Polisle kahramanca kavga eden küçük azınlık eylemlerinin sayısız sorunu var. Bizim ihtiyacımız, polisin ve devletin tüm kurumlarının karşısında çaresiz kalacağı baş edilemez kitlesel eylemleri inşa etmektir. Kazandırıcı olan bu tür eylemlerdir. Bu eylemler on binlerce, yüz binlerce, hatta Londra, İspanya, ABD, Yemen gibi ülkelerde zaman zaman milyonlarca insanın katıldığı gibi yığınsal eylemler iktidarları adım atmaya zorlayabilecek güçte. Değişim bu eylemlerin ürünüdür. Özellikle de bu hareketin içinde örgütlü işçi sınıfının yer alması, grevler örgütlemesi ve kazanana kadar süresiz grev kararının alınması, egemen sınıfların üstesinden gelemeyeceği bir etki yaratır.
Bu eylemler ayrıca içinde yer alan ve o ana kadar köklü bir değişiklikte bir rolü olabileceğini veya böyle bir yeteneği olduğunu fark etmemiş insanların da kitle hareketi içinde, on binler halinde değişmesine neden olur. Gücün, kendisinin elinde olduğunu göstermesi açısından yığınsal eylemler gibisi olamaz.
Şu bir sorundur elbette: Böyle yığınsal eylemler örgütlenemediği ama durumun da aciliyet kazandığı, örneğin Refah’ta insanların yakıldığı anlarda ne yapacağız? Bu sorunun yanıtı da farklı değil: Yine, her zaman daha kitlesel ama illa barışçıl anlamında değil, kitlelerin içine çok daha rahat katılabileceği anlamda, öfkenin birleşebileceği eylemlerin inşa edilmesi için çabalayacağız.
Bu, sosyalizm genel mücadelesi için aşağıdan, sosyalist geleneğin benimsediği perspektifi yenilemek anlamına da gelir. Sosyalizm mücadelesi işçi sınıfı içinde kök salmalıdır, bunun kestirme bir yolu yoktur ve tek yol budur. Sabrı böylesine zorlu bir perspektifi inşa etmeye yetmeyenler daha acil eylem yöntemlerini tercih edebilir, kestirme yollar bulmaya çalışabilir. Ama tıpkı sosyalizm mücadelesinin kestirme bir yolu olmadığı gibi, Gazze’de soykırımı durdurma mücadelesinin de kestirme bir yolu bulunmuyor.
Bu, ne yazık ki ana ekseni, cam çerçeve indirme tartışmaları arasında kaçırılmış olan bir tartışma. Kitlelerin, kitleler adına yaptığı eylemin kazandırıcı olması bir şeydir; örneğin, Bin Genç eylemlerini eleştirmek ise bambaşka bir şeydir. Socar denilen soykırım ortağı firmanın o soykırım savunucusu sözcülerini deport etmek için mücadele vermek gerçekten de çok önemli. Bunun için o şirketin camını indirmek gerekmiyor; önüne on bin kişi gidip iki gün oturma eylemi yapsak ya da şirkette çalışan işçiler greve çıksa, ne o CEO’nun bir daha sesi duyulur ne de bu şirket elini kolunu sallayarak soykırım ortaklığı yapmaya devam edebilir.
İsrail başlıca ham petrol ithalatını şu ülkelerden yapmaktadır: Azerbaycan (888 milyon dolar), Amerika Birleşik Devletleri (197 milyon dolar), Brezilya (134 milyon dolar), Nijerya (86,7 milyon dolar), Angola (57,9 milyon dolar). Socar ise İsrail’in ana ham petrol kaynağı olan Azerbaycan’dan soykırımcılara aktarım işini üstlenen şirket. Bu şirketin kapatılmasını savunmak meşrudur. Bu şirketin her şeyine karşı öfke duymak da meşrudur. Bir eylemde bir cam kırılması, biraz boya atılması tartışma konusu dahi olamaz. Bu, daha büyük eylemler örgütlememizin önünde bir engel haline gelirse kendi içimizde tartışmaya başlarız. Şimdi böyle bir engelle karşı karşıya değiliz ama unutmayalım; bu eylemler bir öfkenin göstergesi. Acilen harekete geçme isteğinin bir yansıması.
Bu öfke hepimizin öfkesi. 40 bin kişi eksildik; Gazze eski Gazze değil. Refah'ta insanları yaktı İsrail. Bu yüzden aynı öfkeyi paylaşıyoruz ama bizler Filistin için dayanışmanın, soykırımcılarla iş birliği içinde olanların baş edemeyeceği bir yığınsal hareketi inşa edebilirsek başarı kazanacağını biliyoruz.
Çok adım attık, azımsanamayacak eylemler yaptık. Türkiye’de binden fazla eylem yapıldı Gazze için. Şimdi küresel hareketin bir parçası olan kitlesel eylemleri örgütlemek için kolları daha güçlü sıvamalıyız. Polis şiddetine, tutuklama tehditlerine karşı omuz omuzayız ama eylem anlayışı olarak birleşik, kitlesel, "sıradan insanları", işçileri, kadınları, tüm emekçileri ve ezilenleri harekete geçirmeye çalışan bir zemini inşa etmeye çalışıyoruz. On binleri, yüz binleri, milyonları içine çeken bir hareket, bu iktidara ikili anlaşmalara son verdirme konusuna sahici adımlar attırabilecek tek harekettir.
(Sosyalist İşçi)