İstanbul'da dört yıl sonra kitlesel 1 Mayıs

01.05.2016 - 15:12

AKP hükümetinin keyfi Taksim yasağının ardından bu yıl Bakırköy'deki 1 Mayıs mitingine binlerce kişi katıldı.

Sendikaların ve meslek odalarının çağrısıyla yapılan Bakırköy mitingine çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti katıldı. İki koldan başlayan yürüyüşün sonunda alanda buluşulurken, HDP kortejine girişte polis saldırdı. Çıkan arbedede bazı HDP'liler yaralandı.

Mitingdeki ilk konuşmayı DİSK Genel Başkanı Kani Beko yaptı. Konuşmasında birlik ve dayanışma vurgusu yapan Beko, “İşçilere kölelik dayatanlar kaybedecek, biz kazanacağız. Milyonlar aç milyonlar işsiz. Birlikte alanlarda mücadele etmeliyiz. Yere batsın senin Saray’ın. Biz alanlarda birlikteyiz. Kazanacağız" dedi.

DİSK başkanından barış çağrısı

Beko ayrıca, Kürt sorununa değinerek, “Kardeş kanı dökülmesin, analar ağlamasın diye kalıcı barışı inşa etmeliyiz. Mutlaka barışı sağlayacak ve zulmü durduracağız” dedi.

Beko’nun ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen bir konuşma yaptı. Özgen, konuşmasına 1977’de Taksim’de ve 10 Ekim 2015’te Ankara’da hayatını kaybedenleri anarak başladı. KESK başkanı Taksim yasağına karşı çıktı.

Ortak bildiri Türkçe ve Kürtçe okundu

Mitingde kurumların ortak bildirisi Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Ortak metnin Kürtçesini Yılmaz Dağlar, Türkçesini ise Nida Karabağ okudu.

Okunan bildiri özetle şöyleydi:

“AKP/Saray iktidarının savaş ve yıkımına karşı halkların direnişinin yükseltildiği günlerde karşılıyoruz bu 1 Mayıs’ı… Sermaye, Hükümet ve Saray kendi çıkarları için bütün bir halkı hedef almış durumda. Bütün bunlar yaşanırken Barış’ı savunmak suç oluyor, Saray’dan halka “ya boyun eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz” tehditleri savruluyor.  Haber yapan gazeteciler, barışı savunan akademisyenler tutuklanıyor. Basın, ifade, toplantı ve gösteri hakkı diye bir şey kalmadı.

Emek karşıtı politikalar hız kesmiyor. Bir bütün olarak işçi sınıfına ve emekçilere yönelik saldırı ve hak gaspları da bitmek bilmiyor. İşçi sınıfının yaşama ve çalışma koşulları daha da ağırlaştırılmak, örgütlenme zeminleri tümüyle ortadan kaldırılmak, kapitalist sömürü derinleştirilmek isteniyor.

Çalışırken ne güvencemiz var ne de güvenliğimiz. Yılın ilk üç ayında ise en az 415 canımızı iş cinayetlerinde kaybettik.

Kadın işçiler torba yasalarla eve gönderiliyor. Her yeni güne “Müjde!” diye yutturulmaya çalışılan bir saldırı politikasıyla uyanıyoruz.

Taşeron işçilerini kadroya geçirme vaatlerine rağmen, mevcut haklarını bile geriye götüren, “özel sözleşmeli personel” adı altında güvencesizleştirme girişimleri gündemde.

Özel istihdam büroları adıyla, kölece çalışmanın dayatılacağı kiralık işçi büroları, Fon adı altında, kıdem tazminatı hakkının gaspı, kamu emekçilerine yönelik tehdit ve saldırılar hükümetin ve sermayenin ajandasında.

Bizler biliyoruz ki, kapitalist sömürü sistemine ve diktatörlük kurma heveslilerine karşı insanca çalışma koşullarını, insanca yaşamı ve barışı ancak birlikte direnerek kazanabiliriz!

Bugün, emek, barış ve demokrasi mücadelesi her zamankinden daha çok bir birine bağlı… Bugün, faşizme karşı mücadele ile kölelik yasalarına karşı çıkmak aynı anlama geliyor… Bugün Barış demekle Ekmek demek aynı şey…

İstanbul’da 1 Mayıs alanının Taksim olduğunu ve bu konudaki ısrarımızın devam edeceğini bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bütün bu saldırılara karşı bugün de, yarın da birlikte mücadele etmekten geri durmayacağız.

Ve biliyoruz ki: Mutlaka kazanacağız! Yaşasın 1 Mayıs! Bîji Yek Gulan!”

Taksim ablukası

Polis, Taksim ve civarını ise sabah saatlerinden itibaren ablukaya aldı. Tarlabaşı Bulvarı'nda TOMA'nın ezdiği Nail Mavuş isimli bir yurttaş yaşamını yitirdi.

Şişli, Mecidiyeköy, Zincirlikuyu, Talimhane, Dolapdere ve Okmeydanı'nda ise 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyenlere polis saldırdı.



Bültene kayıt ol