DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş sendikasında örgütlenmelerinin ardından patron tarafından sözlü olarak işten atıldıkları söylenen Dostcam işçilerinin direnişi sürüyor.
Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika önünde bekleyen işçiler, sık sık “Sendika hakkımız engellenemez”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıyor.
Evrensel'in haberine göre, fabrikanın Buca’daki şubesinden geldiklerini belirten işçilerden Fırat Sezek, “Buraya geldiğimizde koşulların daha iyi olacağını söylemişlerdi ama öyle olmadı. Geliş gidiş imkanlarımız sıkıntılı oldu. Koşulları zorlayarak yıldırma politikası uyguladılar. İşi bırakmamızı beklediler. Buraya gelmeyi kabul edince burada sindirme politikası uygulandı. Biz sadece şartların düzelmesini, haklarımızın verilmesini istiyoruz. Anketler yapıp taleplerimizi sordular ama biz taleplerimizi söylüyoruz, sadece düzelecek diyorlar başka da bir şey söylemiyorlar” dedi.
Fabrikada 13 de kadın işçi çalışıyor. Bunlardan biri de daha önce Billur Tuz’da çalışırken sendikaya üye olan ve işten atılan Fatma Kayan. Kadın olarak ağır iş koşullarından etkilendiklerini belirten Kayan, “Camları iki kişi kaldırıyoruz. Kapasitemizin dışında aslında, oldukça büyük camlar. Daha önce de Billur Tuz’da sendikaya üye olmuştum. Hakkımız olanı istiyoruz. Burada hak ettiğimiz ücreti almıyoruz” dedi.
Hükümetin asgari ücret düzenlemesinin kendilerini daha da zorladığını ifade eden Kayan, “Yeni gelen elemanla hemen hemen aynı parayı alıyoruz. Ben ağır cam kaldırıyorum, benden daha hafif iş yapanlarla 30-40 lira farkla çalıştırılıyoruz. İstiyoruz ki biraz daha emeğimizin karşılığını alalım” dedi. Her şeyden önce takdir ve saygı beklediklerini ifade eden Kayan, “İznimi tam olarak kullanamıyorum. Çocuklarım rahatsızlandığında ve izin aldığımda pek iyi karşılanmıyor. Biz burada babamızın işi gibi çalışıyoruz canla başla. Kıkırdağımı kestim. İşim geri kalmasın diye rapor almadım, çalıştım. Buradaki tüm arkadaşlar kendi işi gibi çalışıyor” dedi.
Emine Topaç da Buca’daki fabrika kapandığında giriş çıkış yapıldığını 3 yıllık tazminatı verilmeden bu fabrikaya alındığın iddia ederek haklarını istediklerini vurguladı.
Şükran Aktaş da şunları söyledi: “Tazminatlar arttıkça eskiler gitsin diye bakıyorlar. Ben mutfakta çalışıyordum, üretime aldılar, yıldırmak için. Haksız yere atıldık. Ama biz yılmadık, gelmeye devam ediyoruz. Hakkımızı da istiyoruz. İnsan gibi çalışmak istiyoruz.”