Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, grev yasakları ve baskılar üzerine bir açıklama yaptı.
"Emeğin Hak Arama Yolları Birleşik Mücadele İle Açılır!" başlıklı çağrıda emekçilerin ve sendikaların ortak talepler için birleşik mücadele yürütmesi çağrısı yapıldı.
Açıklama şöyle:
Bir taraftan COVİD-19 salgını diğer taraftan salgın ile birlikte gittikçe artan işsizlik ve hayat pahalılığı milyonlarca işçinin, emekçinin, dar gelirlinin yaşamını her geçen gün daha fazla derinden sarsamaya devam ediyor.
Siyasi iktidar ise salgından ve salgınla birlikte derinleşen ekonomik krizden en çok etkilenen dar gelirli, yoksul, ücretli kesimleri koruyucu politikalar geliştirmek yerine emeğin, emekçilerin mevcut sınırlı haklarını bile ortadan kaldıran adımlara ger gün bir yenisini ekliyor.
Hayatlarını tehdit eden salgın ile ekmek parası arasına sıkıştırılan işçilerin, emekçilerin hak arama yolu yasaklarla, baskı ve şiddet politikaları ile kapatılmak istenmektedir.
Nerede işçilerin, emekçilerin bir hak arama mücadelesi varsa orada hemen valilikler üzerinden haftalarca süren toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklama kararları ilan edilmekte, emekçilerin en temel anayasal hakları yok sayılmaktadır.
On binlerce insanı taşıdıkları kendi mitinglerinde, açılışlarında virüs tehdidini yok sayanlar hak arama mücadelesi veren emekçilerin her eylemine, etkinliğine pandemi gerekçesini ileri sürerek müdahale etmektedir.
Sadece son bir hafta içinde yaşananlar bile tek başına temel insan haklarını, emeği yok sayan hukuksuzluğun baskı ve şiddet politikalarının kalkanı haline getirildiğini göstermektedir.
- 103 canımızı bizden koparan, Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamı 10 Ekim Ankara Gar katliamının beşinci yıl dönümünde Ankara’da yapılan anmaya ”pandemi yasakları” gerekçesi ile müdahale edilmiştir. 103 canımızı anmak için Gar önünde bir dakikalık saygı duruşu yapılmasına dahi tahammül edilmemiştir. Annelerini, babalarını evlatlarını, dostlarını yitirmenin acısını taşıyanlar polis şiddeti ile karşı karşıya bırakılmıştır.
- Şişe ve Cam Fabrikaları AŞ’ye ait Adana ve Mersin’de Kurulu soda, krom ve tuz fabrikalarında çalışan işçilerin 9 Ekim 2020 tarihinde başlayacak olan grevi aynı gün Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görülmesi” gerekçesi ile 60 gün süreyle ertelenmiştir.
- Tam yedi yıldır ödenmeyen tazminat, ücret ve yıllık izin alacakları için Soma ve Ermenek’ten Ankara’ya yürüyüş başlatan maden işçilerinin önüne jandarma ve polis barikatları kurulmuştur.
- Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından dün İbni Sina Hastanesi önünde yapılmak istenen “7. ayında Covid-19” raporu konulu basın açıklamasına her zamanki gibi orantısız bir şekilde müdahale eden polis çoğu sağlık emekçisi 8 kişiyi gözaltına almıştır.
Grev haklarını kullanmak isteyen işçilerin, yedi yıldır ödenmeyen tazminat, ücret ve yıllık izin alacakları için Ankara’ya yürümek isteyen maden işçilerinin, Covid 19 salgını sürecinde yaşananları kamuoyu ile paylaşmak isteyenlerin en temel anayasal haklarını kullanmasının engellenmesi, kolluk şiddeti ile karşı karşıya bırakılması kabul edilemez.
Bu ülkenin ezici çoğunluğunu oluşturan işçilerin, emekçilerin grev hakkı, barışçıl toplanma ve gösteri hakkı gibi en temel anayasal hakları “milli güvenlik, genel sağlık, kamu düzeni, toplum huzuru” gibi kimsenin inanmadığı genel geçer gerekçelerle engellenemez.
Bu ülkede halkın güvenliğini, sağlığını, huzurunu, kamu düzenini tehdit edenler:
İşçilere, emekçilere 19. Yüzyıl kölelik koşullarını dayatan, ülkeyi sermaye için ucuz iş gücü cennetine çevirip buna karşı hak arama yollarını kapatanlardır.
Grev yasaklarının kapsamını genişleten, “erteleme” adı altında 7’si “OHAL’den istifade” olmak üzere toplam 17 grevi “yasaklayarak yüz binlerce işçiyi, patronlara istediklerinden daha fazlasını veren Yüksek Hakem Kurulu (YHK) kararlarına mahkum edenlerdir.
İşçilerin, emekçilerin insanca çalışma ve yaşam taleplerine kulak tıkayan, sendikal mücadelesini ‘suç’ olarak görenlerdir.
Salgın döneminde bile patronların, sermayenin yüzünü güldürmeye devam eden, milyonlarca işçinin, emekçinin, dar gelirlinin kırıntılarla yetinmesini, her türlü, haksızlığı- hukuksuzluğu sineye çekmesini bekleyenlerdir.
KESK olarak emeği yok sayan, işçilerin, emekçilerin anayasal haklarını kullanmasını engelleyen, hukuksuzluktan beslenen tüm baskı ve şiddet politikalarını kınıyoruz.
Hak arama yollarımızı kapatmaya dönük girişimlere karşı başta konfederasyonlar ve sendikalar olmak üzere tüm emekçileri, işçileri emeğin birleşik mücadelesini örmek için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.
Yürütme Kurulu