TÜPRAŞ işçileri toplu iş sözleşmesi görüşme sürecinin tıkanması üzerine eylemlerine devam ediyor. Petrol-İş sendikası ise şirket yetkililerinin kamuoyunu yanıltan açıklamalarına tepki gösterdi.
"TÜPRAŞ yalan beyanlarla yönetilecek bir kurum değildir: İşveren kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmelidir" başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Ülkemizin en büyük sanayi kuruluşu olan TÜPRAŞ’ta 2019-2020 dönemini kapsayan toplu sözleşme süreci, işverenin uzlaşmaz tutumu ve üyelerimizin 40 yılı yaklaşan mücadelesi ile elde ettiği bazı kazanımların çeşitli dayatmalarla pazarlık konusu yapılması sonucu tıkanmıştır.
Grev yasağı bulunan işletmede, gelinen aşamada resmi arabulucu uzlaşmazlık tutanağını ilgili kuruma iletmiştir. TÜPRAŞ’ta işveren, bugüne kadar takındığı tavır ve kamuoyuna yaptığı açıklamalarla sürecin Yüksek Hakem Kurulu’na (YHK) taşınmasını tercih ettiğini göstermektedir.
TÜPRAŞ’ta zaman artık dolmakta, işletmenin tarihinde bugüne kadar masada tarafların karşılıklı uzlaşması ile bitirilen sözleşme ilk kez başka bir irade olan YHK ile bitirilme noktasına taşınmaktadır.
TÜPRAŞ’ta alınteri dökerek, yüksek sorumluluk duygusuyla ve işyerine sonuna kadar sahip çıkarak çalışan üyelerimiz, çalışma barışının tek taraflı olarak bozulduğu ve huzurun ortadan kalkacağı kaotik bir çalışma düzenine sürüklenmektedir. Bu durumun, yüksek risklerle çalışılan TÜPRAŞ’ta büyük sorunlara yol açacağını en iyi TÜPRAŞ işvereni bilmektedir.
Bu gerçekten hareketle TÜPRAŞ işçisi, sözleşme sürecinde uyarılarını ve eylemlerini son derece hassas biçimde yapmış, işyerinin ve ülke ekonomisinin zarar görmemesine dikkat etmiştir.
Sendikamızın ve TÜPRAŞ’ta çalışan üyelerimizin bu hassasiyetine rağmen, TÜPRAŞ’ta işveren yangına körükle gitmekte ve süreci çözümsüzlüğe taşımak için adeta elinden geleni yapmaktadır. Son olarak TÜPRAŞ Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, yalan beyanlarla kamuoyunu yanıltıcı ve halkımızı TÜPRAŞ işçisine karşı kışkırtıcı bir açıklama yapmıştır.
Söz konusu açıklamadaki beyanlar doğru değildir, yalanlarla TÜPRAŞ işçisinin haklı ve meşru mücadelesi karalanmak istenmekte, halkımız ile Petrol-İş üyeleri karşı karşıya getirilmeye çalışılmaktadır. Sermayeyi temsil eden örgütlerin eğilimlerini de temsil ettiğini düşündüğümüz bu açıklamalar, aynı zamanda sendikamıza ve üyelerimize bir tehdit niteliği taşımaktadır.
Sayın Yelmenoğlu’nun açıklamasında “tümüyle şirketimizin en temel hakkı olan çalışma düzeninin tesisi” ile ilgili dediği üç madde, TÜPRAŞ işçisinin pazarlık yapmayacağı ve değişmesine izin vermeyeceği üç maddedir. TÜPRAŞ işvereni, başından bu yana 3 yıllık sözleşme, vardiya sisteminin değiştirilmesi ve mazeret izinleri konusunu müzakereler için bir ön koşul olarak dayatmaktadır.
İşveren bu üç madde üzerinden TÜPRAŞ’ta tüm çalışma düzenini değiştirmeyi hedeflemekte ve işçinin en temel hak ve kazanımlarına saldırmaktadır. TÜPRAŞ işçisi ise buna karşılık, en temel kazanımlarını yaptığı uyarı eylemleriyle savunmaktadır.
Petrol-İş Sendikası, sözleşme sürecinde bu idari maddelerde öne sürülen dayatmanın kaldırılmasını istemektedir. Bu dayatmalardan vazgeçildiği takdirde, sözleşmenin taraflarca işyerinde yıllara dayanan endüstri ilişkileri zemininde, masada kolaylıkla bitirileceğini düşünmektedir.
TÜPRAŞ tarihinde ilk kez bir Genel Müdür’ün, rafinerilerdeki işçi ücretlerini kamuoyuna taşıması son derece talihsiz bir açıklama olmuştur. Genel Müdürün iddia ettiği üzere Sendikamız, TÜPRAŞ sözleşmesinde %75 zam talep etmiş değildir. Genel Müdür bu konuda da kamuoyunu yanıltmaktadır. Sendikamız, halkımızın da bildiği üzere ücret sendikacılığı yapmayan ve sözleşme süreçlerinde üyelerinin kazanımlarını sonuna kadar savunan bir strateji izlemektedir. Fakat Genel Müdür’ün açıklamalarında iddia ettiği üzere tüm üyelerimiz asgari ücretin 5,2 katı olan 10 bin TL’nin üzerinde ücret alıyorsa, sözleşmede sıfır zamma dahi razı olabiliriz.
Fakat müzakere sürecinde gerçek sorun ücret maddeleri değildir. Bunu en iyi TÜPRAŞ işvereni bilmektedir. İşveren, müzakere masasını üyelerimizin kazanılmış haklarını gasp etmek için üç idari madde ile kilitlemektedir. İşveren bu tavrıyla, en başta ülkemizin en önemli sanayi kuruluşu olan TÜPRAŞ’a zarar verdiğini bilmelidir.
TÜPRAŞ işverenine ve kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz!
Sözleşme sürecinde üç idari madde işçinin pazarlık yapmayacağı ve geri adım atmayacağı konulardır. Bu konularda dayatmalarına devam ederek sürecin YHK’ya taşınmasını hesap eden işveren, süreçte bundan sonra yaşanacak gelişmelerin asıl sorumlusu olacaktır. Ayrıca, Genel Müdür’ün haddini aşarak, Sendikamızın iradesine ve vereceği kararlara bu tür açıklamalarla müdahale etmesi, üyelerimize bu şekilde mesaj vermesi tarafımızca asla kabul edilemez. Sendikamızın iradesi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da on binlerce üyemiz ve TÜPRAŞ’ta çalışanların talepleri doğrultusunda şekillenecektir.
TÜPRAŞ işçisi önümüzdeki kısa süre içerisinde hakkını ve hukukunu korumak için tüketimden gelen gücümüz dahil tüm haklı ve meşru mücadele biçimlerine başvuracak ve nihayetinde üretimden gelen gücünü kullanacaktır.
TÜPRAŞ’ta dört rafinerideki işçiler, şubelerimiz ve genel merkezimiz tek vücut halinde birlik ve beraberlik içerisinde mücadelesini yükselterek sürdürecektir. Petrol-İş’in 40 bin üyesi, TÜPRAŞ’taki kardeşlerinin yanında olacaktır.
İşveren bu üç maddedeki dayatmalarından vazgeçmeli, sözleşme taraflarca bağıtlanmalıdır!
TÜPRAŞ’ta kazanılmış haklarımızı pazarlık konusu yaptırmayacağız, asla geri adım atmayacağız. YHK tehdidine boyun eğmeyeceğiz!
Haklıyız, kazanacağız!
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu