Paris'te protestolar altında toplanan devletler, 2020'de yürürlüğe girecek iklim anlaşmasında uzlaştı. Dünyaya müjdeli haber olarak verilen anlaşma, iklim değişikliğini durdurmak için yapılması gerekenlerin uzağında ve bağlayıcılığı yok.
Paris'te iki haftadır yürütülen 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) varılan anlaşmaya göre, devletler 2 derecelik ısı artışını engellemek ve 1,5 derecede tutmak konusunda kararlılık gösterecek.
195 devletin onay verdiği, 2020'de yürürlüğe girecek yeni iklim anlaşmasında öne çıkan diğer maddeler şunlar:
- Bir an önce karbon salımlarında tavan noktasına erişilmesi, yüzyılın ikinci yarısında atmosfere yollanan sera gazları ile bunların azaltılması arasında bir denge oluşturulması.
- Emisyonları azaltma konusunda ilerlemenin beş yılda bir gözden geçirilmesi.
- Anlaşma yürürlüğe girene kadar, gelişmekte olan ülkelere iklim finansmanı için yılda 100 milyar dolar destek sağlanması ve onun ileride artırılması.
Küresel ısınmanın sorumlusu devletlerin başında gelen ABD Başkanı Obama, "gezegenimiz için en büyük şans" olarak nitelediği Paris anlaşmasıyla daha düşük karbon salınımına yatırım ve istihdamın da geleceğini söyledi.
Gerçekten durum bu kadar iyi, insan ve canlı yaşamı 7 milyarı düşünen devletler tarafından kurtarıldı denilebilir mi?
- Anlaşma, karbon salımı azaltma hedeflerinin bildirimi ve hedeflerin düzenli olarak gözden geçirilmesinde bazı unsurları bağlayıcı kılıyor. Ancak ülkelerin karbon salımları koyduğu hedefler konusunda bağlayıcı değil. Bu anlaşmanın gönüllülük kısmına giriyor. Yani gelecek kuşakların güvenli ve yaşanabilir iklim koşullarında yaşamasını sağlayacak hiçbir bağlayıcı hüküm yok.
- Devletler bu anlaşmada uzlaşsalar da uygulamada ne olacağı belirsiz. Kendilerini "gelişmekte olan ekonomiler" olarak adlandıran, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bir çok devlet kendilerinin G-20 karşısında gelişme hakkı olduğunu ileri sürerek sera gazı salımlarından taviz vermiyor. Küresel kapitalizmin dayandığı rekabet ve eşitsiz gelişme ile beraberinde getirdiği adaletsizlik "2 derecenin altında tutma" hedefini geçersiz kılabilir.
- Bilim insanları, iklim değişikliğini durdurmak ve şimdiden kendini gösteren felaketleri azaltmak için, fosil yakıtlardan şimdi tamamen vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor. 2014 atmosfere en fazla karbon salımı yapıldığı yıl oldu. Fosil yakıt kullanmaktan vazgeçmeyip, ısı artışını engellemek mümkün değil.
- Paris anlaşması ile küresel kapitalizmin temel enerji tercihi fosil yakıtlar olarak kalırken, yenilenebilir enerji kâr getirecek yeni bir pazar olarak görülüyor.
Paris'te iklimi değiştiren kapitalistleri protesto eden antikapitalistlere göre anlaşmanın bir müjde ya da başarı olarak sunulması tuhaf. İklim değişikliği karşısında etkin bir mücadele ve değişimi esas almayan Paris anlaşmasının ardından, sorunun devletler tarafından çözülmeyeceği bir kez daha ortaya çıktı. İnsan ve bir çok canlı türünün geleceği, küresel kapitalizme karşı mücadelenin zaferine bağlı.