki belediye başkanı imzaladı. Fakat şu anda hem maaşlarımızda iyileştirme yapmıyor hem de tiyatro müdürlüğünün komple toplu iş sözleşmesinden çıkarılmasını istiyor. Ama ne belediyenin ne sendikanın böyle bir yetkisi yok. Ama kendisi bunu diretiyor. Şimdiki görüşmelerde ne çıkacak bilmiyoruz ama bundan önceki tavrı tamamen olumsuz.
Talepleriniz neler?
2 sene öne giren bayram ikramiyelerimiz vardı. 75 lira belirlenmişti. Bunun iyileştirmesini istiyoruz. Miktar olarak da kadrolu işçi arkadaşlarımızın aldığı ücreti istedik. Onun dışında zam oranı. Bir de 1 Mayıs’ta aldığımız 500 liralık bir ikramiye var, onun artırılması. Ve sosyal paket çerçevesindeki aile yardımının 250 lira olmasını talep ediyoruz. Çok yüksek paralardan söz ediyormuşuz gibi lanse ediliyor ama bu doğru değil. Kadrolu arkadaşlarımız bile normal standartlarda alıyorlar yani bir insanın ancak geçinebileceği ücretlere çalışılıyor.
Peki görüşmelerin olumsuz olması durumunda toplu bir işten çıkarma yapılabilir mi?
Sendikalar kanununa göre çıkarma yapılamaz. Grev de yasal hakkımız, bunlar 64. Maddeden itibaren anlatılır. Biz greve çıktığımız andan itibaren askıdayız yalnız. Maaşımız ve sigortamız işlemiyor yani.
Maaşsızlığın mağduriyetlerini nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?
Valla sendika tarafından adgari ücrete kadar yardım yapılacak. Olmasa da bu bir kalım savaşı gibi oldu. Çünkü taleplerimiz kabul edilmiyor.
Sanata- sanatçıya ve emeğe önem verdiğini söyleyen bir CHP belediyesi ile yaşananlar sizce bir tezat teşkil ediyor mu?
Tezat mutlaka var. Ben kendim de Cumhuriyet Halk Partiliyim. Bakırköy İlçe Teşkilatı’na da üyeyim. Seçimler de hep CHP için çalıştım, ama şu an yaşananlar tam bir tezat. Başkana söyleyebileceğim şu: Artık bu iş bir an önce düzelmeli.
Kaç işçi grevde şu an?
Toplamda 530 kişiyiz. Sadece 70-75 arkadaşımız greve katılmadı. Bunların da bir kısmı zaten başkan danışmanları, başkanın korumaları ve biraz da kadrolu arkadaşlarımızdan var. Bir de yüzde 10’luk muafiyet listesi var, onlar da yok. Onun dışındaki tüm işçiler aktif olarak grevdeler.
Ne zamana kadar direneceksiniz?
Valla haklarımızı elde edene kadar Bakırköy kazan biz kepçe.
Adil Çiftçi/DİSK Genel-İş Sendikası 2 no’lu Şb. Bşk.
Bugüne nasıl gelindi?
Aslında biz grev aşamasına gelinmeden önce arkadaşlarımızı 14 ay önceden uyarmıştık. Yunus Emre’de (Kültür Merkezi) Sayıştay raporu diye bir bahane tutturulmuş bunu Belediye-İş sendikasının üyelerine de, kendi üyelerimize de, Bakırköy Belediyesi’nde çalışan arkadaşlarımız tamamına söyledik. Belediye Başkanı 30 Ağustos günü zaten “Burada 198 kişi atıl durumda” demişti. Bunun üzerine 45 işçi işten atıldı. Öte yandan daha önce Yunus Emre’de bulunan çalışan sayısı 332 kişiydi şimdi ise 288. Yani bu da demek oluyor ki sıra yavaş yavaş herkese geliyor.
Siz buradaki asıl niyetin farklı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Biz tüm yetkililer gelsin bu işi hukukla masada çözelim dedik. Kimsenin işinden aşından olmadan bu işi çözülebilirdi. 2 ay önceki basın açıklamamızda da bunları dile getirdik. Yetkililer sürekli “Siz bize akıl veriyorsunuz” diyorlardı, biz öneriler sunmaya başladık yine altında bir şeyler aramaya başladılar. Hukuka saygı gösterilmiyor, amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.
En öncelikli talebiniz nedir?
Atılan işçi arkadaşlarımız tekrar işe alınsınlar ve bir an önce toplu iş sözleşmesiyle güvenceli bir şekilde çalışmaya devam etsinler.
Hakan Kurudere/İşten atılan emekçi
Ben Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda 8 yıldır çalışan bir personelim. Bize her yıl dayatılan ve imzalanan bir sözleşme var. Ama o sözleşme 350 günlük ve aslında kanunen yok hükmünde. Neden? Çünkü her yıl aynı personellerle çalıştığınız zaman sözleşme “Belirli Süreli Sözleşme”den, “Belirsiz Süresiz Sözleşme”ye dönüyor. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da zaten bununla alakalı belediyeye, bunlar sizin sürekli elemanlarınızdır dolayısıyla kadrolu işçinizdir diyerek bizlerle ilgili toplu iş sözleşmesi yapması için yetkili sendikaya yazı gönderiyor ama tüm bunlara rağmen belediye bizlere, “Sizinle artık çalışmak istemiyoruz” diyerek iş akdimizi feshettiğini bildirdi.
Yargıya başvurdunuz mu?
Evet. İşe dönüş davalarımızı açtık, mahkemelerimiz devam ediyor. Bizim bölümümüzde işten atılan arkadaşlarımız içinde doğum izinde olan ve sütten kesilen kadın arkadaşlarımız oldu. Süreç böyle trajikomik ilerliyor. CHP’nin aprti programına, tüzüğüne baktığınız zaman sanatın, sanatçının önemine çok değinilir, Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Bir sanatçı bir siyasetçiyi eleştiriyorsa o siyasetçinin bunu çok iyi düşünmesi gerekiyor” diye de bir söylemi vardı ama uygulamaya baktığımızda bunun öyle olmadığını görüyoruz. Söylemin değeri uygulanışıyla ortaya çıkar. CHP’li Bülent Kerimoğlu, Bakırköy Belediye Başkanlığı görevine geldiğinden beri 200’e yakın sanatçı işten çıkartıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu olaya bizzat el atsın ve çözüm üretsin.