Salgın sonrasında hükümetin önlem olarak uygulamaya koyduğu işten atma yasağı, işten tazminatsız atmaya dönüştü.
Onlarca işçi, işyerinde sendika istemeyen işverenler tarafından Kod 29’dan, tazminatsız bir şekilde atıldı.
Yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2 maddesinde tanımlanmış olan "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller”de, patronlar işçiyi tazminatsız olarak işten çıkarabiliyor. Böylece işverenler herhangi bir tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtuluyor.
İşverenler, işten çıkarılan işçileri SGK’ya kod numarası ile bildiriyorlar. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlığı altında suçlanan işçiler, SGK’nin kodlamasına göre Kod 29 ile işten çıkarılıyor. Kod-29'la işten çıkarılan kişiler, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik maaşı gibi haklardan faydalanamıyor.
Kod 29’a göre işten çıkarılan işçi dava açabiliyor. Ama işveren, işçi davayı kazansa dahi en fazla 4-8 aylık ücretten oluşan işe iade tazminatı, en fazla 4 aylık ücretle sınırlı çalıştırılmayan süre ücreti ile kıdem ve ihbar tazminatını dava sonunda ödeyerek sendikalaşmaya engel olabiliyor.
Ortalama üç-dört yıl süren dava süreci içerisinde işçi, işverenin asılsız beyanı nedeniyle mahkemelerde sürünmek zorunda kalıyor.
Cumhuriyet döneminde ilk olarak 1936 yılında çıkarılan ve 35 yıl uygulanan 3008 sayılı İş Kanununda da, 1971 yılında çıkarılan ve 32 yıl uygulanan 1475 sayılı İş Yasasında da işçilerin tazminatsız olarak işten çıkarılabilmeleri hususu, hemen hemen aynı kelimelerle yer alıyor.
AKP hükümetinin 2003 yılında çıkardığı ve halen yürürlükte olan 4857 sayılı İş Yasasının 25. maddesinde işçinin tazminatsız olarak nasıl çıkarılabileceği eski yasalardaki gibi aynen tekrarlanmış.
Patronların en önemli silahı: Tazminatsız işten çıkarma
Tazminatsız işten çıkarma, her dönem patronların en önemli silahı oldu. İşçi mücadelesinin gelişkin olduğu dönemlerde bu maddeyi kullanmakta daha çekingen davranan patronlar, baskı dönemlerinde rahatça kullanabildiler.
Söz konusu madde, pandemi döneminde çok sayıda işçinin tazminatsız bir şekilde işten atılmasına gerekçe yapıldı.
Kod 29’la atılan işçiler adeta fişlenmiş oluyor başka işlere girmekte zorlanıyor.
İşten çıkarma yasaklarının başladığı Nisan 2020’den beri Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda işçi bu kod kullanılarak işten çıkarıldı.
Örneğin küçük ev aletleri üreten Sinbo’da çalışan işçiler önce ücretsiz izne çıkartıldı, ardından Kod-29’dan çıkışları verildi. İşçiler şimdi Kod-29’dan işten çıkarmaların yasaklanması için fabrikanın önünde direniş yapıyorlar.
Sinbo işçileri, üyesi oldukları TOMİS aracılığı ile ücretsiz izin uygulamasına karşı harekete geçmişlerdi. Çalışma Bakanlığı müfettişleri, ücretsiz izne çıkarılan işçilerle ilgili hak ihlali tespiti yaptılar ve işçiler işe geri döndüler. Fakat işveren, sendikal faaliyetleri engellemeye dönük çabasını sonlandırmadı ve sendikal faaliyeti yürüten işçileri Kod 29 ile işten çıkardı. İşçiler şimdi mahkemeye başvuruyorlar, ama sonuçlanması en az 2-3 yıl sürecek.
Yine Çorum’daki Emekçioğluları’nda Birleşik Metal-İş’te örgütlenen işçiler bu kodla işten çıkarıldı. İşçiler sendikalaştıkları için bu madde kullanıldı. Çünkü işçinin mahkemede hakkını araması uzun bir süreç. İşverenler Kod 29’la işten çıkarmayı aynı zamanda bir yıldırma mekanizması olarak da kullanıyor. Yıllar süren mahkeme süreci, işçilerin sendikalaşmasına engel olabiliyor.
Kamusal denetim yapmakla yükümlü olan kurumlar olan İŞKUR veya SGK, Kod 29 konusunda bir inceleme yapmıyor. İşverenin iddiası doğru mu değil mi araştırmıyor. Konuya “işçi hakkını mahkemede arasın” şeklinde bakılıyor.
Kod-29 uygulamasına karşı yapılması gerekenler
Kısa vadede bu konuda alınacak en önemli yasal tedbir, Kod 29’dan fesih konusunu iş mahkemelerinin iznine tabi kılmak. Böylece bir ölçüde de olsa işverenlerin keyfi uygulamasının önüne geçilebilir.
Özellikle sendikalaşma süreçlerinde işten çıkarmaların belirli bir süre ile yasaklanması, dünyada benzeri olan bir uygulama. İngiltere’de sendikalaşma sırasında, yani sendikanın yetki için Çalışma Bakanlığına başvurusu ile başlayan dönemde, 120 gün süreyle işten her türlü çıkarma yasak.
Kod-29 uygulamasının geriletilmesini asıl olarak işçi sınıfının mücadelesi sağlar. Örgütlü işçiler, işverenlerin Kod-29’u rahatça uygulamasının önündeki en büyük engeldir. Boğaziçi direnişi bize meşru olmayan uygulamalara karşı nasıl direnileceğini gösteriyor. İşçi sınıfı da Kod-29 uygulamasına, sendika düşmanlığına karşı gücünü göstermelidir.