İktidarın "normalleşme" politikasının ve salgınla savaştaki başarısızlığının sonucu olarak ard arda doktorlar, eczacılar, hemşireler ölüyor.
Son 11 günde 16 sağlık çalışanı, savaştıkları COVID-19 sebebiyle hayatını kaybetti. 15 Ağustos'tan 1 Eylül'e kadar geçen sürede de 12 sağlıkçı vefat etmişti.
Türk Tabipler Birliği'nin "Ölüyoruz" etiketiyle duyurduğu sağlıkçı ölümlerindeki artış, salgına karşı önlemlerin tamamen gevşediği bayram/tatil döneminin üstüne geldi.
Vaka sayısındaki artışın ve salgının yayılma hızının kontrolden çıktığı itiraf edilirken, sağlık kuruluşlarında yoğun şekilde virüse maruz kalan çalışanlar birer birer ölmeye başladı.
Mart ayından bugüne, günde uzun saatler boyunca, çoğu zaman yeterli koruyucu ekipmana saip olmadan virüsle mücadele eden sağlıkçılar ölürken, salgınla mücadelede başarısız olan Sağlık Bakanı bir lütufmuş gibi ek ödemelerin yapılacağını duyurdu.
Salgınla savaşın en ön cephesinde yer alan aile hekimlerinin maaşları, enfeksiyon sonucu karantinaya girdikleri günlerde kesiliyordu. Aylardır süren bu haksızlık, Bakan Koca'nın kesintilere son veriyoruz açıklamasıyla bitti. Çünkü sağlık çalışanları husursuz, kimi doktorların istifa ederken, hükümetin patronları memnun etmek için önlemleri gevşetmesi sonucu salgın atağa kalkıyor ve hor görülen sağlıkçılara ihtiyaç var!
Sağlık meslek örgütleri ve sendikalarının talepleri tüm emekçilerin ortak mücadele talepleri olmalı. Sağlık emekçileri yaşarsa, salgınla savaşta kazanma umudu vardır. Doktorların, hemşirelerin, eczacıların, hastabakıcıların, teknisyenlerin, ayrımsız tüm sağlık çalışanlarının acil talepleri yerine getirilsin!