Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, ilde 6 ayda meydana iş cinayetleri hakkında açıklama yaptı.
"Devlet katında birer istatistikten ibaret kalan her can, bizlerden biridir. Emeği ile ailesine ekmek götürmeye çalışan bir kadın, bir erkek bazen çocuk, bazen yetişkin bazen çok yaşlı bir bedendir. Mücadelemizin gayesi bu canların yitip gitmemesi içindir" sözleriyle başlayan açıklamada şu veriler paylaşıldı:
- 2013’ten bu yana Kocaeli'nde en az 426 insan, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
- 2019’un ilk altı ayında ülke genelinde iş cinayetlerinde en fazla ölümün yaşandığı beşinci il Kocaeli olmuştur.
- İş cinayetlerinin 88’i İstanbul’da, 39’u Antalya’da, 38’i İzmir’de, 34’ü Bursa’da, 33’ü Kocaeli’de, 28’i Ankara’da ve 28’i Aydın’da meydana gelmiştir.
- Kocaeli'nde en fazla ölüm 8 işçinin öldüğü Gebze’de meydana gelmiştir. Çayırova’da 6; Kartepe’de 4; Derince ve Gölcük’te 3; Darıca, Dilovası ve Körfez’de 2; İzmit, Kandıra ve Karamürsel’de ise 1 ölüm meydana gelmiştir.
- Ülke genelinde en fazla ölüm 205 emekçinin yaşamını yitirdiği tarım-orman işkolunda meydana gelirken tarımı, 165 işçi ölümü ile inşaat, 107 ölümün meydana geldiği taşımacılık işkolları izlemiştir. İlimizde ise en fazla ölüm 6 kişinin yaşamını yitirdiği inşaat işkolunda meydana gelmiş, bunu 5’er ölümün meydana geldiği taşımacılık, tekstil ve ticaret-büro işkolları izlemiştir.
İşçiler ölüyor
- 2019 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Ülke geneline en fazla ölüm trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve elektrik çarpması nedenleriyle yaşanırken, ilimizde ise en fazla ölüm nedeni işyerinde meydana gelen yangınlardır. Yangından sonra en fazla ölüm yüksekten düşme, ezilme ve kalp krizi sonucu meydana gelmiştir. Aslında bu ölümlerin bir gerçek sebebi, uygun yangın önleme, algılama, söndürme sistemleri ile uygun tahliye ve kaçış şartlarının olmaması, yeterli sayıda ve iyi eğitim almış ilkyardım personelinin olmaması, işyeri fiziki şartlarının güvenli olmamasıdır.
- Çalışma Bakanlığı’nın çocuk işçilikle mücadele yılı ilan ettiği 2018 yılından bu yana çocuk emeğinin sömürülmesinin önüne geçecek hiçbir adım atılmamış ve çocuklar tarlada, atölyede veya sokakta çalışmaya ve iş cinayetlerine kurban gitmeye devam etmiştir. 2018 yılında ülke genelinde 23’ü 14 yaş altında toplam en az 67 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken 2019’un ilk altı ayında ise 11’i 14 yaş ve altında olmak üzere 33 çocuk can vermiştir.
2018 yılında ülke genelinde iş cinayetlerinde ölenlerin 48’i (yüzde 2,49) sendikalı iken 2019 yılı ilk 6 ayında da 14’ü sendikalı (yüzde 1,66) idi. Ülke genelinde iş cinayetlerinin en fazla meydana geldiği tarım ve inşaat işkollarında da sendikal örgütlenmenin yok denecek düzeyde düşük olması dikkat çekicidir. Bu nedenle örgütlenmeyi aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi olarak da görmek gerekirken öte yandan işçi örgütlerinin de işyerlerinde sağlık ve güvenlik hakkını daha güçlü savunmaları gerektiği açıktır. Ölümleri durdurmak için bilinçli ve örgütlü bir emek hareketi şarttır.
- 2019 yılının ilk 6 ayında ülke genelinde iş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 7’si kadın yüzde 93’ü erkekti. Kocaeli'nde ise ölenlerin yüzde 12’si kadın, yüzde 73’ü erkek iken yüzde 15’inin kimlikleri açıklanmadı (Akpınar Tekstil yangınında ölen işçiler).
