Direnişteki Avcılar Belediyesi işçileriyle röportaj

16.06.2016 - 10:05

Sendikalaştıkları için işten atılan Avcılar Belediyesi temizlik işçileri, insanca bir yaşam için direnmeye devam ediyor.

Avcılar Belediyesi önünde kurulan direniş çadırında Direniş Komitesi Sözcüsü Özgür Demir ile Diriliş Postası'ndan Ekrem Özden'in yaptığı röportaj şöyleydi:

Bu eylem neden başladı ve belediyeden talepleriniz neler?

Çalışma şartlarındaki olumsuzluklar, haklarımızın ödenmemesi ya da zamanında ödenmemesi, haklarımızın tam olmaması. Örneğin bir tuvaletimizin, lavabomuzun, dinlenme yerimizin bile olmaması, kısacası işyerindeki şartlarımızın çok kötü olması nedeniyle sendikalaşmak istedik. Bize sahip çıkılsın, sorunların çözümünde destek olunsun dedik ama sosyal demokrat olduğunu iddia eden bu CHP’li belediye ilk önce 30 kişiyi, 2 gün önce de 17 kişiyi sendikalı olmak istedikleri için işten attılar. Bunun başka bir açıklaması yok, kesinlikle sendikal faaliyetlerden dolayı işten atıldık. Bunun belgeleri de mevcuttur. İşte süreç 2 ay önce böyle başladı. Odalara çekildik, tehdit edildik, şantajla vazgeçirilmeye çalışıldık, direniş çadırımızı kurmadan önce bir müzakere süreci başladı, biz taleplerimizi ilettik ama kabul edilmedi, bunun üzerine işveren bize baskılar yapmaya başladı, mobbing uyguladı, bizi odalara çektiler, tehdit ettiler, sıkıntıya sokmak istediler vesaire. 42 gündür de direnişteyiz ilk atılan 32 kişiydik, bunun 6’sı istifa ettirilerek tekrar işbaşı yaptırıldı. Noterden, sendikadan istifa ettiğine dair kağıt istenerek işe tekrar alındılar. Akabinde 26 kişi burada direnişe devam ettik. Direnişimizin 40. gününde 60 arkadaşımız daha atıldı, bunun 17’si sırf sendikalı oldukları gerekçesiyle atıldılar.

Şu anda toplam kaç işçi direnişte?

Şu an itibariyle 43 işçi direniyor.

Bunların hepsi aynı departmanda mı çalışıyordu?

Tamamı aynı departmanda. Temizlik işlerinde çalışan işçiler.

Röportajın başında “Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir belediye işçi kıyımı yaptı” demiştiniz. Belediyenin sergilediği bu tutumu neye bağlıyorsunuz?

Sadece tutum sergilenmiyor, hakkımız fiili olarak engelleniyor.

Belediye başkanının yaklaşımı ne?

Temizlik işlerinde kesinlikle sendikalaşma istemiyor.

Sebep?

Sebep 92 yılı. 1992 yılında, Nurettin Sözen döneminde yaşananları örnek gösteriyor.

Ne olmuş o yıl?

Çöp yığılmalarının yaşandığı bir dönem olmuştu, yine benzer şeyler olabileceği korkusuyla bize engel oluyor. Yani, ben bu işçilerin parasını ödeyemezsem -ki ödeyemeyecek bir süre sonra-…

Neden?

Çünkü İller Bankası’ndan temizlik işleri için aldığı ödenek 250 kişilik. Ama burada çalışıyor 680 kişi. Şu anda 830 kişi. Yaptığı sözleşmede 610 kişi çalıştırmakla mükellef. Dolayısıyla 250 kişinin üzerinde çalıştırdığı işçilerin maaşlarını kendi imkânlarıyla ödemek zorunda olduğu için zorlanacak. İşte bu tedirginliğini bize yansıtıyor. Endişesi şu: ‘Ben işçilerin maaşını zamanında ödeyemem işçi de eyleme çıkar, her şey berbat olur’. Ama aslında bizim sendikalaşmak istememizdeki amaç ne işvereni ne belediyeyi ne de işimizi riske atmak değil. Bizim tek amacımız insanca muamele görmek, insanca çalışmak ve insanca yaşamak. Hepsi bu.

