Koronavirüs salgınını fırsat bulan patronlar, ücretsiz izni dayattı ve bir çok işçi işsiz kaldı. Bir buçuk aydır evde olan tekstil işçisi, milyonlarca çalışanın itildiği koşulları anlatıyor.
Bize kendini tanıtır mısın?
İsmim Ercan Toraman, Bursa’da yaşıyorum, aslen Malatyalıyım. Otuz yaşındayım evli ve bir erkek çocuk sahibiyim. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümü mezunuyum. Ancak Türkiye’deki üniversite mezunu işsiz oranı her geçen gün arttığı için kendi alanımla ilgili iş bulmak çok zor. Bir tekstil fabrikasında son beş yıldır makine operatörü olarak çalışmaktayım.
Korona salgınına bağlı olarak son yaşanan gelişmeler seni, aileni ve iş arkadaşlarını nasıl etkiledi?
Son bir buçuk aydır çalışmıyorum, evdeyim. Geleceğimiz konusunda işten çıkartılan herkes gibi oldukça endişeliyim. Çünkü bizler çalıştıkça para kazanan insanlarız, emek gücümüzü satarak ayakta duruyoruz. İşten çıkartılan diğer arkadaşlar gibi, şu an kiralarımızı, mutfak masraflarımızı, doğalgaz, elektrik, su faturalarımızı ödeyemiyoruz. Borçlarımız, çocuk okutan arkadaşlarımız var gün geçtikçe daha da kötüye gidiyoruz. Çalıştığımız işletmede sendika yok, olmasını çok isterdim. Daha güvenceli ve rahat olurduk. Haklarımızı koruyacak bir yapıya sahip olurduk. Şu an ülkede maddi yardımların yapıldığı söyleniyor. Ben ve arkadaşlarımız bir maddi yardım görmedik ve almadık. Çalışana değil işverenlere maddi yardım yapılıyor. İşçilere kalan ise ödenmemiş kiralar ve faturalar.
Salgın sırasında işsiz kalan milyonlarca insandan birisin, geçimini nasıl sağlıyorsun?
Birikimim olmadığı için maaş kartımın eksi bakiyesinden karşılıyorum masraflarımızı. Şimdiden borçluyum, yani işe başlarsam bu borçları kapatmak için çalışmak zorundayım.
Sendikalı olan işçi ile sendikalı olmayan işçi arasında işyerlerindeki farklılıklar neler?
Çok farklar var. Sendikalı bir işçi, işe gitmeden maaşının yüzde 70’ni alabiliyor. Sendika olmayan yerde patronun, müdürün ağzına bakıyorsun, bir güvencen yok. Sendikalıysan bir güvencen oluyor, hakkımı savunanlar var diye düşünüyorsun, sendikanın yardımlarından da yararlanabiliyorsun ( ayakkabı, giysi, yakacak vb.)
Evde kalınması üzerine propagandalar yapılıyor. Sence işçi sınıfının evde kalması mümkün mü?
Evde kalmak mümkün değil, bahsettiğim gibi çalışmazsak para kazanamayan, geçinemeyecek olan insanlarız biz. Nasıl evde kalalım, mecburen çalışmak zorundayım. Bende evde kalmak isterim, çocuğumun ve ailemin sağlığı için. Ancak evde kalmak daha fazla masraf ve gider de demek. Bu masrafların karşılanması için de para lazım. İnşallah en kısa zamanda devlet ve yetkililer çalışan işçilerin ve bakıma muhtaç olanların bu seslerini duyar ve sosyal devlet anlayışıyla bu mağduriyetler giderilir. Diyeceklerim bu kadar işsiz kalanların, mağdur olanların sesine ses verdiğiniz içinde ayrıca sizlere Marksist.org’a çok teşekkür ederim.
Röportaj: Şafak Ayhan