İklim aktivisti Greta Thunberg'in, Austrian World Summit'te yaptığı konuşma.
Yarın, iklim için okul grevine başlamamızın üzerinden 150 hafta geçmiş olacak. Bu süre zarfında dünya çapında giderek daha fazla insan iklim ve ekoloji krizinin farkına vararak sizlere, yani muktedirlere giderek daha fazla baskı yapıyor.
Sonunda kamuoyu baskısı çok arttı, dünyanın gözü üzerinizdeydi. O zaman siz de sahneye çıktınız. Ama bu, iklim sahnesi değil tiyatro sahnesiydi. Oyuna başladınız... Politika oyununa, kelime oyunlarına, geleceğimizle oynamaya başladınız.
Sorumluluk alıyormuş gibi yapmaya başladınız. Sizler, bizi işlerin halledildiğine ikna etmeye çalışır ve kurtarıcılarımızmışsınız gibi hareket ederken, hitabetinizle hakikat arasındaki boşluk giderek genişlemeye devam ediyor. Ve genel farkındalık seviyesi o kadar düşük ki, yaptıklarınız neredeyse yanınıza kâr kalıyor.
Ama açık konuşalım – yaptığınız şey iklim eylemine veya acil bir durum müdahalesine ilişkin değil. Hiç olmadı. Bu, siyaset kılığına büründürülmüş bir iletişim taktiği. Sizler – özellikle yüksek gelirli ülkelerin liderleri – değişiyormuş ve gençleri dinliyormuş gibi yaparken, yolunuza hemen hemen tamamen eskisi gibi devam ediyorsunuz.
“Bilim geri döndü” diyerek bilimi ciddiye alıyormuş gibi yaparken, tek bir iklim bilimcisini bile konuşmacı olarak davet etmeden iklim zirveleri yapıyorsunuz. Fosil yakıtlara savaş açıyormuş gibi yaparken öbür taraftan yepyeni kömür madenleri, petrol sahaları ve boru hatları açıyorsunuz. İşinizi sadece eskisi gibi sürdürmekle kalmıyor, çoğu durumda süreci hızlandırıyor, hatta hacmini bile büyütüyorsunuz.
En iddialı iklim politikalarına sahipmiş gibi davranırken yeni petrol ruhsatları veriyor, yeni petrol yatakları arama faaliyetlerine devam ediyorsunuz. Bütünsel olarak bakıldığında son derece yetersiz olan o sözümona iddialı iklim taahhütlerinizle övünüp ondan sonra da bu hedeflere bile ulaşmak için çaba göstermediğiniz açığa çıkıyor.
Dünya her saniye bir futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanı keserken siz doğayı ve biyolojik çeşitliliği umursuyormuş gibi yapıyorsunuz. Hepiniz birer iklim lideriymiş gibi davranırken, gelecekte Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılmasını temelde imkânsız kılacak bir ortak tarım politikasına kilitleniyorsunuz.
Astronomik miktarlardaki paralarınızı zaten şimdiden bir yerlere yatırmışken pandemi sonrasında yeşil projelerin “daha iyisini yeniden inşa edeceğiz” ayağına yatıyorsunuz – yeşil her ne demekse. Örneğin, G7 ülkeleri temiz enerjiye kıyasla fosil yakıtlara ve fosil yakıt altyapılarına milyarlarca dolar daha fazla para yatırıyor.
Bu numaraları da güzel sözlerle, gelecekte birisinin bir şekilde ortaya çıkıp bugünkü eylemlerinizi tersine çevireceği ve onları “net sıfır” yapacağı yolundaki vaatlerinizle telafi ediyorsunuz. Ve boş sözleriniz yetmediğinde, protestoların uğultusu çok yükseldiğinde – o zaman da protestoları yasa dışı ilan ederek buna yanıt veriyorsunuz.
