Tez-Koop-İş Sendikası işçileri: Kıdem tazminatına dokundurmayacağız!

15.06.2020 - 21:53

Tez-Koop-İş Sendikası İstanbul 5 Nolu Şube üyesi işçiler, bugün İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptı.  

İşçiler, İstanbul Üniversitesi sosyal tesisler, kantin, restoran ve otoparklarında çalışan işçilerin üç aydır ödenmeyen kısa çalışma ödeneklerinin derhal ödenmesini istedi Ayrıca iktidarın kıdem tazminatı hakkının gaspını yeniden gündeme getirmesi konusunda  “kıdem tazminatımıza dokundurmayacağız” dediler.

Eylemde  sık sık, “Salgına karşı ücretli izin, kıdeme uzanan eller kırılsın, hak edilen ödenekler derhal verilsin, haklarımızdan vaz geçmeyeceğiz, birleşe birleşe kazanacağız, bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı. Basın toplantısında konuşan Şube başkanı Selahattin Karakurt, “Bizler 3 aydır evimize ekmek alamıyoruz, çocuklarımıza harçlık veremiyoruz. Eşten dosttan borç istemekten yorulduk. Kredi kartlarımız yeterli ödemeleri yapamadığımız için kapatıldı”  dedi.  Kısa çalışma ödeneğinin bağış olmadığını, sosyal bir hak olduğunu ve hemen ödenmesi gerektiği, bu hakkın yerine getirilmesinde İŞKUR kadar, işverenlerin de sorumluluğu olduğunu söyledi.  Kıdem tazminatı hakkının gasp edilmek istendiğine de değinen Karakurt,  “İşçilerin işlerini ve aşlarını kaybettikleri pandemi sürecinde kıdem tazminatını gündeme getirmek, işçi düşmanlığından başka bir şey değildir” dedi. Kıdem tazminatını gasp etmek isteyen pek çok bakanın bugün olmadığına işaret eden Karakurt, “Kıdem tazminatının kaldırılmasına dün olduğu gibi bugün de asla izin vermeyeceğiz” dedi. 

Marksist.org muhabirleri eyleme katılan işçilerle konuştu:

Filiz Deren, “Hepimizin birleşmesi lazım”

İstanbul Üniversitesi’nde çalışıyorum. Kıdem tazminatı bizim toplu aldığımız para. Bu nedenle çalışıyoruz. Hepimizin bu konuda ortak bir tavır alması gerekiyor. Kıdem tazminatı sorunu tüm işçileri ilgilendiriyor. O nedenle tüm sendikaların birlikte davranması lazım. Hepimizin birleşmesi ve ayaklanması lazım. 

Ali : “Kıdem tazminatı alın terimizdir”

İstanbul Üniversitesi’nde çalışıyorum. Taşeron olarak çalışırken, kadroya geçen arkadaşlar var. Onların toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını bekliyorduk. Bu süreç beklenirken, Covid 19 salgını çıktı. Salgın çıkınca elimizdeki maaştan da olduk. Arkadaşlarımızın çoğu maaş alamadı.  İŞKUR “dosya bana gelmedi” diyor. “İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, “ben dosyayı yolladım” diyor. Tıp fakültelerinde çalışan arkadaşlarımız pandemi boyunca ailelerini bile göremeden, canlarını dişlerine takarak çalıştılar. Salgına karşı hep beraber mücadele verildi, ama para ödemeye gelince arkadaşlarımız ek ödeme verilmedi. Üstüne üstlük TİS sürecinde verilen yüzde dört artı dörtlük zam enflasyon karşısında eridi, gitti. Kıdem tazminatı bizim alın terimizdir ve kimsenin bunu gasp etmeye hakkı yoktur. Burada işçilere ve sendikalara çok görev düşüyor. Türk İş, Hak İş ve Memur sendikaları var. Hepsinin birleşerek ortak eylem yapması lazım.  Eğer kıdem tazminatıyla ilgili genel grev kararı alınırsa, tüm işçilerin bu karara uyması gerekir. Kıdem hakkımız giderse, yeni hak gaspları gelebilir.  

Ayhan İlber : “Grev kartımızı oynamalıyız”

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde çalışıyorum. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Sendikamızın almış olduğu bir karar var. Bunun hiç tartışılmadan gereğini yapmamız lazım. Hükümet bunu her seferinde gündeme getiriyor. Görüşmeyle halledemiyorsa, silahımız direniş. Grev bizim en etkili mücadele yöntemimiz. Grev kartımızı oymalıyız.

Muharrem Budak : “İnsanların hayalleriyle oynanması tehlikelidir”

Doğrusu söylemek gerekirse her yönetim değişikliğinde hükümet, kıdem tazminatını gündeme getiriyor.  Biz siyasetçi, iş insanı değiliz. Hayalimiz: emekli olduğumuzda ya bir ev almak ya da çocuklarımızı okutmak.  Biz büyük düşünmek isteriz ama hayatımız bu kadar. İnsanların hayalleriyle oynanması tehlikelidir.  Biz Müslümanız, bu toplum çoluk çocuğuna helal şeyler bırakmak ister. İnsanların emeği helaldir. İnsanların helaline göz dikilmemelidir. Ayıptır, günahtır.  İnsanların ellerinde olan tek varlığına göz dikerseniz, bu insanlar bir yerde taşar.  Bizi düşünüyorlarsa, masada kendi aralarında konuşmasınlar, bizlerle konuşsunlar. 

Haber ve Röportajlar: Bahan Gönce, Çağla Oflas



Bültene kayıt ol