Gemlik Azot Gübre fabrikasında grev, 17. gününde kararlılıkla devam ediyor. Fabrikanın üç kapısında nöbet tutan işçiler dayanışma çağrısı yaptı, “Bu direnişi hep birlikte kazanmalıyız” dedi.
İşçilerin birbirine destek olduğunu söyleyen bir işçi, şöyle devam etti: “Bizim birbirimize vermiş olduğumuz destek ve moral bizleri daha da güçlendiriyor. Bu sayede grevi daha da çok sahipleniyoruz. Patron greve çıktımızdan bu yana sanki işçiler grevde değilmiş gibi davranıyor. Böyle yaparak bizi yıldırmaya çalışıyor ama boşuna bunlar. Biz kararlıyız ve sonuna kadar gideceğiz. Daha önce de söylediğimiz gibi hiçbir kazanım olmadan fabrikaya girersek bizim bittiğimizin resmidir. Zaten patron fabrikada sendikayı istemediğini her fırsatta dillendiriyor. Bu durumda baskıyı iyicene artırıp elimizde ne var ne yok alacak. Bunu bildiğimiz için bu grev kazanımla sonuçlanana kadar fabrika önünden ayrılmayacağız.” Elde edecekleri kazanımın sadece kendilerinin değil, hak alma mücadelesi verilecek yerlerin de kazanımı olacağına dikkat çeken işçi, “İyi bir kazanım varsa orada ki arkadaşlara da moral ve mücadele kararlılığı verecek. O yüzden birbirimize destek olmalıyız” çağrısında bulundu.
Eğer anlaşma sağlanamazsa yaklaşan Kurban Bayramı’na buruk gireceklerini söyleyen bir başka işçi, “Bizim de kısmetimize grev düştü bu bayram. Ama asla pes etmeyeceğiz ve kazanana kadar fabrika önündeyiz. Patron bayram tatiline çıkacak belki ama işçisi fabrika önünde grevde. Yarın bugün gübre satışları başlayacak, grev yokmuş gibi davranan patron o gün ne yapacak acaba. Bayrama buruk girdiğimizi o gün hatırlatacağız” diye konuştu.
Yaşananlardan sadece patronun değil, fabrikayı özelleştirerek bırakanların da suçlu olduğuna dikkat çeken işçi, şunları ifade etti: “Burada çalışan işçiler olarak bir birimize kenetlendik ve kocaman bir aile olduk. Bayramı da bu büyük aileyle birlikte belki buruk kutlayacağız ama sonunda kazanacağımızı da biliyoruz. Biz bu yoldan geri dönmeyeceğiz. Bayram alışverişleri başladı, kendimize değil ama çocuklara bir şeyler almak gerekecek. Belki her istediklerini alamayacağız bu bizim içimizde kalacak. Yarın patronla masaya oturduğumuzda içimizdeki bu yaranın da hesabını soracağız.”
(Evrensel)