Ne gibi sıkıntılar yaşanıyor?

Örneğin eldiven vermiyorlar cebimizden alıyoruz, temizlik ekipmanlarını cebimizden alıyoruz, lavabomuz yok, dinlenme alanımız yok, yemek saatimiz belli değil, çalışma saatlerimiz belli değil işte biz bu sorunların önüne geçilsin diye sendikalaşmak istiyoruz başka bir niyetimiz yok. Belediye başkanı ya da taşeron maaşımızı ödemezse biz hemen eylem yapalım diye değil. Şu bir gerçektir ki her şirkette maaşlar 1 hafta, 10 gün 15 gün gecikmiştir, gecikebilir. Bunlar olağan şeyler, kimsenin itirazı yok. Biz 2 ayda, 3 ayda bir yarım maaş alıyorduk…Biz bunların önüne geçmek istiyoruz.

Peki direnen 43 işçi günlerini tamamen burada mı geçiriyorlar?

Evet, biz işle ilişiği tamamen kesilen işçileriz. İlçenin temizliğini, çalışan 450-500 temizlik işçisi yapıyor. Biz tüm günümüzü direnişe ayırıyoruz.

Hangi sendikaya bağlısınız?

Biz ilk önce Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası’na üye olduk. Niye bu? Derseniz, çünkü; bu belediyede örgütlenmiş bir sendika, fen işleri ve kadrolularla sözleşme imzalamış bir sendika, bu yüzden onu tercih ettik. Bundan sonra başka bir sendika diretebilirler mi bize? Diretebilirler. Ama öyle bir seçeneğimiz yok artık.

İşe dönüşle ilgili bir girişiminiz var mı?

Evet, işe dönüş davaları açtık. Hatta ilk duruşması da 1 Temmuz’da. Çözüm ise Toprak Ana diye bilinen (Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’den söz ediyor) yetkilinin “olur” demesiyle olacak. Ama işte ‘analık’ öyle göstermelik olmuyor. Hem sosyal demokratım diyeceksin, genel başkanın çıkacak; ‘Taşeronu bitireceğiz’ diyecek, ‘Sendikalaştıracağım’, ‘Emeğe saygılıyım’, ‘İşçiden-emekçiden yanayız’ diyecek hem de burada bu rezilliği yaşatacak. Yok öyle bir dünya.

Öyleler miydi gerçekten?

Vallahi ben 30 yıldır CHP’liyim, ben bu zulmü gördüm. Ki bunlar iktidara da gelseler bu zulmü yaşatacaklar demek ki.

Peki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sesinizi duyurabildiniz mi, direnişten haberi var mı mesela?

Kesinlikle var. O da ‘Bu işi çözün’ diye talimatlar verdiğini söylüyor ama Başkan Hanım çözmüyor. genel merkezle belediye, belediye ile il, il ile ilçe arasında siyasi bir çekişme de var. Bu kopukluğu ve sorunları bize mal etmeye çalışıyorlar. Bizim siyasi bir yönümüz yok, direnen işçilerin içinde her partiden her renkten arkadaşlarımız var. Bizim tek derdimiz ekmeğimiz. Çoluk çocuğumuzun geçimi. Hepsi bu. Bizim talebimiz net: İşimize dönmek istiyoruz.

Son olarak basının, diğer meslek örgütleri ya da sendikaların direnişe ilgisi ne durumda, yeterli desteği gördüğünüzü düşünüyor musunuz?

Hayır, sesimizin yeteri kadar duyulmadığını düşünüyoruz. Yerel basın biraz ilgili ama ulusal basından gelen olmadı. Onu da burada ifade edeyim, sadece bir gazete geldi. Bizi dinledi dinledi, sonra bir de belediyeyi dinleyelim diye içeri girdi ve baktık ki haber yapmadı.



Bültene kayıt ol