İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Eylül ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı.
Üçüncü havalimanında işçilerin karşılaştığı sömürü ve kölelik koşularına değinilerek başlayan raporda, “İşçilerin bir maliyet unsuru olarak görüldüğü havalimanı şantiyesinde fazla mesai ücreti ödenmemesi, bayram ve hafta tatili yapmadan çalışma şantiyenin ‘normal’i. Sektördeki iş kazalarının, güvenlik önlemlerinin alınmaması dışındaki diğer önemli sebeplerinin de uzun çalışma saatleri ve iş yükü olduğu bilinirken 3.Havalimanı inşaatında işçilerin günlük çalışmaları 12 saati buluyor. Yapılmayan ödemeler, servis, yemek, barınma, iş kazaları ve iş cinayetleri şantiyede çalışan işçilerin inşaat çalışması başladığından bu yana var olan problemleri” denildi.
Üçüncü havalimanı şantiyesinde iş yetiştirme baskısıyla işçilerin canlarının hiçe sayıldığı belirtilerek birçok şirketin işçilere baret, ayakkabı dahi almadığı ve denetimlerin yapılmadığı belirtildi. Binlerce işçinin kaldığı kampların ve yemeklerin ise insani olmadığı hatırlatıldı. Bütün bu etkenler sonucunda üçüncü havalimanı şantiyesinde iş kazalarının/cinayetlerinin arttığı belirtildi.
Üçüncü havalimanı şantiyesinde 2014’ten bu yana en az 37 iş cinayeti yaşandığının tespit edildiği belirtilen raporda şantiyenin büyüklüğü, işe giriş-çıkışların yoğunluğu nedeniyle bu konuda yeterli bilgi alınamadığı da belirtildi.
Bakanlığın 13 Şubat’ta yaptığı açıklama sonrası en az 8 iş cinayeti daha yaşandığı hatırlatılarak şunlar ifade edildi:.
“Son dönemde iş cinayetlerinin artmasının nedeni açılışa kısa bir süre kalması yüzünden şantiyedeki kötü çalışma koşulları ve kuralsızlığın daha da artması sebeplidir.
Havalimanı inşaatında yaşanan iş cinayetlerinin en önemli nedeni yüksekten düşme. Bu iş cinayetleri inşaatlardaki uygun korkuluklu iskele olmaması, asansör ve döşeme boşluklarının kapatılmaması, döşeme kenarlarına korkuluk konmaması gibi temel önlemlerin alınmamasından kaynaklanan iş cinayetleri. Çelik paletin işçinin üzerine düşmesi, halatın kopması, işçinin devrilen makinanın altında kalması gibi uygun malzeme kullanılmaması sonucu, planlı ve denetimli gerçekleştirilmeyen operasyonların sonucu da iş cinayetlerine tanık oluyoruz.
Saha içinde hız limiti 30 km iken, şoförler hem sefer usulü para alıyor, hem de üretiminin hızlandırılması için süratli sürmeye zorlanıyor. Bu da yaşanan iş kazası ve iş cinayetlerinin sebeplerinden birisi. 15 kilometre uzaklıktaki Akpınar kampında kalan işçiler de otobüslerle şantiyeye aynı hızda getiriliyor. 14 Eylül’de başlayan eylemlere neden olan servis kazası da yine aynı nedenle gerçekleşmişti.”
Üçüncü havalimanındaki durumdan devletin doğrudan sorumlu olduğu, ihaleyi alan şirketlerin de yandaş Cengiz - Kolin - Limak - MAPA - Kalyon Ortak Girişim Grubu olduğu hatırlatıldı. İnşaat sektöründeki büyüme ile birlikte kuralsızlığın ve buna bağlı olarak da kötü çalışma koşulları ve iş cinayetlerinin arttığına işaret edilen raporda; “İnşaat sektöründeki üretkenlik artışının altyapısında ise uzun çalışma saatleri ve esnek çalışma var” denildi.
Toplam istihdamın yüzde 7’sini oluşturan inşaat sektöründe mevsimsel, sözleşmeli ve kayıt dışı çalışma, hakim çalışma biçimi haline geldiği, sektörde çalışan her üç emekçiden 1’inin kayıt dışı olduğu belirtildi. “Sektör büyüdükçe kuralsız, ucuz, baskıcı çalıştırma ve örgütsüzlük de yaygınlaştı” denildi.
Ardından ise üçüncü havalimanı şantiyesinde çalışan işçilerin talepleri hatırlatılarak bu taleplerin karşılanması ve tutuklanan işçilerin serbest bırakılması gerektiği belirtildi.
En az 157 işçi öldü
Raporun devamında ise Eylül ayında en az 157 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtildi.
Raporda şu bilgilere yer verildi:
• Elimize yeni ulaşan bilgiler ışığında Ocak ayında en az 144, Şubat ayında en az 128, Mart ayında en az 130, Nisan ayında en az 189, Mayıs ayında en az 169, Haziran ayında en az 151 işçi, Temmuz ayında en az 201, Ağustos ayında en az 181 ve Eylül ayında en az 157 olmak üzere; Türkiye’de 2018 yılının ilk sekiz ayında en az 1450 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
• 157 emekçinin 143’ü ücretli (işçi ve memur), 16’sı kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...
