Memet Uludağ

Memet Uludağ son yazıları

Memet Uludağ tüm yazıları

10.09.2016 - 19:21

Apple: Çürük elma

Haber siteleri sevinçle duyuruyor: Apple bombayı patlattı. iPhone 7 satışa sunuldu.

Bugünlerde başka bir Apple bombası daha patladı.

Avrupa Birliği (AB), üç yıl süren bir araştırma sonucunda Avrupa merkezi İrlanda’da bulunan Apple’ın İrlanda hükümetleriyle 1991 ve 2007’de yaptığı gizli anlaşmalar sonucu 2003-2014 arasında 13 milyar Euro vergi kaçırdığını tespit etti. AB Komisyonu verdiği kararla Apple’ın bu parayı İrlanda’ya geri ödemesini talep ediyor. Faizleri ile birlikte ödenecek miktarın 19 milyara yakın olduğu tahmin ediliyor.

AB Komisyonu, resmi açıklamasında Apple’ın İrlanda’da kayıtlı birden fazla alt şirketi üzerinden nasıl vergi kaçırdığının detaylarını ortaya koydu. Dünyanın en zengin şirketlerinden biri olan Apple, İrlanda hükümetlerinin özel desteği ile ve çeşitli alt şirketlerini kullanarak hem ABD’de hem de İrlanda’da ödemesi gereken verginin çok az bir miktarını ödedi. AB Komisyonu devletin Apple ile yaptığı anlaşmaları AB kurallarına aykırı ve kanunsuz ilan etti.

Apple 2011’de 16 milyar Euro kâr yaptı. Yukarıdaki özel anlaşmalarla kârını 50 milyon Euro gösteren şirket sadece 10 milyon Euro kurumlar vergisi ödedi. Bu rakam gerçek kârı hesaba katıldığında %0,05’lik bir orana denk düşüyor. Şirketin 2014’te ödediği vergi oranı daha da komik. Sadece %0,005.

Apple ile gizli ve pis anlaşmaları ortaya dökülen ve AB komisyonu tarafından Apple’dan alacaklı olduğu milyarları almaya ‘mahkum’ edilen İrlanda hükümeti ise parlamentodaki tüm sağ partilerin desteği ile AB komisyonun bu kararını Apple’le ortaklaşarak mahkemeye götürmeye hazırlanıyor.

Evet, yanlış okumadınız. %0,005 gibi oranlarda vergiler ödeyerek 13 milyar Euro ek kâr yapan bir şirket, karşısında ise 13 milyar Euro (faiziyle birlikte 19 milyar) ek vergi kazancına sahip olacak bir hükümet var, ve borçlu borcunu ödememek, alacaklı da almamak için el ele verip mahkemeye gidiyorlar.

Makul düşünen herkese saç baş yolduracak bir durum bu.

Aslında bu olanlar ekonomi teknokratların savunduğu kadar karmaşık, göründüğü kadar da akıl ve mantık dışı değil.

Bunların bir açıklaması var: Kapitalizm.

...

4,5 milyon nüfuslu İrlanda’da işçi, memur, dar gelirli kesimler, kısacası halkın büyük çoğunluğu son sekiz yıldır dayatılan kesintiler ve ek vergilerle yaşıyor. 2008’de spekülatif banka ve inşaat sektöründe patlayan ekonomik krizin tüm yükü halkın sırtında.

2008’de özel bankları ve hissadarların yatırımlarını kurtarmak için hükümet İMF ve AB’ye 60 milyar Euro borçlanmıştı. Bunun faiziyle geri ödenmesi için sağlık, eğitim gibi pek çok kamu hizmetinde İMF dayatmaları ile büyük kesintilere gidildi. İşsizlik %4’lerden %14’lere fırladı. Ücretlerde kesintilere ve ek vergi uygulamalarına gidildi. 90 bin aile sosyal konut sırasında bekliyor. Evsizlerin sayısı giderek artıyor. Resmi rakamlara göre ülkede 750 bin kişi fakirlik içinde yaşıyor. 40 bin çocuk okula aç gidiyor. Kâr eden kamu hizmetleri özelleştiriliyor, diğerleri ise yavaş yavaş yok ediliyor. Mülteciler kaynak yokluğu bahane edilerek kabul edilmiyor. Bütün bunlar toplumsal tepkiyi arttırırken aynı zamanda ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi sosyal hastalıkları da doğuruyor.

