Merkez Bankası işçi ücretlerine göz dikti

01.11.2018 - 12:25

Merkez Bankası, 2019'daki ücret artışlarının enflasyonun altında kalmasını istiyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 31 Ekim'de yayınlanan yılın dördüncü enflasyon raporunda, 2019'da yaşanacak daralmadan ve yüksek fiyatlardan bahsedilirken, işçi ücretlerindeki artışın düşük tutulması, krizden çıkış yolu olarak önerildi:

"Enflasyondaki belirgin yükselişin 2019 yılı ücret artışlarına yansımaları orta vadeli enflasyon görünümüne dair risk unsurları arasında yer almaktadır. Yılın üçüncü çeyreğinden itibaren iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve artan işsizliğin aşağı yönlü etkilerine karşın, enflasyondaki yüksek düzeylerin endeksleme kanalıyla ücretler üzerinde yukarı yönlü etkide bulunacağı tahmin edilmektedir. Bu noktada yukarıda bahsedilen endeksleme mekanizmalarının zayıflatılması yönündeki çabaların yanında, maliyet baskılarının önümüzdeki dönemde verimlilik artışlarıyla ne ölçüde telafi edilebildiğine ve reel ücret artışlarının toplam talep üzerindeki etkisine yönelik değerlendirmeler de para politikası kararlarında önemli rol oynayacaktır." (sf 10.)*

"Özetle, Türkiye’de ücretli ve yevmiyelilerin önemli bir kısmı asgari ücret ve komşuluğunda ücrete sahip olup, özel sektör ücret artışlarında asgari ücret artışları ve TÜFE çıpa olmaktadır. Bu mekanizma, ekonomi genelinde ücretlerin iş çevrimlerine duyarlılığını sınırlayarak ücret enflasyonunda önemli bir katılığa yol açmaktadır. Kuşkusuz bu durum, ücret-enflasyon etkileşimi (çift yönlü ilişki) bağlamında enflasyon katılığını da beslemektedir." (sf. 57)

"Maliye politikasının dengelenme sürecine katkıda bulunması ve kamu kontrolündeki fiyat ve ücretlerin geçmişe endekslemeyi azaltacak şekilde enflasyon hedefleri ile uyumlu olarak belirlenmesi de beklenti yönetimine önemli katkı sağlayacaktır." (sf 95.)

Düşük asgari ücret istiyorlar

Asgari ücret, her yıl enflasyona göre saptanıyor. Asgari ücretteki artış, genel ücretlerdeki artış oranını da belirliyor. Bu ilişkiye dikkat çeken TCMB, Yeni Ekonomik Program'ın başarısının asgari ücretteki artışı düşük tutmasına bağlı olduğunu savunuyor.

Türk-İş ve DİSK, fiyatlardaki tırmanışa ve işçilerin alım gücünün düşüşüne dikkat çekerek normalde Aralık ayında yapılan asgari ücret pazarlıkları beklenmeden, hemen 2 bin liranın üzerine çekilmesini ve yeni yıldaki artışın bu sınırdan saptanmasını istedi.

AKP hükümeti ise bunu reddederek, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun Aralık ayında toplanacağının altını çizdi.

Patronlar ise "maliyetleri düşürmek, verimliliği artırmak" sözleriyle  enflasyonla mücadeleden bahsederken, toplu işten çıkarmaları ve düşük ücretle çok çalıştırmayı anlatıyor.

Krizi onlar yarattı, faturayı işçilere çıkartılmak isteniyor.

* Vurgular bize ait, TCMB raporu: http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/1e306323-d6fc-47e6-aaa5-8359b5446470/enf_ekim2018_tammetin.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-1e306323-d6fc-47e6-aaa5-8359b5446470-mr9kcMx


Merkez Bankası bağımsızlığı ne demek? Kimden neyden bağımsız?

Merkez bankalarının bağımsızlığı kavramı 1990’ların sonundan itibaren dünya genelinde kabul gören bir uygulama olmuştur. Devletlerin diğer bütün kurumları hükümet politikalarına bağlı iken Merkez Bankaları’nın hükümetlerin müdahalesinden bağımsız şekilde para politikaları uygulamaları özellikle 1990’larda küreselleşmenin itici gücü olan finans sektörü tarafından savunulur. Böylece hükümetlerden bağımsızlaşan Merkez Bankaları büyük finans sermayesine ve piyasaya bağlanmış olur. Kamusal kuruluşların piyasa üzerindeki müdahaleci rolünün zayıflamasına yani sosyal devletin gerilemesine paralel olarak Merkez Bankaları piyasa lehine “bağımsızlaşır”.

Merkez Bankalarının kağıt paranın basılması ve dolaşıma sokulması, para, faiz ve kur politikalarını yürütülmesi gibi görevleri vardır. Para politikalarının en önemli noktası enflasyonla mücadeledir. Merkez Bankası siyasi otoriterlerin basıncı altında kalmaksızın enflasyonla mücadelede kendi araçlarını kendisi belirler. Ülkenin altın ve döviz rezervlerinin kontrolünü sağlar. O ülkede faaliyet gösteren diğer bankalar, Merkez Bankası’na belli karşılıklar ayırmak zorundadır ve kredi ihtiyaçları olduğunda Merkez Bankası’na başvuru yaparlar. Faiz oranlarını belirleyerek bankaların kredilerini ne kadarlık faizle vereceğini kontrol eder.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) uzun bir dönem bağımsız değil hükümetlerin kalkınma planlarına uygun olarak para politikalarını yöneten bir kurumdu. 1970-2001 arası uygulanan 1211 sayılı yasaya göre “para ve kredi politikasını kalkınma planları ve yıllık programlara uygun bir tarzda yürütmek” TCMB’nin temel görevleri arasındaydı.

Türkiye’de Merkez Bankası “bağımsızlığı” esas olarak 2001 krizi sonrasında Ekonomi Bakanı olan Kemal Derviş döneminde yapılan düzenlemelerle gerçekleşmiştir. Türkiye’nin, tüm dünyada olduğu gibi, küresel finans sermayesi ile artan ilişkisinin bir sonucu olarak TCMB hükümetlerden bağımsızlaşarak sermaye hareketlerini piyasa koşulları içerisinde düzenleyen bir kurum olarak öne çıkar. Merkez Bankası ülkeye finans sermayesinin diğer bir deyişle kredilerin girmesini faiz oranlarını belirleyerek sağlar ve ayrıca enflasyonla mücadele etmeye çalışır.



Bültene kayıt ol