Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube üyesi Maltepe Belediyesi işçileri, düşük zam dayatmasına karşı başlattıkları grevi, Genel-İş Genel Merkezinin toplu iş sözleşmesine (TİS) imza atması nedeniyle sonlandırdı.
İşçi temsilcileri dün yaptıkları açıklamada “Sandık kuracağız, referandum yapacağız, greve ya tamam diyeceğiz ya devam diyeceğiz” demişlerdi. Referandumdan greve devam kararı çıkmasına rağmen Genel-İş Genel Merkezi TİS’i imzaladı. Referandum sonrası gruplar halinde toplantılar yapan ve grevlerini sonlandıran işçiler “İrademiz yok sayıldı. Bu anlayışa karşı mücadelemizi işyerlerinde sürdüreceğiz” dedi.
Süreçte neler yaşandı
Görüşmeler başladığı sırada Maltepe Belediyesi günlük taban ücretin brüt 125 liraya çıkarılmasını ve üzerine 11 lira zam yapılmasını teklif ederken, işçiler taban ücretin brüt 180 liraya çıkarılmasını ve bu rakamın üzerine zam yapılmasını istedi. Asgari ücretin brüt 119 lira olduğu düşünüldüğünde, belediyenin teklifi, çok yetersiz kaldı. Grevin 6. günü belediye yönetimi son teklifini her şey dahil 4 bin 700 lira (günlük brüt 200 lira) olarak açıkladı ve bu rakam üzerinden sözleşme imzalandı.
Bu süre içerisinde Büyükşehir Belediyesinin çöpleri toplaması, 100 kişilik bir grubun işçilere saldırması gibi işçilerin grevi çeşitli şekillerde kırılmaya çalışıldı, ancak işçiler buna izin vermedi.
Dersler
CHP’li belediyelerde yaşanan grevler bazı çevreler tarafından, AKP’nin ekmeğine yağ sürmek şeklinde görüldü ve eleştirildi. AKP’li belediyelerde grev yapılmadığından bahsedildi. Halbuki grevci işçiler, AKP’li belediyelerde çalışan işçilere de hak alma mücadelesinin yolunu göstermiş oluyorlar. Grev yapmak işçilerin en temel mücadele biçimidir. İşçileri grev yaptığı için eleştirmek, kendisine solcuyum diyen hiçbir parti veya grubun tavrı olamaz. CHP’li belediyeler işçilerle kavga etmek yerine daha fazla hak vererek AKP’li belediyelere örnek olmalıdırlar.
Bu ülkede demokrasi isteyen herkesin sorması gereken soru neden bazı belediyelerde bu hakkın kullanıldığı değil, neden iktidara bağlı belediyelerde bu hakkın kullanılmasının engellendiğidir.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.