Üretimi sürdüren fabrikalarda salgına karşı nasıl önlemler alınıyor? Bir işçi okurumuzun gönderdiği mektup, gerçek durumu gözler önüne seriyor.
“Evde kalın, sokağa gerekli olmadıkça çıkmayın” lafı işçi sınıfı için, özellikle de fabrikalarda çalışan işçiler için bir anlam ifade etmiyor. Ekonominin çarklarının döndürülmesi, yani esas olarak patronların karlarında kesinti olmaması için her “fırsatı” değerlendiren hükümet, salgını da bir fırsat olarak görüyor. Virüsün yayılması ile orantılı bir şekilde olağanüstü artan işsizlik oranını, çalışanların üzerinde kılıç gibi sallayarak işe gidilmesini ve sefalet ücretlerinin kabul edilmesini dayatıyor bu hükümet. Sağlık Bakanı'nın açıklamaları, İçişleri tuhaf genelgeleri dışında hükümetten salgınla ilgili olarak duyduğumuz, gördüğümüz bir şey yok. İşçiler, tamamen patronların insafına terk edilmiş durumda.
İçişleri bakanlığı, zaten işe giderek büyük risk alan insanları yollarda arama noktalarında saatlerce bekleterek polis ve jandarmalara “ateş ölçümü” kontrolü yaptırıyor. Sanki işçiler ve fabrikalarda çalışanlar dışında başka kimse dışarıdaymış gibi yapılan bu kontrollerin bir yararı olmadığı gibi, evde kalma süresi en az iki saat daha kısalıyor! Bu eziyetin ne zaman son bulacağı belirsiz.
Sağlık Bakanlığı'nın genelgeleri ise patronlar tarafından uyulmasa da olur niteliğinde. Çoğu fabrikada hiçbir önlem alınmadığını günlük olarak dışarıya, diğer fabrikalara ve iş yerlerine giderek satın alma yapan arkadaşlarımdan biliyorum. Market çalışanlarının durumu nasılsa o şartlarda çalıştırılıyor insanlar.
Çalıştığım fabrikanın yönetimi bu açıdan farklılık gösteriyor. Fabrika girişinde termal kameralarla ateş ölçümü yapılıyor, servislerde ikili koltuklarda tek kişi oturuyor, elle teması engellemek için fabrika içinde bütün kapılar açılmış durumda, yemekhanede oturma düzeni seyrekleştirilmiş durumda, bütün oda ve çalışma ortamlarında olduğu gibi yemekhane girişlerinde de el dezenfaktını bulunuyor. Beyaz yaka personele evden çalışma olanağı sağlanmış durumda. Üst yönetimden bir kişi, iş yeri hekimi, iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu yönetici ve insan kaynaklarından sorumlu bir yöneticiden oluşan dört kişilik komite tarafından süreç takip ediliyor. Şüphesiz bu önlemlerin “yavaşlatıcı” etkisi vardır, ama bu etkinin, salgını durdurmasının mümkün olmadığı artık biliniyor. Zaten şu ana kadar dört işçi yüksek ateş ve zatürre teşhisiyle rapor aldı. Bu arkadaşlar iyileşti, evlerinde istirahat ediyorlar, ancak çoğunluk bu kişilerin Covid-19 hastası olduğunu düşünüyor, ki haksız da sayılmazlar.
Yine fabrikadaki çoğunluk, bu kadar çok önlem alabilen patronun, istese her çalışana ücretli izin verebileceğini, hükümetin çok açık bir şekilde patronları düşündüğünü ve kendilerinin umursanmadığını biliyor. Salgının yayılma hızıyla orantılı bir şekilde işçilerin öfkesi artıyor.
Ali Rıza Demir