Mephisto Kitabevi’nin İstanbul'daki Beşiktaş mağazasında çalışan işçiler, keyfi işten çıkarmalara, mobbing ve kötü çalışma koşullarına karşı direnişe geçti.
İşçiler 10 gün önce bir basın açıklaması yaparak taleplerini sıralamışlardı.
Arada yönetimle sürdürülen görüşmelerin ardından, her gün 16:00 ile 20:00 arasında kitabevi önünde talepleri için direnişi sürdürüyorlar.
Bu arada işçiler yönetimin kendileriyle ilgili ortaya attığı iddailara cevaben bir mektup yayımladı:
Direnişteki Mephisto Kitabevi işçilerinden yönetime açık mektup
Mephisto Direnişi birinci haftasını doldurdu. Bir haftanın ardından büyük bir umutla şunu söylüyoruz; iyi ki başlamışız. Her gün yüzlerce insana haklılığımızı anlatıyoruz, bizim gibi ağır koşullarda çalışan onlarca genç arkadaşımızla dertleşiyoruz. Bir hafta önce önümüzde iki yol vardı: ya bu direnişe başlayacaktık ya da bir başımıza haksızlığa uğramanın burukluğuyla, İnsana olan inançsızlığın karamsarlığıyla hayatamıza devam edecektik. Biz ilkini tercih ettik. Ve büyük bir mutlulukla yineliyoruz; biz bu direnişi şimdiden kazandık!
Aradan geçen bir haftada, Mephisto yönetimi tarafından hakkımızda çok şey söylendi. Herkesin huzurunda dile getirilen her suçlamaya bir bir cevap vermek istiyoruz.
Bizim için, başlattığımız direnişle, Mephisto’ya geri dönüşü olmayan zararlar verdiğimiz söyleniyor. Sorunlarımızı içeride çözebilirdik, eyleme ne gerek vardı deniyor. Sorunları çözmek isteyen bizdik, yokuşa süren siz. Aralık ayının ortasında dinlenme alanı ve yemek ücreti konusunda yazdığımız ve altına tüm çalışanların imza attığı dilekçeyi hatırlatırız. Bu dilekçeye cevap dahi vermediniz. Ocak ayının son haftasında yönetimin davetiyle yapılan toplantıda, sorunlarımızı hep birlikte dile getirdiğimizde verdiğiniz cevabı hatırlatırız: “arkadaşlar bu talepleri karşılamamız im-kan-sız”. Tepkileri baskılamak için insanları sebepsiz yere işten çıkartan da, “işini hakkıyla yapanların ekmeğiyle oynamak Mephisto’ya yakışmaz, bizi işe geri alın” uyarılarını dikkate almayan da sizdiniz. Bu yüzden gönül rahatlığıyla söylüyoruz; Mephisto’ya zarar verenler mağaza önünde başı dik hakkını arayanlar değil, insanları bu koşullarda çalışmaya mahkum edip, itiraz edenleri “işsizlik sopasıyla” dövmek isteyenlerdir.
İkinci olarak bu direnişin arkasında Mephisto’ya zarar vermek isteyen başka güçler var deniyor. Direnişin birinci haftasında açıkça görüldü ki bu direnişin arkasında “birileri” var. Emekten yana olanlar, gönülden destek veren üniversite öğrencileri, vicdanlı Beşiktaş insanı ve dahası… Çok haklı bir mücadele veriyoruz ve arkamızdaki büyük destekle direniyoruz. Bu sizi neden rahatsız ediyor? Bir başımıza kalmamızı mı tercih ederdiniz? Ne bizim ne de bize destek verenlerin derdi bir kitapçıya zarar vermek olamaz. Mephisto yönetimi kara çalmayı bırakmalı ve bu insanları kapı önünde direnişe itecek ne yaptım diye kendine sormalı diye düşünüyoruz.
Üç yıldır değişmeyen günlük 9,60 tl yemek ücretinin iyileştirilmesi yönündeki talebimiz reddedildi. Gerekçe olarak, yeni açılan mağazayla birlikte toplamda dört şubesi bulunan şirketin zararda olduğu söylendi. “Masada dört küp şeker varsa ve biz altı kişiysek, dördü altıya bölüp paylaşmak gerekmez mi” dendi. Bugüne kadar ortaya çıkan zenginliği paylaştığımız falan yok. Milyonlarca lira yatırım yapılan yeni şubenin açıldığı hafta, “kriz var, bizi idare edin” demeye gelen açıklamalar açıkçası bize inandırıcı gelmiyor. Uzun zamandır ortada idare edecek bir tablo da bulunmuyor. Zaten Mephisto’da minimum koşullarda çalıyoruz. Açlık sınırında bir maaş yani asgari ücret alıyoruz. Bunun yanında yeterli beslenmeyi talep etmekten daha insani bir şey olabilir mi?
Geçtiğimiz hafta içi mağaza yönetimi ile çalışanlar arasında bir toplantı gerçekleşti. Bu toplantıda, kağıt üzerinde varolan fakat aylık ulaşması imkansız yüksek ciro kotoları nedeniyle gerçekte olmayan prim sisteminde kimi iyileştirmeler yapılacağı ve kotaların düşürüleceği belirtildi. Yemek ücreti talebine cevap olarak önerilen performansa dayalı ve muğlaklıklar içeren prim sisteminin gösterilmesini anlamıyoruz. Yeterli beslenecek bir yemek ücreti bizim en doğal ve tartışılmaz hakkımız. Bunun mağaza cirosuyla, çalışan performansıyla nasıl bir ilişkisi olabilir? Daha çok çalışırsanız doyabilirsiniz: söylenmek istenen bu mudur?
Peşpeşe işten çıkartılan arkadaşlarımızdan ikisinin işten çıkartılma sebeplerini geçtiğimiz hafta Mephisto yönetimiyle yapılan görüşmede öğrenmiş bulunuyoruz. Bir arkadaşımız, müşterilerle ilgilenmesi, iş disiplini konusunda “örnek gösterilen” bir çalışanmış fakat biraz “somurtkanmış”. Diğer arkadaşımızın ise iş performansında bir sorun yokmuş ama mağaza müdürünün “alınacak idari kararlara uymayacağı yönündeki varsayımı” üzerine işten çıkartılmış. Kastedilen mobbing ve emek düşmanı kararlardır. Arkadaşlarımızdan biri başka bir şubeye “iki hafta deneme süresi” koşuluyla işe geri alınabilirmiş. Bu suçlamaları ve yapılan öneriyi gülünç buluyoruz. Bu arkadaşlarımızı kapı önünde gören ve işten çıkarıldıklarını öğrenen daimi müşterilerin şaşkınlığı bile bu açıklamaların ne kadar yersiz ve yetersiz olduğunu gösteriyor.
Mephisto Kitabevi yönetimine sesleniyoruz: kamuoyuna bir açıklama yapınız ve sorularımızı cevaplayınız.
1- Kapı önünde direnen arkadaşlarımız neden işe geri alınmıyor?
2- Günlük 9,60 tl yemek ücretinde daha ne kadar ısrar edeceksiniz?
3- 9 saat ayakta çalışan işçileriniz insanca bir dinlenme mekanı haketmiyor mu?,
4- Çalışanlarınızın örgütlü hareket etmesini neden bir tehlike olarak görüyorsunuz?
MEPHISTO İŞÇİLERİ