Ödenmeyen tazminatlarını almak için Soma ve Ermenek'ten yürüyüşe geçen maden işçilerinin Ankara'ya gidişi, jandarma tarafından engellenmeye devam ediyor.
Uyar Madenci İşçileri engele rağmen yürümekte kararlı, kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istiyor.
Enerji-Sen/İnşaat-İş/Limter-İş sendikalarının çağrısıyla bugün (21 Ekim) 19:00'da Kadıköy'deki Sürreya Operası önünde "Soma'da Ermenek'te Bağımsız Maden-İş Sendikası'nın öncülüğünde hakları için direnen maden işçilerinin sesine ses olma zamanı..." başlıklı basın açıklaması yapılacak.
Ne dediler?
Tazminat alamayan bir madencinin eşi, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye isyan etti:
“Üç çocuğum var, Allah nasip eder görürsem, ‘Çocuğum milletvekili olun diyorum’ ben. ‘İşinize geldiği yerde uyuyun. İşinize geldiği yerde parmak kaldırın. Daha olmadı, iki yumruk adın birbirinize milletvekilleriyle, gündem olursunuz hadi bakalım’ diyorum ben bunlara. 600 tane adam 25 bin lira para alıyorlar. Belki daha fazla alıyorlar. İkisinin maaşını toplasan benim adamın tazminatı verilecek. Askıya ekmek asıyorlar. Ekmek asmayacaksınız arkadaşım. Ekmek vereceksiniz, iş yapacaksınız. Alın terinin karşılığını vereceksiniz ki millet kendi ekmeğini kendi götürecek. Ben çocuğuma ‘Oğlum polisten jandarmadan korkma onlar bizi koruyorlar’ diyorum. Ama benim çocuğumun babasını gözaltına alıyorlar. Benim kocamın önünü keserlerse orada. Ben de buradan üç çocuğumla yürürüm, beni de gözaltına alın. Hodri meydan. Bu Enerji Bakanı bizi muhatap olarak kabul etmiyorsa niçin ben vergilerimle bu adama para ödüyorum?”
Bir başka maden eşi de şunları söyledi:
"Bütün dünya duysun, ben kocamın hakkını savunmaya geldim. Hak istemek suçsa ben suçluyum. Kocamın önünü keserlerse ben de buradan 3 çocuğumla yürürüm, beni de tutuklasınlar. Bu Enerji Bakanı ne parası alıyor? Bizi muhatap kabul etmiyorsa ben neden vergilerimle bu adama para ödüyorum? Manisa Milletvekili Mehmet Ali Özkan yaralı parmağa işemiyor. Kendisini hiç görmedik, muhatap olarak da kabul etmiyoruz, aldığı para da haram."
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.