Hükümet, 200 bin kamu işçisinin taleplerine yanıt vermiyor. Maden, tarım ve orman işkollarında grev için yasal süreç başladı.
Türk-İş sendikaları, Ocak’ta 70 bin, Mart’ta yaklaşık 85 bin işçi adına toplu sözleşme görüşmelerine başlamıştı. İdari maddelerin çoğunda anlaşma sağlanırken, ücret artışlarında bir anlaşma sağlanamadı.
Anlaşmazlığın nedeni, işçilerin taleplerine karşılık hükümetin herhangi bir teklif getirmemesi. Kamu işçileri temsil eden Türk-İş ile hükümet arasında bir çerçeve sözleşme imzalanmadan, kamu toplu sözleşmeleri sonuçlanamıyor.
Maden, tarım, orman işkollarında arabulucuk için yasal süre doldu. 60 günlük süreçte, kamu işçilerinin örgütlü olduğu sendikalar, işverene 6 gün önceden bildirmek koşuluyla, grev kararı alabiliyor.
Maden işkolunda grev süreci
GENEL Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ile Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (Kamu-İş) arasında sürdürülen toplu iş sözleşmelerinde bir anlaşma sağlanamadı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda (TTK) ve Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) işçiler, toplu sözleşmenin bağlanmasını ve ücretlerin derhal artırılmasını istiyor.
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, şunları söyledi: "Hükümet teklifimizi kabul etmezse teklifimizi kabul edinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Hükümetin teklifini hemen kabul edecek halimiz yok. Biz maden işçisi için yapabileceğimizin en iyisini yapmak zorundayız. Bu bir grev sürecidir ve madenciye soracağız. Maden işçimiz kabul ederse hep birlikte sokaklara döküleceğiz."
İşçilerin talepleri
Türk-İş, öncelikle düşük ücretlerin 3 bin 500 liraya çekilmesini talep ediyor. Tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam yapılmasını istiyor. Yılın ilk altı ayı için yüzde 15 zam talep eden Türk-İş, iki, üç ve dördüncü altı aylar için de enflasyon + 3 puan artış talebinde bulundu.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, sözleşmenin masa başında çözülmesini isteyerek, “Talep ettiğimiz atla deve değil. Rahatça nefes alacak bir ücret talep ettik” diye konuştu.
Hükümetin gündemi
Türkiye kapitalizminin en büyük krizi sonucu yüzde 40 oranında gelir kaybı yaşanırken, işçi ücretlerinin alım gücü de eridi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ilan ettiği ekonomik programda, bankaların kurtarılması ana gündem iken, şirketlerin borçları yapılandırılarak, patronlara bir çok teşvik ve kolaylık getirildi.
Sıra işçilere geldiğindeyse kemer sıkma ve tasarruf deniliyor. Yılın ilk altı ayı geride kalmasına rağmen, hükümet hiçbir teklif sunmadı