Anayasa Mahkemesi’nden (AYM), hükümete karşı yapılan uyarı grevine katılmanın suç değil, hak olduğuna karar verdi. AYM, bu görüşle KESK’in uyarı grevine katılarak işe gitmeyen öğretmene verilen uyarma cezasını, oybirliğiyle hak ihlali saydı.
Hem cezayı veren Milli Eğitim’i, hem de bu cezayı onaylayan yargıyı uyarırken, bu tür cezaların demokrasiye tehdit oluşturduğuna dikkat çeken AYM, söz konusu cezanın derhal kaldırılmasını istedi.
Eylemlerin suç değil, örgütlü toplumun gerekleri olarak kavranmasını ve bunlara karşı hoşgörülü olunmasını isteyen AYM’nin kararına konu süreç şöyle gelişti: KESK’in hükümetin eğitim politikalarına karşı 28-29 Ekim 2012 tarihlerinde aldığı iki günlük uyarı grevine katılanlara onlarca soruşturma açıldı ve cezalar verildi. Eğitim-Sen üyesi öğretmen Ertan Rüstem disiplin cezasının hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu belirterek iptali için idari yargıya gitti, ancak ceza onaylandı. Öğretmen aldığı ceza için AYM’ye Bireysel Başvuruda bulundu. AYM, uyarı grevine katılan öğretmene verilen uyarma cezasını sendikal hak ihlali olarak değerlendirdi. Toplu hareket etmenin, sendikanın eylem çağrılarına uymanın bir suç değil, demokratik toplumun gereği olarak kabul edilmesini isteyen AYM, hak ihlali tespitini özetle şöyle gerekçelendirdi: “Demokrasinin temelleri çoğulculuk açık fikirlilik ve hoşgörüdür. Buna göre sendika hakkını kullanan bireyler demokratik toplum ilkelerinin korunmalarından yararlanırlar.
(Taraf)
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.