DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş sendikası öncülüğünde greve çıkan işçiler, mücadelelerinde 53'üncü günü devirdi.
Her türlü zor koşula ve patronun yıldırma çabalarına karşı direnen işçiler kara ve soğuk havaya rağmen mücadelelerini ilk günkü kararlılıkla sürdürüyor. İşçiler 53'üncü günlerinde kar altında yaktıkları ateşte sucuk pişirerek keyif yaptı, zorluklara rağmen bir arada olduklarında keyiflerini kimsenin kaçıramayacağının mesajını verdi.
Baldur’da mücadele yıllardır sürüyor
Kocaeli Çayırova’da bulunan Baldur Süspansiyon fabrikasında 25 Aralık 2020 tarihinde başlayan grevin arkasında yıllara yayılan bir mücadele var. Baldur Süspansiyon’da sendikal örgütlenme 2017 yılında başladı, Birleşik Metal-İş sendikası fabrikada çoğunluğu sağlayarak yetki aldı. Patron sendikanın yetkisine itiraz etti. Yıllar süren davaların ardından geçtiğimiz aylarda yetki kesinleşti ve yasal toplu sözleşme süreci başladı. Patron buna rağmen sendikayı muhatap kabul etmedi. Üstüne sendikal örgütlenmede öncü olarak yer alan 5 işçiyi ücretsiz izne çıkardı. Bunun üzerine işçiler fabrika önünde direnişe geçti. Patron yasal toplu sözleşme sürecinde sendikayı muhatap almayan tutumunda ısrar etti. İşçiler greve çıkamaz, bölünürler, kırılırlar diye düşündü. Ancak işin sonunda Baldur işçisi tam bir birlik ve beraberlik içinde greve çıktı ve Baldur’da şalterler indi.
İşçiler grev kırıcılara izin vermedi
İşçiler, grevin ilk günü fabrikaya grev kırıcı sokmaya çalışan patronun bu saldırısına geçit vermedi. Gözaltına alınan işçiler oldu. Patron işçilerin grev kırıcıları engellemesini bahane ederek 16 işçiyi daha 25/2. maddeden (Kod 29) tazminatsız olarak işten çıkardı. Yıllarca süren mahkemeler, patronun fabrikaya grev kırıcı sokmaya çalışırken polisin tepki gösteren işçileri baskı altına alması, bütün bu süreçler, siyasi iktidarın kimin tarafında olduğunu ortaya koyuyor.
Grev sürecindeki bütün bu zorluklara rağmen Baldur işçisi hakları için başlattığı mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.