23. ekonomik reform paketi açıklandı. Pakette işsizlere nasıl iş bulunacağı konusu yok. Cumhurbaşkanlığı harcamalarının nasıl azaltılacağı yok. Köprülere, havaalanlarına, otoyollara ödenen devlet garantili paraların nasıl kısılacağı da yok.
Ama belediyelerin ellerindeki paralara el koyma girişimi var. Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni kurumların oluşturulması var. Şirketlerin kurtarılması için yeni yöntemler var.
Esnafa “müjde” kandırmacası
Bir de 850 bin esnafa vergi istisnası uygulanacağı sözü var. Şubat 2021 itibariyle esnafların ödediği gelir vergisi 2020 yılında sadece 228 milyon liradır. Bu rakam 785 milyar liralık vergi geliri hedefinin on binde 3’ü mertebesindedir.
Esnaf ve sanatkârlar, salgın nedeniyle, neredeyse bir yılı aşkın süredir çalışamıyor. Çoğu, işyerini kapatma noktasına geldi, ödeme gücünü tüketmiş durumda. Bu esnaflara gelir vergisi muafiyeti getirilmesi, tahsili olanaksız görünen bir alacaktan vazgeçip bunun ‘müjde‘ olarak sunulmasıdır. Oysa esnafın özellikle de Covid-19’dan bu yana bundan çok daha fazla iyileştirici düzenlemelere ihtiyacı olduğu açık.
Tahvil Garanti Fonu, vergilerimizle şirketlerin kurtarılmasıdır
Şirketlerin halka arzlarına ve açılmalarına zemin yaratmak, ihraç edilecek hisse senedi ve tahvillere tasarruf sahiplerinin yatırım yapmasını sağlamak üzere ‘Tahvil Garanti Fonu’ kurulacak.
Erdoğan, batık kredilerin ulaştığı boyut nedeniyle, artık bankalara kredi verme çağrısında bulunamıyor. Bunun yerine yine halkın parası ile şirketlerin kurtarılmasını bir başka şekilde sağlamaya çalışıyor.
Batmakta olan şirket, tahvil çıkaracak, piyasadan para toplayacak, yine de batarsa tahvillerinin bedeli fondan, yani vergilerimizle ödenecek.
Şeffaflık, denetim konuları tam bir göz boyama
Reform paketinde yer alan şeffaflık, tasarruf, meclis denetiminin artırılması gibi maddeler, zaten Cumhurbaşkanlığı sisteminin yarattığı sıkıntılar. Muhtemelen de çözümlenmeyecek, devam edecek olan sıkıntılar. Bunlar pakete tamamen göz boyama için konmuş.
Bir yandan şeffaflık vaat eden Erdoğan, diğer yandan Varlık Fonu başta olmak üzere Çevre Ajansı Kurumu ve Çevre Koruma Fonu gibi çok sayıda bütçe dışı fon oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu İhale Kanununun tekrar değiştirileceğini, ihalelerin şeffaf hale getirileceğini dile getirdi. Kamuda tasarrufa gidilmesi vb. önlemler de reformlar kapsamında sıralanıyor. Ancak bu konuda inandırıcılık için öncelikle Cumhurbaşkanlığının harcamalarını kısması, 13 VIP uçağın yer aldığı Cumhurbaşkanlığı uçak filosunun, yüzlercesi zırhlı, binlerce aracın yer aldığı taşıtların azaltılması, yeni taşıt alımından vazgeçilmesi gerekiyor.
BES, 18 yaş altına açılıyor
Diğer yandan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 18 yaş ve altındakilere açılıyor. Erdoğan, ailelere çocukları için prim yatırarak tasarruf etmeleri telkininde bulunurken, gençlere de ‘ileride üniversiteyi de bitirseniz iş yok, bari şimdiden BES’e girin de ileride bir emeklilik maaşınız olsun’ mesajı veriyor.
Normale dönmek reform diye sunuluyor
Erdoğan’ın açıkladığı reformlarda dikkat çeken maddelerden birisi kamu görevlilerinin en fazla iki kurumun yönetim veya denetim kurulunda görev alabileceği. Danışmanları başta olmak üzere pek çok bürokratı, eski AKP vekillerini, parti yöneticilerini dört-beş yerden maaşlı görevlere atayan iktidar, şimdi normale dönmeyi ‘reform’ diye sunuyor.
Açıklananlar bir reform değil. Bir bölümü yeni yönetim sistemiyle lağvedilen, kaldırılan kurumların, uygulamaların yeniden tesis edilmesi. Bir bölümü ise IMF, OECD ve AB’nin tavsiye ve taleplerinin hayata geçirilmesinden ibaret.
İşçi sınıfının ihtiyacı, zenginden alıp fakire verecek bir sosyal reformdur
İşçi sınıfının, ezilenlerin, yoksulların ekonomideki ve siyasetteki kötü gidişat nedeniyle radikal düzenlemelere ihtiyacı var. Başta temel haklar ve özgürlükler, eşit yurttaşlık olmak üzere, demokratik hak ve özgürlükleri daha da geliştiren, koruma altına alan köklü reformlar yapılmalı ve bunlar çoğulcu ve katılımcı demokratik bir anayasanın güvencesi altına alınmalıdır.
Ekonomide herkese temel gelir desteği, ücretsiz eğitim, sağlık, ulaşım sağlanmalıdır. Dar gelirlilerin kredi borçları iptal edilmelidir. Evsizlere kira desteği sunulmalıdır. Sendikalar 1 Mayıs’ta bu taleplerle birleşik ve güçlü bir işçi hareketini meydanlara çıkarmalıdır.