(Röportaj) Beşiktaş Belediyesi işçisi: “Direnişimiz zafere kadar sürecek”

07.04.2016 - 09:53

İstanbul'da Levent'teki Beşiktaş Belediyesi binasının önünde direnen taşeron temizlik işçileri, mücadelelerini Marksist.org'a anlattı.

Beşiktaş Belediyesi'ne bağlı taşeron firmada çalışan temizlik işçileri, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılmışlardı.

Direnen işçilerden Tekin Şahin ile röportajımız şöyleydi...

Mücadele sürecinizi kısaca anlatır mısınız?

Mücadelemiz 40 gün önce başladı. Asgari ücret düzenlemesi adı altında CHP'lisi AKP'lisi hemen hemen tüm belediyeler ücret kısıtlamasına gitti. Bize de böyle bir kağıt geldi. Kağıdın üzerinde zaten boş yerler vardı, alacağımız ücret belli değildi, doğacak hak kayıplarından dolayı şirketi mahkemeye vermeyeceğimize yönelik de bir madde vardı. Biz böyle muğlak maddeleri kabul etmedik. Onlar da "Aha kardeş, kapı burada, pazartesi gelmeyin o zaman" dediler. Tehdit ettiler yani. Biz de pazartesi 400 arkadaşla belediyenin önüne yürüdük. Taleplerimizi ilettik. Belediye yetkilileri eksiklerin giderileceğini söylediler. Biz de işbaşı yaptık. Bu süre içerisinde de sendikalaşalım dedik. Biz örgütlenirken onlar da bu işin başını çeken 9 arkadaşı tespit etmişler. 23 Mart'ta çalışma saati içerisinde çağırdılar, "Bugüne kadar verdiğiniz emekler için teşekkürler, haydi size güle güle" dediler. Biz de direnişe başladık. Direnişimiz zafer oluncaya kadar sürecek, işe dönüş için, başka çaresi yok.

CHP taşerona karşı olduğunu iddia eden bir parti ama CHP'li belediyeler de bu konuda işçilere karşı AKP'den farksız. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Bunu zaman gösterecek. Taşeron konusunda söylediklerinde ne kadar samimiler, ne kadar dürüstler. Bu iş tatlıya bağlanırsa samimi olduklarını göreceğiz. Sadece burası değil ama CHP'li belediyelere bağlı tüm taşeron işçiler için sahiplenme varsa. Ben burada çadır açmışım, kazanmışım ama Avcılar Beldiyesi'nde yine bir çadır açılmışsa, samimi olmadıklarını söylerim.

657 nolu kanun, özel istihdam büroları, kıdem tazminatının gaspı gibi konularda işçi sınıfının tüm kesimlerinin birleşik mücadelesi nasıl sağlanabilir?

Asıl nokta bu. Biz burada buzdağının en sivri parçası gibi gözüküp içselleştiriyoruz olayı ama aslında öyle değil. Son çıkan taşeron yasası bunun kanıtı. Çünkü 1 Kasım'dan önce çalışıyorsan o şirkette, o taşeron yasasının bir takım haklarından faydalanacaksın. 1 Kasım'dan sonra başlayan arkadaşlar için ise özel istihdam büroları adı altında kölelik olacak. Taşeron, elindeki elemanları da kaybedeceği için beldiyeye geçeceği için elemanın sırtından para kazanamayacak. Dolayısıyla taşeron şirket, bu yasa çıkmadan elindeki elemanların hepsini çıkartacak, sonra köle olarak yenilerini alacak. İşin özeti bu. Yeni çıkan bu yasa, aslında bizim burada olmamızın nedeni. İşte AKP'lisi, CHP'lisi, MHP'lisi, belediyelerle anlaşacaklar.

Birleşik mücadele için görev sendikalara düşüyor. Biz direnişin bir okul olduğunu burada öğrendik. Maalesef ki işçiler önce kendi aralarında örgütlenecekler, sendikalarına güvenmeyecekler, orada da bir oyunlar döndüğünü gördük. Benim kişisel fikrim bu. Sendikanın desteğini hiç göremedik burada, çünkü orada, içeride de bir koltuk kavgası var.

Direnişinizi destekleyenlere mesajınız nedir?

Kurum olarak, şahıs olarak hepsini tek tek kucaklıyorum. Bizi yalnız bırakmadılar. Bu sahiplenme duygusunun Türkiye genelindeki tüm emekçilere gösterilmesini diliyorum. Ben de bundan sonra mücadelemdeki tüm enerjimi böyle kullanacağım, çadırların yanına gideceğim.

Röportaj: Levent Özyıldırım

DSİP'ten direnen Beşiktaş Belediyesi işçilerine dayanışma ziyareti

Beşiktaş Belediyesi’nin işten attığı taşeron işçiler direnişte​



Bültene kayıt ol