Direnen Flormar işçileri: “Kendi hakkımızı nasıl savunacağımızı öğrendik”

26.09.2018 - 08:12

Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Flormar kozmetik firmasında, Petrol-İş Sendikası’nda sendikalaştıkları gerekçesiyle işten çıkarılan çoğu kadın yaklaşık 130 işçinin 15 Mayıs’tan bu yana fabrika önünde sürdürdükleri eylem 135. gününde devam ediyor.

Fabrika önünde eylem yapan kadınlardan Zuhal Ertaş işten çıkarılmadan önce yeterli güvenlik önlemi olmadan çalıştıklarını söyledi.

‘Sık sık iş kazası oluyordu’

Mezopotamya Ajansı'ndan Servet Karaduman’a konuşan Ertaş, devamlı iş kazası meydana geldiğini belirterek, “İçerde tehlikeli alanlar var. Ben maskara bölümünde çalışıyordum. Havada kazanlar vardı. Bir keresinde patlama olayı yaşadık. İş kazası geçirdim. Bir şey olmadı ama çok tehlikeliydi” dedi.

Ellerinin çalıştıkları kalıplara sıkıştığını ve sık sık iş kazası yaşadıklarını başladıklarını belirten Ertaş, şöyle devam etti:

“Tedbirler alınıyordu. Ama yapılan tedbirler çok iyi olmuyordu. Biz de yapılan bu haksızlıklar ve para sıkıntılarından kaynaklı sendikalı olmaya karar verdik. Sendikalı olunca da bizi işten çıkarttılar. O günden bu yana da burada direniş alanındayız.”

‘Hayatım direnişle geçiyor’

Eşini trafik kazasında yitirdiğini ve iki çocuğunu tek başına okutmaya çalıştığını aktaran Ertaş, “Şu sıralar hayatım direnişle geçiyor. Hem iş yerinde hem de hayata karşı direniyorum. Fakat hayatın bir gerçeği de var. Mücadele etmeden hiçbir şey başarılmaz. Hem çocuklarımın geleceği için hem de kendi hayatım için burada direnmek benim için önemli” diye konuştu.

Giderek soğuyan havaların işlerini biraz daha zorlaştıracağını ancak üstesinden geleceklerini söyleyen Ertaş, direnişin kendisini nasıl değiştirdiğini şöyle anlattı:

“Çok cesaretli bir insan değildim. Cesaretimi toplamaya başladım. Bu mücadele yaşlansam bile unutmayacağım bir anı olacak benim hayatımda. Torunlarım olursa da onlara anlatacağım en güzel hayat deneyimim bu olacak. Yaşadığımız şu dünyada haksızlığa uğradığımız her yerde dimdik durabilmeliyiz. Amacımıza ulaşabilmek için elimizden gelen her türlü mücadeleyi verebilmeliyiz.”

‘Biz onlara kazandırdık, onlar bizi dışarı attı’

9 yıl boyunca Flormar’da çalıştıktan sonra işten çıkarılan Sultan Kılıç da eşinden ayrı ve iki çocuğunu tek başına okutan bir kadın.

Direnmenin maddi anlamda kendilerini zorladığını ancak yine de kararlı olduklarını kaydeden Kılıç, şunları ifade etti:

“Anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Onlara kötü bir şey yapmadık. Zarar vermedik. Sürekli biz onlara kazandırdık. Onların cebi doldu. Biz hiçbir şey alamadık. Bizim verdiğimiz emeklere karşılık olarak bizi dışarıya attılar. Hakkımızı alacağız.”

‘Herkes hakkını savunmalı hele de kadınlar’

Direnmeye başladıktan sonra çok şey öğrendiğini belirten Kılıç, “Haksızlığı, hukuksuzluğu ve daha sonra kendi hakkımızı nasıl savunacağımızı öğrendik. Burada bir aile olduk. Hiç tanımadığımız iş arkadaşlarımızla kardeş gibi olduk. Birbirimize kenetlendik. Burada olduğum için mutluyum. Bence herkes kendi hakkını savunmalı. Hele de kadınlar buna daha çok önem vermeliler” dedi.

“Devlet bize hiç sahip çıkmadı” diyen Kılıç, “Çevik kuvvet hep buradaydı. Yanımızdalar ama bizimle değiller. O yüzden artık onlar için bir şey demiyorum. Diyemiyorum. Çünkü onlardan hiçbir beklentimiz yok” diye konuştu.

Seçim döneminde herkesin gelip sözler verdiğini, sonrasında ise hiçbirinin yerine getirilmediğini vurgulayan Kılıç, şunları söyledi:

“Yine biz bize kaldık. Direnenler ve direnmek isteyenler haklarını alsınlar. Bırakmasınlar. Çünkü bu haktır ve çocuklarımızın geleceğidir. Onlara daha iyi bir yaşam vermek için haklarını savunsunlar.”

‘Arkadaşlarım sonuna kadar haklılar’

Flormar’dan 2017 senesinde kendi isteğiyle ayrılan ve bir yaşındaki çocuğuyla arkadaşlarına destek vermek için fabrika önüne gelen Kübra Taşer ise, “Arkadaşlarım sonuna kadar haklılar ve ben de bu yüzden onların yanındayım” dedi.



Bültene kayıt ol