Soma ilçesi Yırca mahallesinde bir araya gelen zeytin üreticileri, zeytinlik alanların ‘kamu yararı’ gerekçesiyle bir kurul aracılığıyla yatırıma açılmasını öngören düzenlemenin ikinci maddesinin tekrar görüşülmek üzere komisyona gönderilmesinin yeterli olmadığını belirtti. Üreticiler düzenlemenin tamamen geri çekilmesini istedi.
2014 yılında Kolin Holding'e karşı direnişin gerçekleştirildiği Yırca'da düzenlenen eylemde ‘Bu yasa meclisten geçmeyecek’, ‘Zeytinime dokunma’, ‘Yasanız zeytinlerimize sökmez’ sloganları atıldı.
Yırca Mahallesi sakinlerinden Ayşe Ürüncü, yaptığı konuşmada, köylerinde termik santral kurmak isteyen Kolin şirketler grubu tarafından daha önce 6 bin 666 zeytin ağacının katledildiğini anımsatarak, "O günü tekrardan yaşamak istemiyoruz. Her geçen gün yeni zeytin yasası çıkarmak istiyorlar. Mahalleli olarak mağduriyetimiz sürüyor. Gelip bizlere ne yapmak istediğimizi sormadılar" dedi.
En az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesisin yapılamayacağını ifade eden Çiftçi-Sen Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem, değişiklikle birlikte alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılabileceğini söyledi. Erdem şunları söyledi:
“Kanunsuz yönetmeliğin yürürlükte olduğu dönemde ‘kamu yararı’ adı altında maden şirketlerine nasıl izin verildiğini ve binlerce zeytin ağacının nasıl katledildiğini hep birlikte gördük. Zeytinliklere zarar verme olasılığı değil, doğrudan zarar vereceği bilinerek yapılması istenen bu değişiklik, işte tam da bu nedenle ayrımcılıktır. Maksatlıdır. Çiftçilere ait tesisin kaldırılarak, sanayicinin tesis kurmasına olanak sağlamaktır. Bu adaletsizliktir, bunun yanı sıra bir kesime karşı başka bir kesimden yana taraf olmaktır. Kabul edilebilir değildir. Kaldı ki, zeytincilik bir kültürdür. Zeytin ağaçları, tek başına zeytin yetiştirenlerin değildir, bütün halkındır. Bu yasa değişikliği vatandaşların üzerinde yaşadıkları, vatan olarak sahiplendikleri bir ortak güzelliğin ve huzur bakımından herkesin yararlandığı bir olanağın, iki elin parmakları sayısındaki bir kesimin kazanç-kar elde etmesine feda edilmesidir. Birlikte olduğumuzda güçlü olduğumuzu gördük. Enerjimiz toplamalıyız. Ve ısrarla üreticileri, tüketicileri, doğayı, ağaçları, insanları, hayvanları kısacası tüm canlı yaşamı ilgilendiren konuların karar süreçlerini etkilemenin takipçisi olmalıyız. ‘AKP ve şirketler zeytinimize,toprağımıza,suyumuza,tohumumuza,otlak ve meralarımıza dokunma!’ diyerek rehavete kapılmadan meraların korunmasında da mücadelemizi sürdürmeliyiz.”