İstanbul'da protesto: 'Gazze de Lübnan da yalnız değil'

25.09.2024 - 09:04

Filistin'e Özgürlük Platformu, Gazze'deki soykırımı ve İsrail devletinin Lübnan saldırılarını İstanbul'da protesto etti.

Beyoğlu Tünel Meydanı'nda buluşan eylemciler, buradan Şişhane Meydanı'na yürüdü. Burada bir basın açıklaması gerçekleşti.

Okunan açıklamanın tam metni:

 

"Daha üç gün önce Fatih’te yaptığımız basın açıklamasında son bir yıldır yaşananlara neden soykırım dediğimizi gösteren bir örnek Cenin’de yaşandı demiştik. Kibirden gözleri kararmış olan şımarık İsrail askerler Cenin’in Kabatiya beldesinde gerçekleştirdiği bir operasyon sonrası Filistinlileri binanın çatısından aşağıya attı.

Bunun bir savaş ve insanlık suçu olduğunun altını çizmiştik.

Şimdi yeni bir katliamla karşı karşıyayız.

İsrail devleti adındaki savaş makinesine Gazze’de işlediği savaş suçları yetmiyor.

Bu yüzden son bir haftadır Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında şiddetin dozunu bütünüyle artırdı. Dün başlattığı son yılların en ağır hava saldırısı gece boyunca devam etti. En 550 kişi hayatını kaybetti.

550 kişiden söz ediyoruz değerli arkadaşlar.

Çoluk, çocuk yaşlı 550 kişi.

Bir anda öldürüldüler.

Siyonist rejim güç gösterisine devam ediyor.

Güç gösterisini on binlerce sivili öldürdüğü Gazze’nin ötesine taşırıyor. 

Lübnan’ın güneyinde on binlerce kişi evlerini terk etti. 

İsrail, sadece terör yöntemleri uygulayan bir devlet olduğu tüm dünya tarafından artık net bir şekilde görülüyor. 

Önce suikastlar düzenlediler. Aralarında Haniye’nin de olduğu direnişin liderlerine saldırdı.

Ardından insanların çağrı cihazlarını uzaktan patlatarak 9 kişiyi öldürdü, 200'ü ağır 2 bin 800 kişi yaraladı. Hemen iki gün sonra telsizlerin patlatılmasıyla gerçekleştirilen saldırılarda ise en az 14 kişiyi öldürdü, 500'den fazla yaralı var.

Kullandığı terör yöntemlerine her gün bir yenisini ekleyen pespaye bir işgal devletidir İsrail. Gücünü sadece bölge ülkelerinin işbirliği ve emperyalist batı bloğunun verdiği aktif destekten almaktadır.

Nitekim, ABS Savunma Bakanlığı "Orta Doğu'da artan gerilim ışığında, yüksek ihtiyat adımı olarak bölgede bulunan kuvvetlerimizi güçlendirmek için az sayıda takviye ABD askeri personeli gönderiyoruz" açıklamasını yaparak İsrail’e desteğini sundu.

Ortadoğu'da artan bir gerilim yok.

Ortadoğu’da gerilim yaratan asli unsur İsrail işgal devletidir.

Ortadoğu’da artan bir gerilim değil ABD, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerin desteğiyle artan İsrail saldırılarıdır söz konusu olan.

Bu destek İsrail’in bu terör saldırılarını sonsuza kadar sürdüreceğini düşünmesine neden oluyor.

7 Ekim’den bu yana bir yıl geçmek üzere.

Üç gün önce söylediğimiz gibi, bu bir yılın sonunda şunu net bir şekilde söyleyebiliriz: İsrail’in rehine kurtarmakla bir ilgisi yok. İsrail’in demokrasiyle bir ilgisi yok. İsrail’in insanlıkla bir ilgisi yok. İsrail’in hak aramakla bir ilgisi yok. 

İsrail korsan bir devlet. 

Bir halkın yaşadığı topraklara zorla girerek kurulan ve o halkı, kadim Filistin halkının yok ederek egemenliğini garanti altına almak isteyen bir devlet.

Bazı insanların anlamadığı bu: İsrail, soykırım yapmak için kurulmuş bir devlettir. Siyonizm işte bunun ideolojisidir.

Son bir yılda gördüğümüz her canilik, dün Lübnan’da işlediği kitlesel cinayet bu gerçeğin ifadesidir.

İsrail’in hesabını vereceği, vermek zorunda olduğu Lübnan katliamında yitirdiğimiz insanları unutmayacağız. Yetkililer ölenlerin en az 35’inin çocuk olduğunu söylüyor.

Netanyahu’nun bir çocuk katili olduğunu biliyorduk, şimdi tüm dünya bir kez daha gördü.

Buradan, bir çağrıyı tekrar ediyoruz.

İçinden geçtiğimiz sadece bir katliam yılı değil aynı zamanda katliamlara karşı direnişin de yılı. Filistin halkı direniyor."

Lübnan direniyor.

Küresel intifadanın her bir parçası dalga dalga eylemlerle İsrail işgal devletini mahkum ediyor.

Bu mücadelenin sayesinde Türkiye Güney Afrika’nın dava sürecinin bir parçası oldu ve İsrail’le ticari anlaşmaları sona erdirdiğini açıkladı. Ticaretin el altında sürdüğünü, Zorlu gibi şirketlerin 

İsrail’in kanlı parasından vaz geçemediğini biliyoruz. 

Şimdi Lübnan saldırısı da bir kez daha gösterdi ki İsrail’in soykırımcı işgalini durdurmak için Filistin halkının, Lübnan’da halkların, küresel direnişin ve kendi mücadelemizden başka güveneceğimiz hiçbir güç yok.

Bu mücadelenin tıpkı Gazze’de uğradığımız kayıpların olduğu gibi Lübnan’da katledilenlerin hesabını da soracağına eminiz.

Bu yüzden, iktidarı ve bir dizi iktidar odağını İsrail’le tam çaplı bir boykot konusunda uyarıyor ve ilişkilerin, ticaretin, gemilerin durdurulması yönünde daha net ve hızlı adım atmaya çağırıyoruz.

İsrail yalnızlaşmalı, her yönde her düzeyde boykot edilmeli, petrol vanaları kesilmeli.

Soykırım suçlarının cezasız kalmaması için bu adımlar acilen atılmalı.

Basın açıklamamızı bitirirken, herkesi Zorlu Holding’in israil’le kanlı ortaklığını protesto edeceğimiz eyleme herkesi çağırıyoruz. Zorlu Boykot grubu tarafından düzenlenecek eylem 28 Eylül Cumartesi günü.

Aynı zamanda 7 Ekim’in birinci yılında, 5 Ekim Cumartesi günü Taksim AKM’den Dolmabahçe’ye yürüyüş çağrısı yapan Filistin Eylem Komitesi’nin eylemine herkesi davet ediyoruz.

Zafer direnen Filistin halkının olacak.

Lübnan’da yaşadığımız kayıpların hesabı sorulacak.



Bültene kayıt ol