İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ ilan edilen 2018’de 62 çocuk iş cinayetlerinde öldü.
İSİG Meclisi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü sebebiyle Türkiye’de çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine dair tespitlerini kamuoyuyla paylaştı. İSİG Meclisi’nin verilerine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafnıdan ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ ilan edilen 2018 yılının ilk 10 ayında 62 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Güneş balçıkla sıvanmıyor
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un "Çocuk işçiliği ile mücadelemiz ve bu konuda gösterdiğimiz hassasiyet, istatistiklerimize de yansıdı. Bu anlamda, ülkemizde 1990'lı yıllarda yüzde 15'i aşan çocuk işçi oranı bugünlerde yüzde 5'in altına düşmüş durumda” sözlerini hatırlatan İSİG Meclisi, ölenler arasında 8 yaşında çocuk olduğunu söyleyerek, Türkiye’de çocuk işçiliğin sermayenin ihtiyacını karşılamak üzere biçimlendirildiğini vurguladı.
“Güneş balçıkla sıvanmıyor” denilen açıklamada, “Türkiye’de çocuk işçilik konusunda çözüm üretilmek isteniyorsa çocuk işçiliğin boyutunun gözler önüne serilmesi gereklidir. 6 yıldır çocuk işçiliğine dair verileri açık bir biçimde yayınlamayan ve hatta gizleyen iktidarın çocuk işçilikle mücadele edebilmesi mümkün müdür?” denildi.
“Çocuk işçilik olmazsa mevsimlik işçilik olmaz”
Çocuk iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı üç ilin sırasıyla Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin olduğu söylenen açıklamada, çocuk işçilerin en çok ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektöründe öldüğünün altı çizildi. Çocuk işçilik olmazsa mevsimlik işçiliğin mümkün olmayacağı söylenirken, tarım sektöründen sonra en çok çocuk işçinin inşaat sektöründe hayatını kaybetitği söylendi.
Çıraklık değil çocuk işçilik
Türkiye’de çıraklık veya stajyerlik adı altında çocuk işçilerin emeğinin sömürülmesinin meşrulaştırıldığının altı çizilen açıklamada, “Çıraklık ve stajyerlik yapan çocuklar, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinden ve sosyal güvenlik korumasından uzak bir biçimde çoğu zaman yetişkinlerle aynı iş yaptırılarak çalışmaya mecbur bırakılmaktadır.
Çocuk İşçilikle Mücadele Yılı töreninde çocuk işçilerin yerinin işyeri değil okul olduğunu söyleyen patron temsilcileri ise bu durumdan sonuna kadar istifade etmekte, işveren teşviklerinden yararlanıp, MEB ile protokoller imzalayarak çocuk işçi ordusunu asgari ücretin çok altında ücretlerle çalıştırmaktadır.
Bu konuda yapılan yasal düzenlemelerin tümü, çıraklık ve stajyerliğin artmasına vesile olmuş, çocuk işçilerin çalışma koşullarını daha da ağırlaştırmıştır. Hükümetin “istihdam seferberliği” kapsamında sözde 1 milyonun üzerinde olan yeni istihdamın, işyerinde işçi statüsünde kabul edilmezken istatistiklere eklenen stajyer, çırak ve kursiyerler olduğunu görüyoruz” denildi.
Açıklamada, çocuk işçilikle mücadele konusunda eğitimden yasal yaptırımlara pek çok talepte bulunabilineceği belirtilirken, işçi sınıfının “çocuk işçiliğin yasaklanması’ talebini acilen mücadele gündemine alması gerektiği vurgulandı.