İrlanda’nın 2016 toplam bütçesi 51 milyar Euro. 13 milyarın önemi burada ortaya çıkıyor.

Aynı dönemde ülkenin en zengin 300 kişisinin serveti beş yıl önce toplam 50 milyar Euro’dan 90 milyar Euro’ya yükseldi. Ülkede para var ama zenginler için var, halk için değil. İMF’den alınan borçlar bu zenginliği korumak için kullanıldı.

Apple’a milyarlar işte böyle bir dönemde verildi. İrlanda hükümetleri bir yandan kendi yerel zenginlerinin zenginliğini korurken diğer yandan da uluslararsı dev şirketlerin kârlarının derdine düştüler. Zira 20 yıldır ‘dış yatırım’ popülizminden beslenen sağcı hükümetler İrlanda’yı uluslararası sermayenin ucuz vergi cenneti haline getişrmişlerdi.  Bu durumdan Apple, Google, Facebook gibi devlerle herhangi bir rekabet durumu olmayan, dolayısı ile bunları tehdit olarak görmeyen ‘milli ve yerli’ patronlar da nemalanıyordu. İrlanda neoliberal kapitalizmin Avrupa merkezi haline gelmişti.

Kapitalizmin kalem tutan entel soytarıları kavramları hep tersine çevirip kullanırlar.

Mesela ‘serbest piyasa’ derken serbest olan işçiler değil,  kâr yapmakdır. Her türlü koşulda kâr yapmak serbesttir. Vergi gibi şeyler bu serbestliğin düşmanıdır.

Bu serbestliği sağlamak için hem kendi devletlerini hem de devletler arası ilişkileri kullanırlar. O yüzden entel soytarılar ‘devleti küçültmek’ derken, işlerine yarayan bakanlıkları, askeri,  polisi, kanunları vs değil, halka sunulan kamu hizmetlerini  hedef gösterirler.

Yerli ve uluslararası patronların kârlarını sırtlarını devlete yaslayarak ve uluslararası finans oyunlarıyla büyütenleridir cennetidir İrlanda. Avrupa pazarına ucuz yoldan açılmak isteyen teknoloji, ilaç ve finans devlerinin merkezleri İrlanda’ya çöreklenmiştir, yoksa buraların işçisine hayran oldukları için değil.

Hükümet uluslararası şirketlerin ülkede çok büyüş iş kaynağı yaratığını savunarak ve Apple vb şirketleri korkutmamak için 13 milyarı almak istemiyor. Bu kocaman bir palavra. Özel sektör işçilerinin sadece %13’ü uluslarası şirketlerde çalışıyor.  Aynı dönemde hükümetler kamu çalışanlarına çok büyük kesintiler uyguladılar.

AB’nin İrlanda’nın alacağının peşine düşmesi İrlandalıları sevdiğinden değil. Öyle olsa milyarlarca banka borcunu halkın sırtına yüklemezlerdi. Burada da karşımıza yine kapitalizm çıkıyor. AB’nin derdi blok içerisindeki devletlerin ulusal burjuvaları arasında rekabeti dengelemek. Zira İrlanda’nın yaptığı kurnazlık ve vergi spekülasyonları AB’nin Fransa, Almanya gibi diğer büyük ortaklarının işine gelmiyor. Hem aynı blok içinde olan hem de ulusal kapitalistleri hem içerde hem dışarıda sürekli rekabette olan AB ülkeleri Apple’in yarattığı haksız rekâbetten rahatsız. Onların da derdi ‘milli ve yerli’ patronları.

İrlanda hükümetleri uluslarası şirketlerin bir dönem yarattığı sıcak para akışı ve iş imkanlarından siyasi fayda sağladılar. Bu sıcak para akışı ülkenin temel toplumsal ihtiyaçlarına ve alt yapısına değil, zenginlerine fayda sağladı. Şimdi krizle birlikte fakirleşmiş bir halk ve daha da zenginleşmiş azınlık var ülkede.

Suyun ücretlendirilmesinde yenilgiye uğramış İrlanda egemenleri hükümetiyle, patron medyasıyla Apple’ı koruma dedine düşmüş durumdalar. Bu konuda alttan gelen bir toplumsal baskı yaratılabilirse hükümet boyun eğmek zorunda kalabilir.

Aksi halde, Apple ama çürük elma.

Memet Uludağ

@Memzers


Bültene kayıt ol