Elbette, geleceği ve mevcut yaşam koşullarının korumaya yönelik tüm çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Ve bu uzak gelecekteki net sıfır emisyon hedefleri harika bir başlangıç olabilirlerdi – eğer açıklar ve kaçaklarla dolu olmasalardı. İthal mallardan, uluslararası havacılıktan ve denizcilikten kaynaklanan emisyonları hesap dışında tutmak, biyokütle yakmak, temel referans noktalarında manipülasyon yapmak, çoğu geri bildirim döngüsünü ve devrilme noktalarını dışarıda bırakmak, hakkaniyetin ve tarihi emisyonların canalıcı küresel niteliğini göz ardı etmek, üstüne üstlük bu hedefleri şu anda varlıkları pek şüpheli, tümüyle hayalî ölçekteki negatif emisyon teknolojilerine dayandırmak gibi boşluk, açık ve kaçaklarla...
Ama sahnelediğiniz oyunlar sürdükçe, senaryolarınızın ve oynadığınız rollerin içyüzünü aramızda gitgide daha fazla sayıda insan görüyor. Gittikçe daha fazla aşırı hava olayları etrafımızı sararken, eylemlerinizle söylemleriniz arasındaki boşluğu görmezden gelmek imkânsız hale geliyor.
Sonuç olarak, bu gezegenin her yerinde gençler artık yalanlarınıza kanmıyor. Kendinizi gün geçtikçe hem bizden hem de gerçeklikten giderek uzaklaştırıyorsunuz. Birkaç yıl öncesine kadar hâlâ doğru yönde ilerlediğimizi iddia edebilirdiniz. Bugünse, bu artık mümkün değil. Şu andaki tahminler 2021'in gelmiş geçmiş en yüksek ikinci emisyon artışını gösteren yıl olacağı yönünde.
Halkın arkamızdan gelebilmesi için yavaş hareket etmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Ancak, bu krizi bir kriz gibi ele almadığınız sürece, insanları nasıl yanınıza almayı bekleyebileceğinizi söyler misiniz?
Pandeminin kesin olarak kanıtladığı bir şey varsa, o da iklim ve ekoloji acil durumlarının hiçbir zaman birer acil durum olarak ele alınmadığıdır.
İklim krizi bugün – en iyi ihtimalle – sadece yeşil yeni işler, yeni yeşil şirket ve teknolojiler yaratmak için bir iş fırsatı olarak görülüyor.
Pandemi ortaya çıkarken “bu, maske imalat endüstrisine fayda sağlayacak” veya “sağlık sektörü ve hastanelerde yeni işler yaratacak” demediniz. Cesur iklim eylemi gerçekleştirmek doğal olarak birçok avantaj ve fayda sağlayacaktır. Ancak kriz olarak görmediğimiz ve büyüklüğünü anlamadığımız bir krizi çözemeyeceğimizi söylemeye bile gerek yok.
Belki de rol yapmak geceleri uyumanıza yardımcı oluyordur. Sadece konuşmak adına bir şeyler söylemek – çünkü o kelimeler senaryonuzda yazılı. Ancak, siz sahnede oynamakla meşgulken, iklim krizinin gelecekte uzak bir şey olmadığını, en çok etkilenen bölgelerdeki en çok etkilenen insanlardan daha şimdiden çok şey almakta olduğunu unutuyor gibisiniz.
Bu sizin için sadece bir oyundan ibaret olabilir: oy, popülerlik, borsada puan veya bir şirkette ya da lobi şirketindeki bir sonraki yüksek ücretli konumunuzu kazanmak için bir oyun olabilir. Aslında bu oyunu içerikten ziyade ambalaja odaklananlar ve en güzel konuşmaları, en miyop görüşlü sevimlilik politikalarını yürütenler kazanıyor.
Tabii ki rollerinizi oynamaya, repliklerinizi söylemeye, kostümlerinizi giymeye devam etmeyi seçebilirsiniz – edeceksiniz de. Mış gibi yapmaya devam edebilirsiniz ve edeceksiniz de. Ancak doğa ve fizik bunu yemeyecek. Doğa ve fizik sizin tiyatronuzda hoşça vakit geçirmediği gibi, sizin tiyatronuzda onların dikkati de dağılmıyor.
Seyirci bıktı artık. Gösteri bitti.
Çeviri: Nil Sarrafoğlu
Çeviri editörü: Ömer Madra
(Açık Radyo)