Müzisyen ve DSİP üyesi Kerem Kabadayı'nın dijital iklim grevinde yaptığı konuşma:
Yaklaşık 20 dakikalık bir süreci atlaya zıplaya geçmeyi deneyeceğim. 20 yıl öncesinde toplumsal muhalefette kompartımanlara ayrılmış kategoriler görülebiliyordu. İklim, insan hakları mücadelesi, kadın hakları mücadelesi, ekoloji mücadelesi, antikapitalist mücadele birbirlerinden farklı mücadeleler olarak ilerliyordu. Geçen 20 yıl içerisinde merkeze çeken bir güce maruz kaldık. Çevre mücadelesi verenler insan hakları mücadelesiyle omuz vermeye başladı. Bugün dünya çapındaki her ülkenin salgına cevap vermekte geç kalmasıyla su yüzüne çıkan neoliberal düzen. İçinde bulunduğumuz koşulda insan sağlığına, işçi haklarına uzanan geniş bir skalayı en kötü ihtimalle tamamen görmezden gelen, en iyi ihtimalle de gerektiği kadar tavizleri işçilere ve kitlelere tanıyan yönetimler var karşımızda. Bu yönetimler daha önce iklim krizinde gerekli adım atmayan yönetimler, savaş karşıtı olarak protesto ettiğimiz yönetimler. Vitrindeki kişilerin değişmesi bir şey değiştirmiyor.
Bu mücadeleleri birbirinden ayrı ve bağımsız görmemek gerektiğini öğrenmiş olduk. İklim değişikliği ile ilgili bir yere kadar gelmiş olan hassasiyetin de son 2-3 yıl içerisinde gerileşmeye başladığını görüyoruz. Bunun sonucunda Sıfır Gelecek ve küreselde iklim grevleri için küresel bir hareket meydana geldi. Bu kadar kişinin bir araya gelmesi… 2007 sonrasında en son bir dijital grev düzenleyelim teklifi duymuştum. Geçtiğimiz senelerde sesimizi duyurmanın farklı yolları öğreniyoruz ve öğrenmeye devam edeceğiz. Herkese çok teşekkür ediyorum.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.