Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sokak hayvanlarının barınaklarda toplanmasını savunan sözleri, hayvan hakları aktivistlerinin tepkisiyle karşılandı. Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi bir açıklama yayınlayarak 5911 sayılı kanunu hatırlattı.
İnisiyatifin açıklaması:
"AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlarken hayvanların barınak adı altındaki toplama kamplarına kapatılmasını savundu. Soruyu soran gazeteci “köpek terörü”nden söz etti. Günümüzün otoriter rejiminin yok etmek istediği her şeyi “terör” ile ilişkilendirdiğini biliyoruz. Hak savunucularından akademisyenlere, ekoloji aktivistlerinden gazetecilere kadar muhalif görülen her şey “terör” ile suçlanıyor. Şimdi sokak köpekleri de sipariş üzerine sorulduğu belli olan bu soruyla aynı suçlamayla karşı karşıya bırakılıyor.
Erdoğan ise bu soruya, katliam yapılan Konya Barınağı’nı ve İstanbul’daki Beykoz Barınağı’nı överek sokak hayvanlarının barınaklara toplatılması gerektiği yönünde cevap verdi. Erdoğan, “Avrupa’da nasıl çözüme kavuşturulduysa aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Sokakları güvenli hâle getirmek görevimiz” dedi.
Erdoğan’ın övdüğü Beykoz’daki barınakta hayvanlar korkunç koşullarda yaşıyor. Hayvanların yaşadıklarına dikkat çekmek isteyen bir veterinerse sırf bu sebeple işinden edildi. Konya’daki barınaktaki dehşet ise ortaya serileli çok oldu, hayvanların açlıktan birbirlerini yedikleri ve işkenceyle öldürüldükleri bu barınaktaki sorumlular serbest bırakıldı. Buralar barınak falan değil, Almanya’da Nazi dönemindeki toplama kamplarının bir kopyasıdır.
Sokak hayvanlarına dönük vahşet sona ermiyor. “Köpek terörü” gibi uydurma laflar yüzünden hayvanlar şiddete ve ölüme açık hâle getiriliyor. Şiddet uygulayanlar ve cinayet işleyenler cezasızlıkla ödüllendiriyor.
Erdoğan’ın işaret ettiği “Avrupa modeli” ise sokak hayvanlarının önce barınaklara toplanmasını, “sahiplendirilmedikleri” durumda ise “uyutma” adı altında öldürülmelerini temel alıyor. Sokak hayvanlarının soğukkanlı bir şekilde öldürülmesini öngören bu uygulama sadece vahşet değil aynı zamanda 5911 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na da aykırıdır.
Kanuna göre sokak hayvanları ancak tedavi amaçlı barınaklara alınabilir, kısırlaştırma ve tedavileri tamamlandıktan sonra bulundukları yere geri bırakılmaları gerekir. Sokak hayvanlarını “başı boş” veya “terörist” diye yaftalayarak toplatmak açıkça hukukun çiğnenmesi anlamına geliyor. Hâlihazırda AKP hükümeti bu kanunu bile uygulamıyor.
Bir kez daha haykırıyoruz:
- Sokak hayvanlarının yeri sokaklardır.
- Sokak hayvanlarının nefret ve rant siyasetine alet edilmesi kabul edilemez.
- 5911 sayılı kanun genişletilmeli ve Hayvan Hakları Kanunu’na dönüştürülmelidir.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!"
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.