İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, göçmen işçilerle ilgili 2018 raporunu yayımladı. Rapora göre 2018 yılında en az 108 göçmen iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. Raporda, “Göçmen/mülteci işçiler Türkiye işçi sınıfının bir parçasıdır” denildi.
İSİG Meclisi’nin yayınladığı rapora göre 2018 yılında en az 108 göçmen işçi, iş cinayetlerinde öldü. Rapora göre ölen göçmen/mülteci işçilerin geldikleri ülkelere baktığımızda ilk iki sırada savaşların devam ettiği Suriye ve Afganistan bulunuyor. Rapora göre net rakamlar ise şöyle: 48 işçi Suriyeli; 28 işçi Afganistanlı; 5 işçi Azerbaycanlı; 4’er işçi Iraklı, Pakistanlı ve Türkmenistanlı; 2’şer işçi Gürcistanlı, İranlı, Rusyalı ve Ukraynalı; 1’er işçi ise Hindistanlı, Kırgızistanlı, Macaristanlı, Nijeryalı, Özbekistanlı, Tacikistanlı ve Zimbabveli.
Raporda geçen yıllarda ölümlerin yüzde 60’tan fazlasını Suriyelilerin oluşturduğu, bu yıl ise yüzde 44’ünün Suriyeli olduğunun altı çizilerek, bunun sebebinin Afganistan’dan artan göç olduğu tespiti yapılıyor.
Raporda Suriyeli işçiler üzerine bir bölüm bulunuyor. Bu bölümde Suriyeli kadın ve çocukların sömürüye en açık ve en güvencesiz kesim olduğu vurgulanıyor. Suriyeli işçiler üzerine bölüm şöyle:
“Türkiye’de göçmen/mülteci işgücünde Suriyelilerin sayısal çoğunluğunun başlıca nedeni Suriye Savaşı’nın yol açtığı demografik, sosyolojik ve mekânsal yıkımdır. Yerinden yurdundan olan ve dünyanın dört bir yanına dağılan Suriyelilerin (Aralık 2018 itibarıyla) resmi olarak 3 milyon 611 bin 834’ü Türkiye’de yaşamaktadır. Gayri resmî olarak Suriyeli sayısının 4 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Suriyelilerin 227 bin 332’si 10 ildeki 21 kampta barınırken, geri kalanlar 81 ile dağılmış durumda. 1 milyon 959 bin 970’i erkek, 1 milyon 651 bin 864’ü kadın Suriyelilerin 2 milyonuna yakını çalışma çağında olsa da, mevcut çalışanların yüzde 99’u kayıt dışı istihdam edilmektedir. Türkiye’de 2016 yılı itibariyle Suriyelilerin sadece 14 bin 745’ine çalışma izni verilmiş̧ olması tamamının kayıtdışı çalıştığının göstergesidir.
Suriyeli göçmen/mülteci kadın ve çocuklar işgücü piyasasındaki en güvencesiz ve sömürüye açık kesimdir. Ekonomik ve sosyal zorlukların yanı sıra ataerkil düzenle de baskı altında yaşayan Suriyeli kadın ve çocukların içerisinde işsizler çoğunlukta olduğu gibi, işgücü piyasasına dâhil olanlarının neredeyse tamamı güvencesiz çalışıyor denilebilir.
Suriyeli kadınların dil sorunu, ataerkil tahakkümle birleştiğinde Suriyeli kadınların toplumsal yaşamdan uzak kalmalarına yol açmaktadır. AFAD raporlarına göre kamp dışında yaşayan kadınların sadece yüzde 22’si kendilerini ilerleyen yedi gün idare edebilecek yiyecekleri alacak maddi güce sahiptir. ‘Suriyeli Sığınmacıların Türkiye’de Emek Piyasasına Dahil Olma Süreçleri ve Etkileri: İstanbul Tekstil Sektörü Örneği’ araştırmasına göre Türkiyeli erkek işçilerin yüzde 46’sı, kadın işçilerin yaklaşık yüzde 63’ü sigortasız çalıştığını belirtirken, Suriyeli erkek işçilerin yüzde 99’u, Suriyeli kadın işçilerinse tamamının sigortasız çalıştırıldığı belirtilmektedir.
Suriyeli çocukların çalışma yaşı ise 6’ya kadar düşmektedir. Bu durum Suriyeli çocukların güvencesiz işgücünün önemli bir parçası haline getirmektedir. Tekstil, hizmet, sanayi gibi sektörlerde çalışan Suriyeli çocukların işkolları, ikamet ettikleri bölgelerin temel geçim faaliyetlerine göre belirlenmektedir. Kamp dışında yaşayan Suriyeli çocuklar, buldukları her işte çalışarak ailenin geçimine katkıda bulunmaktadır.
Altını çizelim: Suriyeli işçiler üzerine yapılan araştırmaların Afganistanlı işçiler başta olmak üzere diğer ülkelerden gelen işçiler için de yoğunlaştırılması gerekmektedir”