Artvin halkı bir haftadır Cerattepe'de direniyor.
Nedeni ise, çevre katili projelerle adını sıkça duyurmuş olan Cengiz İnşaat'ın Artvin Kafkasör Turizm Merkezi'ni çevreleyen alana altın madenleri açmaya çalışması. Peki, Cengiz İnşaat'ı ve onun madenlerini istemeyen halka en büyük engel kim? Polisi ve jandarmasıyla devlet güçleri. İş makinelerini yaşam alanlarından uzak tutmaya çalışan Artvinliler her gün devletin "güvenlik" güçlerinin saldırısına maruz kalıyor. Biber gazı ve plastik mermilere rağmen köylüsüyle, esnafıyla, genciyle, yaşlısıyla direnmeye devam ediyorlar.
Aslında Cerattepe'deki direniş yeni değil. 20 seneden fazladır, yeşil alanları talan etmeye, su varlıklarını zehirlemeye, yok etmeye gelen şirketlere karşı mücadele içinde olmuş bölge halkı. Oldukça önemli zaferler de elde etmişler. Özellikle 1 senedir de Cengiz İnşaat'ın faaliyetlerine karşı nöbet tutuyorlar. Aralık 2015'te projeyi iptal eden mahkeme kararı, madencilik faaliyetinin yeşil alanları tahrip edebileceği gibi, hem su kaynakları üzerinden hem de zehirli gazların asit yağmuruna dönüşmesi suretiyle kenti doğrudan zehirleyeceğini söylüyor. Mahkemenin değerlendirmesini beklemeyen şirket, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 'ÇED Olumlu' raporu alarak harekete geçiyor. Bu denli kalabalık ve güçlü bir direnişi beklemeyen şirketin imdadına ise hükümet koşuyor.
Cengiz İnşaat'ı özellikle son yıllardaki birçok çevre katili "çılgın projeden" ve milyarlarca liraya mal olan ihalelerden tanıyoruz. AKP'nin Yeni Türkiye'sinde çok önemli yere sahip olduğu söylenen İstanbul'daki 3. havaalanı projesi ve Mersin Akkuyu'da yapılmak istenen nükleer santral projesi bunlardan yalnızca ikisi. AKP'nin Cengiz İnşaat ile olan bu dostluğu pek tabii ki neo-liberal politikaların bir ürünü. Girdiği ihalelerin neredeyse hepsini kazanan, 3. havaalanı ihalesini ÇED raporu hazırlanmadan alan, 2010 yılında 31 milyon liralık vergi borcu AKP hükümeti tarafından silinen şirket yıkım makinesi olarak faaliyetlerine aralıksız devam ediyor.
Başbakan Davutoğlu ise, çevreye zarar vermeden faaliyet yürütüleceği, zehirli atıkların da bölge dışında işleneceği gibi yalanlarla ve özrü kabahatinden beter açıklamalarıyla halkın tepkisini azaltmaya çalışırken, Cerattepe'deki altın madeni projesini bir devlet projesiymiş gibi anlatarak Cengiz İnşaat'a her fırsatta kol kanat geriyor.
Buradan altın çıkarılmadığında bu ihtiyacın ithal edileceği, cari açık oluşabileceği ve zenginleşmenin önünde engel olacağını anlatan Davutoğlu'nun aksine, Cerattepe'den çıkarılacak altının ne Artvin halkı, ne de Türkiye halkı için olduğunu, zenginleşecek olanların yine özel işletmeler ve kapitalist iş adamları olacağını çok iyi biliyoruz.
Cengiz İnşaat, Kolin İnşaat gibi yatırımları ve kârları uğruna yaşam alanlarını dümdüz eden şirketlere, bu şirketlere sahip çıkıp halkına saldırmayı alışkanlık haline getiren hükümete karşı mücadelemiz devam edecek.
Anıl Yüksel