Emek örgütleri: 1 Mayıs’ı işyerlerinde, balkonlarda, sosyal medyada kutlayacağız

22.04.2020 - 15:27

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB bir avuç sermayedarın değil, halkın egemen olduğu bir dünya için tüm işçi ve emekçileri Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta tek ses olmaya çağırdı.

Emekçilerin hayatının hiçe sayıldığı kapitalist düzenin değişmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik, demokrasi, her türlü ayrımcılığa son verilmesi, dünyada barış politikalarının benimsenmesi talepleriyle 1 Mayıs’ı işyerlerinde, balkonlarda, sosyal medyada, ses araçlarıyla, afişlerle, marşlarla kutlayacağız” dendi.

Online düzenlenen basın toplantısında ortak açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu okudu. Koronavirüs salgınının düzenin çürüdüğünü gösterdiğini dile getiren Arzu Çerkezoğlu, “Bu düzen salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını işini, geçimini koruyamadı. Aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayıldı. İşçilerin ölümü pahasına ‘çarklar dönecek’ ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor” dedi.

Hükümetin ise açıkladığı paketlerde ise patronlara ücretsiz izin dayatma hakkına kadar her türlü deste verilirken işçiye, emekçiye, emekliliğe, üreticiye, kadına, çocuğa ilişkin bir şey olmadığını belirten Çerkezoğlu, “Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ta sesimizi yükseltiyoruz”

1 Mayıs’ın bu koşullar altında karşılandığını ve bu düzenin değişmesi gerektiğini vurgulayan Çerkezoğlu şöyle devam etti: “Halkın sağlığının, işinin ve geçiminin güvence altında olduğu yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs’ta sesimizi yükseltiyoruz. 2020 1 Mayıs'ına kadar tüm meydanları, caddeleri, sokakları 1 Mayıs afişlerimizle donatacak, ses ve görüntü araçlarıyla 1 Mayıs coşkusunu meydanlara taşıyacağız. Evlerimizin ve işyerlerimizin sokaklara dönük yüzünü taleplerimizi ifade eden pankartlarla, afişlerle donatacağız! 1 Mayıs 1977'de Taksim'de yitirdiğimiz mücadele arkadaşlarımızı Kazancı Yokuşu’nda anacağız. 1 Mayıs günü bulunduğumuz her yerin balkonlarından pencerelerinden 1 Mayıs marşını okuyacak, pankartlarımızı asacak, balonlarımızı uçuracak, yeni bir toplumsal düzen için aynı anda tüm Türkiye'den ses vereceğiz. Yine 1 Mayıs günü sosyal medya üzerinden yayınlanacak ‘1 Mayıs mitingi’nde buluşacağız. Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı tüm gücümüzle bulunduğumuz her yerden göstereceğiz! Yeni bir toplumsal düzeni biz kuracağız. Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız.”

Zorunlu olmayan çalışma acilen durdurulmalıdır

Toplantıda koronavirüs salgını nedeniyle hakları gasbedilen emekçilerin korunması için alınması gereken acil önlemler şu şekilde sıralandı:

- Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.

- Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.

- Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli,  elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.

- Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.

- Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Kovid-19 testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde yürütmelidir.

- Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu ekipman başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.

- Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT'liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

- Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

- Aklın ve bilimin emrettiği bu önlemler büyük ölçüde alınmamaktadır. Çünkü ülkeyi yönetenler, yandaş patronları beslemeye ve siyasi rekabete odaklanmıştır. Halkın sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almayan, alamayan iktidar, siyasi sorumluluğu üstlenerek hesap vermeli, ilk adım olarak sağlık, içişleri ve ekonomi bakanları istifa etmelidir.

Çerkezoğlu diğer konfederasyonlarla ortak bir tutum alınması için görüşme yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: “Türk-İş’le bir görüşme yaptık. Bu koşullarda bu yıl ortak bir kutlamanın olanakları olmadığı görülmüş oldu. Önümüzdeki yıl ümit ediyorum ki emek örgütleri ve demokrasi güçleriyle ortak bir kutlamayı gerçekleştirebiliriz.”



Bültene kayıt ol