- 2019 yılının ilk 6 ayında ülke genelinde ölenlerin 63’ü Kocaeli'ndekilerin 7’si göçmen işçilerdi. Ülkelerindeki savaş, yoksulluk ve baskıdan kaçarak, ülkemize sığınan ve çoğunluğunu Suriyeli yoksulların oluştuğu insanlar, her türlü önlem ve insani haktan uzak, kötü çalışma koşullarında, güvencesiz ve düşük ücretler ile çalıştırılıyor. Meclisimizin ulaşabildikleri dışında da iş cinayetlerine kurban edilmiş mülteci/göçmen işçilerin olması da muhtemeldir.
- Bu tablo kamuoyuna yansımış, sadece görünen yanlardır. Kalıcı sakatlıklar, meslek hastalıklarına bağlı ölümler bu sayılardan çok daha fazla olmasına rağmen bilinmemektedir.
Ölümleri durdurun
Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, iş cinayetlerinin durdurulması için şu taleplerde bulundu:
"Bu tablonun değişmesi öncelikle devletin görevidir. Bu ölümleri engellemek için mücadele görevi ise emek örgütleri ve emekten yana tüm kesimlerindir. Ölümlerin engellenmesi için daha önce de sıraladığımız taleplerimizi yineliyoruz:
• Ölümleri engellemek için işçilerin hak arama yolları kapatılmamalı, sendikal örgütlenme, grev ve gösteriler önündeki yasaklamalardan vazgeçilmeli. İSİG kurulları, çalışan temsilciliği sistemi gereği gibi çalıştırılmalı.
• Türkiye 60 saatten fazla çalışanların tüm çalışanlara oranının en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Fazla çalışmak, yeterince dinlenememek işyerindeki risklere daha fazla maruz kalmak ve vücudun kendini yenilemesi için daha az zaman anlamına geliyor. Aynı zamanda yorgunluk dikkat eksikliğinin de nedeni. Bu nedenle haftalık çalışma süresi ve fazla mesai sınırları düşürülmeli. Çalışanlara eğitimleri, kişisel özellikleri, tecrübeleri gözetilmeksizin ilave işler verilmemeli.
• İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi sorumluluğu kanunen işverenlerdedir. Önlemlerin finansmanı ve organizasyonunda da işverenin aldığı kararların etkisi tartışılmaz. Ancak iş cinayetleri sonrası işverenler yargılanmazken cezalar günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanı, saha şefi, formeni vb. kişilere veriliyor.
• İşyeri denetimleri için yeterli kaynak olmaması, her seçim döneminde denetimlerin askıya alınması, teftiş makamlarının iktidara doğrudan bağlı olmaları vb. denetim mekanizmasının işlememesine neden oluyor. İşyeri denetimleri için emek örgütlerinin de etkin olduğu bağımsız bir denetim mekanizması kurulmalıdır.
• İş güvenliği önlemlerini yasaların ve tekniğin gereklerine uygun şekilde yerine getirmemiş işletmelerin faaliyetlerine izin verilmemeli, bu firmalar kamu ihalelerinden men edilmelidir.
• Düşük ücretler sürekli fazla mesai yapmayı, emeklilik sonrasında çalışmayı zorunluluk haline getiriyor. Asgari ücret ve emekli aylıkları insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılmalı.
• Tarım ve inşaat işkolu başta olmak üzere sigortasız ve kuralsız çalışma koşullarına karşı caydırıcı tedbirler alınmalı.
• Çocuk işçilik yasaklanmalı. Çocukların eğitim ve yaşamı devlet güvencesi altında olmalı. Meslek eğitimi ucuz işçiliğe dönüştürülmemeli.
• Onlarca işçi işe gidiş dönüşü sırasında hayatını kaybediyor. Servis taşımacılığı ve yemek temini de işyeri denetimlerinin parçası haline getirilmeli.
• Ülkemizde milyonlarca mülteci/göçmen işçi bulunmaktadır. Temel düzenlemelerden mahrum bırakılan mülteci/göçmen işçilerin çalışma, sağlık, barınma, ücret vb. güvenceleri sağlanmalıdır. Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmelidir. Yine bu noktada bölge ülkelerini savaşın içine sürükleyen politikalardan uzak durulmalıdır."