Özdeş Özbay, 350.org Brezilya Yöneticisi Nicole Oliveria ile Brezilya’daki petrol sızıntısını konuştu:
“Repsol’a ve gezegeni tehdit eden tüm petrol devlerine, kıyı bölgelerimizdeki sondaja derhal son vermeleri için çağrıda bulunduk.”
Önce Amazonlar, şimdi de sahiller… Ülkenin ekolojik açıdan en önemli ve değerli bölgelerini şirketlere pazarlamaya devam eden Jair Bolsonaro’yu, Brezilya sahillerini iki aydan fazla süredir tehdit eden petrol sızıntısı da durduramadı.
Salvador sahillerinde 21 kilometrelik alana yayılan petrol sızıntısı halen sonlanmadı. Hükümet, dev bir çevre felaketine dönüşüp bölgedeki yaşamı tehdit eden sızıntıya müdahale etmek şöyle dursun, petrol şirketleriyle gerçekleştireceği yeni sondaj ihalelerine hazırlanıyor.
COP25 zirvesini yerinde takip eden Özdeş Özbay, sızıntıyla ilgili gerçekleri dünya gündemine taşımak için Madrid’de bulunan 350.org yöneticisi Nicole Oliveria ile konuştu.
“Brezilya ve Latin Amerika’da yaşanan en büyük çevre felaketlerinden birini gündeme taşımak istiyoruz. Yerli halklar delegasyonu ile birlikte Madrid’deyiz” diyor Oliveria; “Ülkemde Avrupalı şirketlerin sömürgeleşmesi sonucu yaşanan çevre felaketlerinden en çok etkilenenler onlar oldu.”
Bolsonaro, ülkenin biyolojik çeşitlilik açısından en kritik bölgelerini petrol şirketlerine pazarlayarak işbirliği yapmaya devam ediyor. “Sadece bu yıl iki petrol ihalesi gerçekleştirildi ve yenileri de planlanıyor. Bu ihaleleri kazanan şirketlere, söz konusu bölgeyi 25-30 yıl boyunca dilediği gibi sömürme hakkı verildi.”
Brezilya’nın kuzeydoğu kıyılarına ulaşan petrol sızıntısı yüzünden acil durum ilan edildi. Devlete ait petrol şirketi Petrobras sızıntının kaynağını belirleyemedi. Bolsonaro da yine dalga geçercesine yaptığı açıklamada, bunun bir kaza olduğuna inanmadığını, ülkeyi zora sokmak için kasıtlı yapılmış olabileceğini dile getirmişti.
“Repsol’un Meksika ve Brezilya’daki yatırımları, ekolojik açıdan tam anlamıyla bir sömürge hareketi” diyor Nicole Oliveria: “Ve işte bu şirketleri ifşa etmek için buradayız. On bin tondan fazla petrol, Brezilya sahillerinin kuzeydoğusundan güney kıyılarına doğru hızla ilerliyor. Üstelik turizm açısından önemli bir sezondayız ve o kıyılarda yengeç sezonu başladı. Başta yavru yengeçler olmak üzere, tüm deniz biyoçeşitliliği fosil yakıt devleri yüzünden çok büyük tehdit altında. Balıkçılık da bu çevre felaketinden olumsuz etkilendi. Bölge halkının ayakta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu turizm gelirlerinin de kesildiği ortada. Petrolsüz bir okyanus istediğimizi dile getirmek için buradayız. Repsol’a, Brezilya açıklarındaki sondajına derhal son vermesi için çağrıda bulunuyoruz.”
Bölgedeki sondaj çevreye olağanüstü zarar veriyor.
En soldaki Nicole Oliveria
“Sızıntıyı durdurmak ya da bir kez yayılmaya başladığında önlem alabilmek çok zor. Brezilya hükümeti de bu sızıntının sorumluluğunu üstlenmiş değil. Hiçbir şey yapmıyorlar. O kıyılarda yaşayan bölge halkı, büyük bir dayanışma örneği sergileyerek, kendi kendilerine temizlemeye çalışıyor petrol sızıntısını. Kıyılarımızı tehdit eden bu olağanüstü miktardaki petrolün son derece toksik bir içeriği olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu, durumu daha zorlaştırıyor.”
Bu yıl Repsol’un kazandığı ihaleden iki hafta önce, mecliste yeni bir yasa oylanmış ve Repsol’ün pazarlandığı bölge halkını daha da yoksullaştıracak bazı kararlar alınmıştı.
“Yani felaketin faturasını bölge halkına kesiyor, bundan kazanç sağlıyor ve şu an yaşanmakta olan ekolojik yıkım karşısında kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.”
Dahası petrolün nereden sızdığı da bir türlü bulunamadı. Brezilyalı yetkililer Yunan bandıralı bir tankerden şüphelendiklerini dile getirdi ama Delta Tanker şirketinin yaptığı açıklamada, 2500 km açıktaki filonun yolculuğunun en ufak bir sorun yaşanmadan sonlandığı, bu suçlamayı reddettikleri söyleniyordu.
Sızıntının, Venezuela’dan Malezya’ya petrol taşıyan tankerlerden kaynaklandığına dair bir kanıt bulunmuyor. Temizleme çalışmalarına devam edilirken “Kimse bu petrolün nereden sızdığı konusunda bir açıklama yapamıyor” diyor Oliveria; “Ve bu arada sızıntı devam ediyor.”
“Amacımız sadece Repsol’a çağrıda bulunmak değil, yaşananların ve Brezilya hükümetinin ısrarcı tutumunun bizi nasıl büyük bir tehlikeyle yüzleşmek zorunda bıraktığının bilinmesini istiyoruz. Yaşanmakta olan bu büyük felakete rağmen, kıyı bölgelerini pazarlamaya ara vermediler.”
“Amazon’daki yerli halkın yaşamını ve oradaki muazzam biyoçeşitliliği tehdit eden pazarlıkları yetmedi, sıra okyanuslarımıza geldi. 8 Aralık’ta gerçekleştirdiğimiz eylemde, çevre felaketinin güncel bir örneğine dönüşen Repsol’un yetkililerine, savaşımızın sadece onlarla olmadığını; okyanus yaşamını tehdit eden tüm şirketlerin bölgedeki sondajını durdurmak istediğimizi haykırdık.”
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.