• Ölenlerin 10’u kadın işçi, 147’si erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, madencilik, ticaret, metal ve sağlık işkollarında gerçekleşti…
• 4’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 8 çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, kimya, metal ve inşaat işkollarında gerçekleşti...
• 9 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 6’sı Afgan, 1’i İranlı, 1’i Rus ve 1’i Suriyeli...
• Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, madencilik, ticaret/büro, metal, belediye/genel işler ve enerji işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 74’ü ücretli. Yüzde 26’sını oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz. Bu ay inşaatta ölenlerin toplam iş cinayetlerindeki oranı yüzde 24. Ancak yapı işleri olarak incelediğimizde bu oran yüzde 29’a çıkıyor...
• En fazla ölüm nedeni ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme ve elektrik çarpması. Özellikle çok düşük maliyetle önlem alınarak iş cinayetlerinin önlenebileceği elektrik çarpması nedenli ölümlerin ilk sıralara çıkması dikkat çekici...
• Eylül’de Türkiye’nin 56 şehrinde ve yurtdışında üç ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti Gaziantep, Denizli, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Şanlıurfa Adana, Ankara, Aydın, Bursa ve Tekirdağ’da yaşandı...
• Ölenlerin 4’ü (yüzde 2,54) sendikalı işçi, 153 işçi ise (yüzde 97,46) sendikasız. Sendikalı işçiler tekstil, metal ve belediye işkolunda çalışıyordu. Diğer yandan ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus...
Eylül ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin isimleri
Sümeyye Onay, Yılmaz Kargın, Hamza Aydın, Ramazan Güldiken, Ali Katırcıoğlu, Hüseyin Kemerci, Hüsnü Kandemir, Yavuz Kayabaşı, Orhan Kaya, Cansu Aklık, Muhammed Ay, Jihad Saflan Hamid, Gökhan Yılmaz, İsa Efe, Suat Cirik, Oktay Hatıl, Hasan Toksoy, Nebi Aydın, Bedri Özel, Nurcan Eres, Umut Aldemir, Bayram Irkıçatal, Recep Koca, Ali Rıza Kılıç, İhsan Demir, Shaikh Ahmad, Uğur Güneş, Mustafa Altunbaş, Fatma Mılla, Hüseyin Deniz, Sariye Diker, Murat Demirel, İbrahim Şahin, Enver Bayraktar, Musa Doğru, Ceyhan Kuru, Ali Bor, Rahmi Kocabacak, Fatma Çoban, Adem Gökçe, Şaban Sezgin, Erol Sabah, Akif Ertürk, Aydın Gider, Halim Jander, Durmuş Şan, Ali Kılcı, Hüseyin Karabıyık, Okan Şengel, Mustafa Kuru, Kenan Sucu, Ramazan Aydar, Cengiz Fedakar, Yusuf Kaplıhan, Hürol Hastürk, Ahmet Arı, Murat Özkara, Ramazan Kavalcı, Tufan Baydan, Mehmet Kılınç, Sabahattin Barçın, Bilgin Külünk, Muharrem Akpınar, Luıza Khatueva, Necdet Karacığa, Rıdvan Can, Erkan Akar, Seyfettin Önük, Ferdi Erken, Cengiz Yurdakul, Necmi Çoban, Halil Kuzören, Serap Ortakçı, Ramazan Ulu, Hıdır Önder, İlker Topuz, Ramazan Bahar, Yaşar Dikbaş, Tahir Şahin, Haydar Çelik, Halis Dursun, Hayati Erdoğan, Hanifi Özdemir, Ali Cengiz, Ali Kocabay, Ferhat Karabulut, Sait Konuk, Recep Aslan, Muhittin Özdemir, Naci Oran, Metin Yılmaz, Lal Muhammet Rahimi, Muhammet İsa Palvamani, Ehsanollah Nabizadeh, Mehmet Düzenli, Ayhan Kilci, Osman Kaplan, Emrullah Özkan, Recep Aslan, Siyami Orkan, Hasan Deymez, İsmet Yılmaz, Hakan Ünver, Sedat Eski, Bayram Ercimen, Fatih Budak, Ömer Üren, Erdal Becet, Çetin Uzun, Mehmet Yüksel, Serkan Öztürk, Ramazan Yüce, Yahya Zengin, Harun Alptekin, Murat Tutuş, Türker Güven, Muammer Gök, Adem Kızıl, Selim Kılıç, Dursun Ali Güney, Ferit Bilgin, Kadir Dağ, C.K., Ömer Sulun, Fatih Kocaoğlu, İshak Akdeniz, Deniz Gökçe, Mustafa Mercan, Harun Ülker, Burhan Şener, Sebahattin Sertoğlu, Mustafa Uzun, Yaşar Öztemel, Musa Kuybu, Ali Özay, Necati Yıldırım, Zafer Göçer, E.C., Zekeriya Fettah, Nihal Kasapoğlu, Yusuf Ersamut, Alpaslan Ekinci, Adem Can, İrfan İşleyen, Hüseyin Yazgan, Ümit Çiftçi, İlker Bektaş Kayacan, Musa Karabuğa, İlhan Çıplak, Rıfat Dağlı, Ali Erocak, Ali Usta, İsmail Devrim, Mustafa Karakayalı ve ismini öğrenemediğimiz üç işçi...