Soma katliamının birinci yıl dönümü: 301 madenciyi anıyoruz

13.05.2015 - 10:27

Bundan bir yıl önce Soma'da meydana gelen iş cinayetinde 301 madenci hayatını kaybetmişti. Patronların kâr hırsı ve AKP'nin neoliberal politikaları nedeniyle Türkiye, iş cinayetlerinde zirveyi zorlamaya devam ediyor.

AKP'nin Yeni Türkiye'sinde 2002'den bu yana 15 bin işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Türkiye, bu konuda Avrupa'da birinci, tüm dünyada ise üçüncü sırada.

Soma'dan sonra patronlar ve AKP ne yapmıştı?

Soma katliamından sonra Tayyip Erdoğan bundan bir yüzyıl önceki madenci ölümlerini örnek vererek, ölümlerin bu işin "fıtratında" olduğunu söylemişti. Erdoğan, Soma'da halk tarafından yoğun protesto gösterileriyle karşılaşmış, bir süpermarketin içinde göstericilerden birini tokatlamıştı. Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel, bir madenci yakınını yerde tekmeledi.

AKP buna karşı patronlara ise oldukça nazik davrandı. Erdoğan, Soma Holding'in sahibi Alp Gürkan'ın elini nazikçe sıkarken görüntülendi.

Katliam sonrası hedefe konan enerji ve çalışma bakanları istifa etmezken, Soma için adalet isteyen göstericilere polis terörü uygulandı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, tarihin en büyük işçi katliamlarından birine imza atan Soma AŞ’nin termik santral ön lisansı almasına ilişkin ‘ülke menfaati’ değerlendirmesinde bulundu.

Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ise katliamdan üç gün sonra “Bu işte bizim bir suçumuz yok” dedi.

Ölümler sürüyor

AKP'nin işçilerin yaşamını hiçe sayan neoliberal politikaları esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatırken, patronların kâr hırsı ölümlerin sürmesine sebep oldu.

Ermenek'te 18 kişinin, İstanbul'da Torunlar İnşaat'a ait bir inşaatta 10 işçinin ölümü de Soma faciasından kısa bir süre sonra gerçekleşti.

2015'in ilk 4 ayında da 482 kişi iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetti.

Yargı süreci: Adaleti AKP engelliyor

Geçtiğimiz ay başlayan Soma katliamı davasında ise AKP'den kimse yargılanmıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) tarafından bugün yayımlanan bildiride "Mağdurlar ve mağdur aileleri için adaletin tam anlamıyla tecelli etmesini Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti engelliyor" denildi.

BBC Türkçe’nin haberine göre, HRW Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb imzalı yazıda, "savcılık makamının, özel bir şirket tarafından işletilen madeni teftiş etmek ve gözlemlemekle görevli devlet denetçilerinin ve resmi kurumların bu görevlerinin ifasındaki çok sayıdaki ihmallerine yönelik soruşturma açma talebini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlarının her ikisinin de reddettiği" belirtilmekte.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne konuşan, oğlu faciada ölmüş emekli bir madencinin, "Başbakan faciaya kader dedi, ona bakarsanız işin fıtratında varmış bu, ama bizi böyle kandıramazlar. Bu bir katliam. Önlenebilirdi. Ve şimdi devlet de kendini korumaya çalışıyor" dediği aktarılıyor.

"Ölenlerin yakınları teselli edilemedi"

Emma Sinclair-Webb, hükümetin iş güvenliğiyle ilgili yasa ve yönetmeliklerin gelecekte harfiyen uygulanacağına ve özel şirketlerin çalışanları için bireysel kaza sigortası yapmaya zorlanacağına yönelik irade beyanı, ölen madencilerin ailelerini teselli etmekte yetersiz kaldığı gibi, faciada kaybettikleri oğullarını ve eşlerini geri de getirmiyor" diyor ve şöyle sürdürüyor:

"Hükümetin Mart ayında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Maden İş Yerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni onaylayarak attığı olumlu adım, ancak sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi kaydıyla anlam kazanabilir. Hükümet anlamalıdır ki, madenleri düşük maliyetle ve yüksek kömür üretimi düzeyleriyle işleten ve insan yaşamı pahasına yüksek karlar kazanan özel şirketlere işletme lisansı vererek devletin sorumluluktan yakasını sıyırabileceğini ummak, hem hukuken, hem de ahlaken yanlıştır."

"Şeffaf bir soruşturma yürütülmeli"

7 Haziran seçimlerinden sonra kurulacak yeni hükümetin ilk işlerinden birinin, devletin, Soma Katliamı’ndaki her düzeydeki sorumluluğunu soruşturmak ve bu soruşturmanın hesap verebilirlik ilkesini tam anlamıyla işletebilecek ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlamak olması gerektiğini kaydeden HRW Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb, şu noktayı vurgulamakta:

"Hükümetin, yeni yasalar çıkartmanın yanı sıra, hesap verebilirlik ilkesinin tam anlamıyla işletilmesine destek vermesi, Soma faciasından ders çıkartmaya hazır olunduğunu göstermekle kalmayacak, Türkiye'nin madenlerindeki yüksek ölüm oranlarının altında yatan nedenleri de ciddiyetle ele almanın en etkili yolu olacaktır."



Bültene kayıt ol